Ders Başı… Beklentiler…

“Ne olur Müdür Bey, yaşı küçük ama okumaya çok meraklı, kaydını yapıverin oğlumun!”. “Okulumuza 10 metre “Tavuk teli” alın da, bir çaresine bakarız.” Yıl. 1963. Kardeşimin ilkokula kaydının yapılması esnasında geçen konuşmalardı bunlar. Okulun arka bahçesindeki tavuk kümesi için alındı 10 metrelik tavuk teli. Okula katkı payı oldu. Kardeşimin de kaydı yapıldı.
Çocuğu olan veliler arasında da bir telaş var bu günlerde. Özellikle “Kreş”e kayıt yaptıracaklar arasında. “Okul açılsın hele, bir gün sonra gelin. Hallederiz.”vaadi alanların “Acaba okula ne aldıracaklar?” düşüncesi içerisinde umutla bekleyişleri.
20 Eylül’de başlayacak yeni eğitim ve öğretim yılı. Hayırlı ve uğurlu olmasını dileriz. Okul yöneticileri sıkı bir çalışma içindeler. Okullarını hazırlamak ve “ders başı” yapmak için. Her yıl olduğu gibi bir sürü eksiklikleri olduğu mukakkak. Ancak Bakanlıktan yeterli ödenek gelmediği de belli ki, kayıtlar esnasında ister peşin, isterseniz taksitle –yıllardır sürdürülen - okula yardım amaçlı “Katkı payı” alınmakta ve durumu uygun olmayan “Dar gelirliler” için de sıkıntı olmaktadır. Her ne kadar Bakanlık, kayıt parası alınmaması konusunda uyarıyorsa da, çocuğunun kaydının yapılmaması veya ileride yönetimle sorunlar yaşamak korkusu ile veliler “Zorunlu bağış” yapma durumuna düşmektedirler.
İş sadece kayıt yaptırmakla bitmiyor ki, buna ek olarak “Öğrenci servisleri” giriyor devreye. Dünyanın parası. Okul giderleri, öğrenci formaları, ders kitapları ve öğretmenlerin aldırdıkları ekstra kaynak dergi ve kitaplar da ekleniyor harcamalara. Öğrencilerde sevinç ve özlem, velilerde ise taksit ödeme ve kredi kartı kullanma sıkıntıları. Ardından da “Dershane bağlantıları” gelecek tabii. Gücü yetene.
Öğretmenlerimiz zümre toplantılarını yaparak öğretim programlarına uygun yıllık ve ders programlarını hazırladılar bile. Beklentileri içerisinde bulunan yardımı Bakanlık 2010 yılı için 540 TL. eğitim ödeneğini de yönetici ve öğretmenlerimizin hesabına aktaracak. Yerleri değiştirilen veya yeni atanan okul müdürleri de icraatlarına başlayacaklar eski okullarını özleyerek. Başarılar dileriz.
Sokaklar daha da şenlenecek çeşit çeşit formalar içerisindeki çocuklar ve gençlerin sesleriyle. İlk günkü açılış programlarında, öğrencilere öğütler verilecek, öğretmenlere övgüler sıralanacak ve velilere de okulla sürekli iletişim içinde olmaları önerilecek. Daha sonraki günler rutin devam edecek. Eski tas, eski hamam...
Yıllardır gözlemlediğim kadarıyla, okula yeni başlayan çocukların çekingenlikleri, eski öğrencilerin hakimiyetlerini kurmaları, “İki yıllık” denen – “Çift dikiş” gidenlerin bıkkınlıkları, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin meslek heyecanları ile 20 yılı aşkın görevde olanların “Adam sendeciliği” arasında bir koşuşturmadır başlar okullarımızda ders başı zilinin çalmasıyla.
Şaibeli KPSS sınavları yüzünden öğretmen atamalarının zamanında yapılamaması ve öğretmen açığının kapatılması için ders ücretli öğretmenlerin görevlendirilmesi geçici bir çözümdür. Aylardır eş durumundan ataması aynı şehre yapılmayan karı-koca ayrı yerlerde yaşayan öğretmenlerden nasıl verim beklersiniz? Keza sözleşmeli öğretmenlerin beklentileri de bir an evvel kadroya geçmektir. Nasıl vekil olarak görev yapan yöneticilerin – yetkilerini tam olarak kullanamadıkları için - başarıları düşükse, sözleşmeli veya ders ücretli öğretmenlerin de başarıları istenilen seviyede olmayacaktır. Beklentiler karşılanmalıdır. 2010 – 2011 eğitim ve öğretim yılı yönetici, öğretmen, öğrenci ve velilerimize hayırlı ve uğurlu olsun.
Sevgiyle kalın. Saygılarımla.