- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ezber Bozulsun Artık
Çocuklarınıza resim yapmayı öğretin. Tamam, etrafı yeşil ağaçlarla çevrili, iki katlı ve pembe panjurlu bir evde yaşayan çöpten adamları da olsun hatta adı da cin Ali olsun. Sonra, güneşli bir havada evin bacasından dumanda çıksın. Patika yoldan kara trende geçsin. Ama bu değil. Yani ezbere değil. Mesela resimdeki ağaçları yeşil olmasın. Çizdiği ağacın yapraklarını yeşile boyarken ezberin dışına da çıkabileceğini öğrensin. Örneğin; etrafı kırmızı çitlerle çevrili beyaz yaprakları olan bir ağaçta kanarya kuşları da olabilir. Sonra, mavi çatılı bir evde yaşayan yaşlı cadıda olabilir ve patika yolundan geçen sarı bir eşsek sıpası da…
Neyse biraz saçmalamış olabilirim. Konumuza dönelim :)
Çocuklara hayal etmeyi öğretin. Çocukların hayallerini öğrenin.
Çocuklarınıza yazmayı öğretin. Bir gün kurduğu hayalini yazsın. Bir gün hatırladıkça çok güldüğü bir anısını yazsın. Bir gün mektup yazmayı denesin bir masal kahramanına mesela. Bir gün gelecekteki kendisine notlar yazsın. Uzaklarda yaşayan bir tanıdığına ya da hayranlık beslediği bir ünlüye yazsın. Örneğin, birkaç anahtar kelime verin ona. “kırmızı”,”uyku”,”gün” ve o bir cümle kursun bu kelimelerle, bir şeyler yazabilsin. Sevgilisinin doğum gününde aldığı kırmızı kazağı giyerken aklına, mesaj beklerken uyuya kaldığı o günlerin hikâyesini yazsın, olmaz mı? Bir gün fıkra yazsın. Gördüğü rüyasını yazsın. Yazsın işte, aklındakini, kalbindekini kâğıda dökmeyi öğretin. Olur ya, bir gün duygularını anlatmak istediği zaman ezbere başkalarının cümlelerine sığınmasın. Otursun ve nice halini ahvalini anlatabilsin.