- Kategori
- Eğitim
Eyvah kızım büyüdü!

Bizden daha tecrübeli anneler babalar derlerdi de, anlarmış gibi yapardık, gülümserdik sanki espri yaparlarmışçasına. Büyüdükçe dertleri büyüyor diye. Doğruymuş. Hele annelerimizin söylediği, “anne olunca anlarsınız”dan bıkkınlık gelmiştir çoğumuza anne olmadan önce. O da doğruymuş. Anladık anne olunca ne demek istediklerini ve zaman geçtikçe çocuklar günbegün büyüdükçe dertlerinin de büyüyerek arttığını.
Biliyorum, daha göreceğimiz, yaşayacağımız çok şey var, belki de daha büyük dertler (Allah dermansızını vermesin inşallah) ama bizin şu anda en büyük derdimiz okul. Altı yaşında bir çocuğun bundan sonraki hayatına yön verecek, ışık tutacak, vatana millete hayırlı bir birey haline getirecek okul ve öğretmeni bulmak! Bulursak seçme şansımız var mı bilmiyorum ve hiç sanmıyorum.
Birkaç yıldır uygulanan internetten kayıt yapma yöntemine de bir türlü akıl erdiremiyorum zaten. Tamam internet hayatımıza öyle bir girdi ki, nerdeyse onsuz yaşayamaz hale geldik bir kısmımız. Ya diğer kısmımız, bırakın bilgisayarı, evinde radyosu televizyonu olmayan, çocuklarının karınlarını doyurmakta güçlük çeken aileler? Onlar ne yapacaklar, internet cafe’ye mi gidecekler çocuğunu okula kaydettirmek için? Eve yiyecek götürmekte zorlanan babalar, ceplerindeki son kuruşlarını oraya mı verecekler?
Çocuğu okul çağına gelmiş aileler, her şeyi göze aldı ve bir şekilde kaydını yaptırdı diyelim, sonra? Dayatmacı bir şekilde ille de internetten kayıt diyen sayın ve sevgili büyüklerimiz bu kez yine dayatmacı bir şekilde “çocuğunuz şu okula kaydedilmiştir” diye mesaj mı gönderecekler bize? Peki ya bizim seçme hakkımız?Bakınız, bizim evimize yaklaşık 500 metre mesafede üç adet ilköğretim okulu var. Bunlardan biri birkaç yıl önce pilot okul ilan edilerek, laboratuar, bilgisayar sınıfı, spor salonları ile bölgenin en göz kamaştıran okulu oldu. Güzel, inşallah oraya düşer diyeceksiniz ama aynı okulda yılda en az birkaç kez uyuşturucu vakası yaşandığını da hemen belirtmeliyim. Yine aynı okulda, kimin tecavüzüne uğradığı hiçbir şekilde bulunamayan onüç yaşındaki bir kız çocuğunun hamile kalıp, bundan sonraki hayatının tamamıyla karardığı da halen hafızalardan silinmiş değil.
İkinci okulumuz da, diğerine göre biraz daha sakin, sınıf mevcutları daha az, uyuşturucu, tecavüz, haaşa, evlerden ırak… Çünkü bu okulumuzun yönetim kadrosu ve okulun yakın çevresi yeşil bir koruma altında. Sekiz yılın sonundaki başarı ortalaması da fena değil hani. Yüzde sekseni, güzide eğitim ocaklarımızdan imam hatip liselerini kazanıyorlar.
Üçüncüsüne gelince, diğer ikisinin aksine, bugüne kadar hiçbir sansasyon yaşanmamış, çok iyi bir yönetim kadrosu, çok seçkin, genç ve idealist öğretmenlerle dolu olduğunu biliyoruz. Çok güzel hadi buraya yapılsın o zaman kaydımız değil mi? Böyle düşünen bütün aileler, ikametgahı tutsun tutmasın, internetten veya el altından, nasıl yapıyorlarla artık, bu okulumuza hücum ediyorlar her kayıt döneminde. Sonuç: 60-70 kişilik sınıflar. Hadi bakalım, bu idealist öğretmenlerden performans, çocuklarımızdan da başarı bekleyelim. Çok şey istiyoruz değil mi? Hepsi bir arada mümkün olamıyor işte.
İnternetten yaptıracağımız kayıt sonunda, sayın yetkililerin bildireceği hangi sonuç bizi memnun eder? Cevap: Yukarıdakilerden hiçbiriiii….
Peki ama gözümüzden bile sakındığımız çocuklarımızı nereye ve nasıl teslim edeceğiz. Eğitim alacaklar derken, bizlerin bugüne kadar vermeye çalıştıklarımızın yok olmasına göz mü yumacağız. Karar vermek için çok az zamanımız kaldı. Birkaç hafta içinde, çocuğumuzun bütün bir ömrünü etkileyecek seçimi yapmak, onlar adına ne yazık ki bize düşüyor. Çok iyi düşünüp taşınmalıyız. Yukarıdaki seçenekler mi, yoksa alternatif bir eğitim mi?
Alternatif eğitim derken, özel okulları kastediyorum ki, kısa bir süre öncesine kadar kızımız için bu ihtimali düşünmemiştik bile biz. Ama acı gerçeklerle yüz yüze gelince, tüm imkanları sonuna kadar kullanmak gerektiğine karar verdik. Tabi özel okul derken, yine de seçici davranmaya ve her türlü sonucu önceden kestirmeye çalışarak. Elbette, yukarıda saydığımız tehlikelerin belki de daha büyüklerinin bazı özel okullarda da yaşandığını biliyoruz. Tabiî ki çocuklarımızı ömür boyu sırça köşklerimizde yaşatamayız, ama en azından steril bir ortamda hayatlarına devam etmelerini sağlayabiliriz.
Bunlar, kızımızın geleceği için endişe duyan eşimin ve benim düşüncelerimiz. Hiçbir şekilde genelleme yapmak istemeyiz. Bütün bunları yazarken de hiçbir grubu ve hatta hiçbir okulu hedef almak değil maksadımız. Sadece şu ara yaşadığımız sıkıntıyı paylaşmaktır hepsi bu…
Saygı ve Sevgiyle…