- Kategori
- Özel Günler
Ey şehidim

BİR KEZ DAHA MEKTUP;
Tekrar, tekrar ve tekrar hatırlanmak, dua edilmek, saygı duyulmak, hatırlanmak, hatırlatılması ümidiyle...
Aziz Ruhuna selam olsun!
Doksandört yıl aradan sonra, hiç görmediğim, adını bile bilmediğim ama adını “KAHRAMAN” olarak bellediğim; aziz ruhuna en derin minnet, saygı ve şükranlarımı sunmak için yazıyorum.
Savaş başladığında kaç yaşındaydın onu da bilemiyorum; 11, 15, 18… Bildiğim, duyduğum ezberlediğim; yaşın çocuk daha, yüzün çocuk, ellerin çocuk, kaşın, gözün, sesin çocuk… Bir tek yüreğin kahraman, yüreğin cesur, yüreğin aziz, yüreğin ölümsüz! Koca dünya büyümüş yüreğine girmiş, kahramanlığın büyümüş… Ölümsüz olmuş kahraman.
Çok şey oldu sen gül bahçesine gireli. Düşman ne kadar bastırırsa bastırsın İstanbul’ a giremedi. Koca gemiler kağıttan kayık oldu, battı boğazda. Belki gördün, belki duydun, belki de sen şahadet şerbetini çoktan içmiştin. Orada gül bahçesine girenleri tarih, kahraman ilan etti. Peygamberimiz avucunu açtı. Koca bir ülkenin gençliği orada şehit oldu, sen gibi. Çanakkale' de bizler için kanlarını akıttı, gözlerinin feri orada söndü. 18 Mart’ tı bu yaralı vatanın üzerine güneş gibi doğduğun gün. Ve bir daha hiç batmadı o güneş sayende.
Bütün dünya, “ Böyle bir destan ne yazıldı, ne de yazılır” diyerek, cesaretin, azametin önünde saygıyla eğildiler. Sen şahadet şerbetini içtikten sonra durulmadı dünya, bu topraklar bir savaş daha gördü. Senin ardından bıraktığın kardeşlerin, bacıların senin şanına, şerefine, haysiyetine, onuruna yakışır şekilde bu vatanı tekrar aldılar düşmanın elinden. Uğrunda canını verdiğin bu vatan bir kez daha bağımsızlık sınavından geçti. Sen ve senin gibi “ KAHRAMANLAR” bir kez daha bu vatanı bize hediye etti.
Ama sen; sen aziz şehidim, Çanakkale’de örnek oldun. Garbın afakını iman dolu göğsünle püskürttün.. Kanınla, canınla, imanınla, yokluktan var ettiğin gücünle, çocuk bedenin, cesur yüreğinle yıkılmaz, fethedilemez kaleler inşa ettin. Etten duvar örüleceğini sen gösterdin. Hiç tereddütsüz, hiç korkmaksızın. Korku, sen gibi onların yüreğine de uğramadı. Çünkü, şehitlik herkese nasip olmazdı. Sen, Çanakkale' de döktün denize düşmanları, onlar; İzmir' de, sen; Gelibolu’ da şehit oldun, onlar; Antep’ te, Urfa’ da, Afyon’ da, İzmir' de, Kocatepe’ de…
Küllerinden yeniden doğdu bu vatan. Zümrüdüanka kuşu gibi…
Doksan beş yıl sonra bütün bunları sana yazıyorsam, senin sayendedir kahraman Atam. Dünyanın bütün kalemleri, mürekkepleri, kâğıtları bir araya gelse, senin destanını yazmaya yetmez. Ayağın çıplak, elbisen yırtık, aç, susuz, daha gençliğinin baharına eremeden bu vatanın koynuna girdin. Ünlü şairimiz Mehmet Akif’in dediği gibi “ Tarihe sığmıyorsun, sığamazsın da”. 95 değil, 1095 yıl geçse bile, sana yazacağım kelimelerim eksik, aklım, yüreğim kifayetsiz kalır.
Ölümsüz Atam, Aziz Şehidim.
Sen bu vatanın kaderini bağımsızlık olarak çizdin. Bu vatan bize senden emanet. Gül bahçesinde rahat uyu…
Bir kez daha, aziz hatıran önünde saygıyla, şükranla, minnetle eğiliyorum.
Not: Geçen yıl yazdığım ama hala geçerliliğine inandığım duygularımla...