Ey bankalar..

Bundan dört veya beş yıl önce adını hatırlayamadığım bir köşe yazarı şöyle bir cümle kullanmıştı; "şu anda kırkbeş-elli bandında görünen Ak Parti'nin oyları yakın gelecekte yüzde altmışları aşmış olup yüzde yetmişlere dayanacak ve çoğu seçmen Ak Partili olacak" diye öngörüde bulunmuştu..

Son otuz otuzbeş yıl boyunca ülkede başbakan veya cumhurbaşkanı olabilmek için fazla bir donanıma sahip olmak gerekmediğini düşünuyorum.

Özellikle serbest piyasa ekonomisi modeline geçildikten sonra bütün plan ve projeler küresel sermaye stratejisyenleri tarafından yazılıp çizildikten sonra ülkede uygulamaya konulmakta ve hayata geçirilmektedir. Dış politika dahil ülkede politika anlamında tüm işlevsel programlar da küresel sermaye yani emperyal ülkeler tarafından belirlenerek hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Ne dedik?

- "Ülkeyi yöneten veya parti lideri olabilmek için siyaset anlamında fazla donanıma sahip olmak gerekmiyor" dedik değil mi?

Gerekmiyor, zira liderlerin grup toplantı günündeki konuşmaları dahil önceden yazılmış metinleri okuyorlar. Siyaset bilimci ve stratejisyenler tarafından gerek gündem oluşturmak gerekse gündemdeki sorulara yanıt bağlamında liderlere yazı metni hazırlayıp sunuyorlar. Maalesef politika denilen şey böyle yürütülüyor ülkede.

Küresel sermaye tarafından ülkede yapay ekonomik kriz yaratılıp uluslar arası borsa dolar faiz tüccarları kazanımlarına kazanım katıyorlar. Örnek, 94 krizi, 2001 krizi, 2008 ekonomik kriz.

Anayasa kitapçığı fırlatma falan bahane!

Mesela ülkede son aylarda yaşanmakta olan ve özellikle Ankara-İstanbul'da yaşanan terör olaylarından sonra ortaya çıkan ekonomik durgunluk aheste aheste ekonomik krizin habercisi olduğunu düşünuyorum.

Reel sektörün bu durgunluk karşısında bankaların rakamsal hareketleri durağana dönmüş durumda ve bu durağanlığı hareket haline dönüşmesi için bankaların acil olarak faizlerin düşürmesi gerekmektedir.

Piyasanın nabzını tutarak bankalar birliği faizleri düşürme kararını önceden belirlemiştir. Faizlerin düşürülmesiyle birlikte piyasanın eski hareketli günlerine dönüş olmasa bile ülkede bir ekonomik krizin daha yaşanmaması için ilaç gibi gelecektir.

Tabi ki küresel sermaye kriz dönemlerini kendi belirlediği için gerek bankaların tutumunu gerekse reel sektörün nabzını kendi stratejileriyle belirlemektedir. Dolayisiyle ekonomi ile ilgili politikada atılacak adımların belirleyicisi de küresel sermayenin kendisidir.

Bugünkü ekonomik durgunluğu bankaların faiz düşürmesiyle birlikte piyasanın toparlanmasına katkı sağlayacak olsa da uzun süreli ekonomik durgunluğu önleyebileceğini sanmıyorum.

Şimdiki ekonomik durgunluk kalıcı durgunluk olduğunu düşünuyorum..

..