Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Ezber bozmak lazım !

Ezber bozmak lazım !
 

Önümde uzayan konvoy, adım adım ilerleyen bir trafik vardı. Baktım, bazı araçlar sağ taraftaki tali yola yönelmeye başladılar. Kısa bir tereddütten sonra, oraya saptıklarına göre, daha sakin bir yol bildikleri kanâatine vardım. Diğerleri gibi, ben de önümdeki aracı takip ettim. Yolu bilmiyorum ama nasıl olsa onlar biliyor düşüncesi ile devam ettim. Önümde en az yedİ, Arkamda ise beş araç vardı. Bir süre sonra araçların geriye dönmeye başladığını farkettim. Sebebini anlamak için devam ettim, fakat çıkmaz bir sokakla karşılaştım. Sağa ilk sapan araç sahibi, arabasını evinin önüne park etmeye çalışıyordu. Anladım ki adam evine gidiyormuş. Kendimi tam bir aptal gibi hissettim. Oradan geri dönmek, bana epey ağır geldi. Kendi kendime gülmeye başladım. Olsun her şeyde bir hayır vardır. Dersimi almıştım. Ezber bozmak lazımdı, bilinçsizce " nasıl olsa birileri biliyor mantığı ile yapılan takibin sonu ÇIKMAZDI. "

Çoğumuz, nedenini ve ya gerçekliğini hiç sorgulamadan hazır kalıpları alıp, hayatımıza uymasa bile zorla oturtmaya çalışıyoruz.  Oysa o kalıpların terzisi  başka insanlar. O hayatının kalıbını kendi çıkarmış, biçmiş, dikmiş ve üzerine oturtmuştur. Milyoner aklın sırları adlı kitapta, konuyla ilgili çok anlamlı bir bölüm var. Kadının biri akşam yemeği için jambon pişirirken, jambonun iki ucunu kesiyormuş. Bunu gören eşi, neden iki ucunu kestiğini sormuş. Kadın, " annem böyle pişirirdi " cevabını vermiş.  Rastlantı bu ya annesi o gece yemeğe gelmiş. Kendisine jambonu niye kestiğini sormuşlar. O da " annem böyle pişirirdi " demiş. Sonra anneanneye telefon ederek aynı soruyu ona da sormuşlar. Anneannenin cevabı oldukça şaşırtıcı, " Çünkü tencerem çok ufak." Şimdi anneannenin küçük tenceresi,  imkanı olduğu halde, sırf nedenini sormadığından, etin kenarlarını kestiği için, torunun evinde yaşamaya devam ediyor. Durup düşünürsek, sorgulamadan kabul görüp, hayatımıza yön veren nice kalıplar olduğunu farkederiz. Toplumumuz sorgulayan insanı pek sevmiyor. Toplumun mihenk taşı olan bireyin, kendi inanç ve düşünceleri yok sayılıp, toplumun oluşturduğu değerlere göre yaşama zorunluğu getirilmektedir. Kişi, saçma dahi bulsa sırf ataları istediği için, o saçmalığın içinde olmayı görev ediniyor. Sorgulayan ise başkaldıran asi ilan ediliyor. " Yılanın başını küçükken ezeceksin " bilinci ile çullanıp, bireyin kendini unutması, yok etmesi sağlanarak, toplum kendi işletim sistemini kuruyor. Sisteme uymayanı ise, çeşitli ceza yöntemleri ile susturuyor.  Halbuki, toplumu bireyler oluşturur. Toplumun özerk, kendine ait bir varlığı olamaz. Değişim; sorgulayan, korkmayan cesur bireylerle başlayacaktır. EZBER BOZULACAKTIR. Herkes gibi olmak sadece sığınaktır, bananeciliktir. " Amaaan başım ağrımasıncılıktır. " Bırakın ağrısın, ağrısın ki ilaç arayışına geçilsin. İlaç uzakta değil, sizde. Sizin kendinizi maskesiz, olduğunuz gibi eğrisiyle doğrusuyla ortaya koyabilmenizdedir. Başkalarının değil, kendi arzuladığımız gibi bir yaşam biçimini kabul etmemizdir. Diğerlerinin kölesi değil, kendimizin efendisi olmaktır.  

 
Toplam blog
: 57
: 4512
Kayıt tarihi
: 19.12.12
 
 

Kainatta nokta, nokta da kainat olan "İNSAN" İnsanı keşfetmek için cıkılan yolda bir yolcu sadece. ..