Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '10

 
Kategori
Deneme
 

Sevdiğim adam, bana bir tokat atınca…

Sevdiğim adam, bana bir tokat atınca…
 

Aşkım, bugün günlerden ne? 8 Mart senin günün… Bu çiçekler sana az ama, esas çiçek sensin.”

-Genç kadın telefondaki mesaja bir daha baktı. Bir de masanın üzerinde duran kır çiçeklerine… Tarih ise 8 Mart. “Benim günüm yani” diye gülümserken dudağının üstü hafif yukarı kalktı kadının içindeki acılar kaldıraç yapmıştı dudağına ve oturup kalmışlardı.

-Erkek gönder tuşuna bastığında mesajı, önce ürperdi. Kaç yıl olmuştu kadın hayatına gireli. Şöyle bir düşündü; 3 Dünya kadınlar günü, 2 doğum günü, 2 sevgililer günü 2’er de kurban ve ramazan bayramları, 2’de yılbaşı geçmişti. “Affedecek bu defa, eminim buna seviyorum kaltağı, bırakmayacağım da” soluğunu burnundan bırakırken içinden söylendi. Kuşkuları vardı bu sabah.

-Kadın, kızını aradığında, sesindeki kırılmışlığı, yenilmişliği fark etmişti. “Yine mi kavga ettiniz, bırak kızım artık, sinirlerin çöktü” der gibi sordu; “Elif ne var, ne yok?”

-Adam, evden çıkarken karısının telefona sarıldığını görmüştü. Dönse de dinlese miydi, oğlu ile karısının kavgasını? Hep susuyor, kenardan izliyordu ama nereye kadar izleyecekti, bilemiyordu.Okutmuş, adam etmiş, en iyi yerlerde kariyer yapmıştı. “ Ne fayda, boy pos var da adam olmayacak hayta” düşüncesiyle eğilip ayakkabılarını bağladı. (Halbuki öğretmediği çok şey vardı)


-Genç kadın bir içindeki cam kırıklarına baktı; renkleri bile ağarmıştı şu 3 seneye yakın dönem birlikte olduğu adamın yaşattığı gerilimlerin. Kocaman kaya olup oturdu içine adam. “Şuna bak, koca ofiste tek bana çiçek geliyor bu günde… Kimi gıpta ile bakıyor bana “Ne şanslısın her önemli günün hatırlanıyor ayol” derken tek sevinemeyen benim. "Şu kız da ne şanslı, kariyer adamda, boypos adamda, incelik adamda" dedikodularını dinleye dinleye büyüyordu içindeki kaybetmişlik.

-Adam saatlerin geçtiğini fark ediyor, önündeki dosyalara dalıyor, annesinin telefondaki yalvarmalarından biraz olsun yumuşadığını hissediyor, yüreği çığlık çığlığa merhametle kaplanıyordu. Söz vermekten bıkan çocuklar gibi söz vermişti yine yaşlı kadına. Değişecekti!

-Kadın kahvaltı tabağını masadan alırken kocasının soru dolu bakışları ile karşılaşınca patladı; “Bu gün günlerden ne!, Televizyon ne anlatıyor farkında mısın? Kaç yıldır, bırak bugünü, evlilik yıldönümüm bile unutuldu, ben görmedim kızım görsün hiç olmazsa istedim; keşke istemez olaydım; adam her önemli günün kutladı ama, soldurdu yüzünün tomurcuğunu, yavrum annesinin kaderinden geliyor”

-Genç kadın akşam çantasını toplarken, çiçekleri çöpe atıp, telefonu ise sessize almayı unutmadı bu kez; açmayacaktı, çünkü kararını vermişti; affetmeyecekti.

Sevdiğim adam bir tokat atınca…

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..