- Kategori
- Bilgisayar
Facebook, bilgisayar ve kehanet!

Şu Facebook’a insanlar neden el ele, yanak yanağa çektirdikleri fotoğrafları koyar ki?
Bir arkadaşım eşi ile öpüşürken fotoğraf çektirmiş üzerine profil resmi yapmış...
Öpüşürken fotoğraf çektirmek mi, Facebook’ta paylaşmak mı daha kötü?
Acaba diyorum eski sevgililere gönderme mi var o fotoğraflarda...(!)
“ Ne kaçırdığını gör öküz! Sen beni seneler önce terk ettin ama aha bu adam kocam, şu iki çocuğu da biz yaptık!”
Elinize sağlık diyesi geliyor insanın...
Gerçek hayatta öyle olamasak da Facebook’ta hepimiz duygusal, romantik, kibar ve inceyiz... Sahi bir de olup biten her şeye duyarlıyız!
Aşk şarkıları ve şiirleri paylaşmayı, ruh halimizi bir cümle ile özetlemeyi seviyoruz...
“ Bu gece bana kimse bulaşmasın kalbini kırarım!”
<ı>Statüse böyle bir cümle yazacaksın da insanlar meraklanmayacak...ı> Aşağıdaki yorumlar sayfalardan bire bir alıntıdır...
“ Canım neyin var?”
“ Kötü bir şey olmadığını umuyorum!”
“ Yapabileceğim bir şey varsa ara lütfen telefonum sen de var!”
“ Neden bilmem içimde bir sıkıntı var arkadaşlar, kötü bir şey olacakmış gibi bir his var içimde!”
“ Hayır olsun!”
“ Çık biraz hava al istersen.”
“ Arada bana da oluyor kız büyütme bu kadar...”
&&&
Tatile çıkılacaksa en az bir ay önceden bunu eşe dosta duyurmak moda...
“ Tatil planları yapılıyor...”
Tatile gidildiyse özendirici cümlelerle paylaşmak adetten...
Statüs; “ Bodrum’da yanıyorum!”
“ Tadını çıkart arkadaşım buralar çok sıcak.”
“ Bizim içinde yan kııız, kıskandım valla...”
“ Bu yılda mı Bodrum?”
“ Özel bir şeyler olursa paylaşırsın artık...”
İş bununla kalmıyor tabi, fotoğraflar çekiliyor, fotoğraflar etiketleniyor( <ı>Fareyi resmin üzerinde bir oynatıyorsun isimler yazıyor; Mahmut, Haydar,ı> <ı>Bekir, benı>) sayfalarda paylaşılıyor, paylaşılan fotoğrafların altına yorumlar yazılıyor...
“ Bikinin harika nereden aldın?”
“ Yanındaki şu esmer adam dizi de oynamıyor mu?”
“ Gram yağ yok be güzelim sende!”
&&&
Gerçek hayatta iki kelimeyi bir araya getiremeyen arkadaşlar Facebook sayfalarında memleketi kurtarıyor...
Bir video paylaşıyor üzerine de şöyle yazıyor...
“Güzel ülkemde bunlar olup biterken elimden bir şey gelmiyor ya ben ona yanıyorum!”
(<ı>Oy oy oy duyarlı adamın hali başka işte!ı>)
Ama ben seni tanıyorum, çocukluk arkadaşımsın benim, ciğerini, kısa donla gezdiğin günleri bilirim, hayatının hiçbir döneminde elinden bir şey gelmedi ki senin!
&&&
Günlerdir Renan Seçkin’in kaleme aldığı "Kâhin Vanga" isimli kitabı okuyorum...
Kitap da Sırp kahin Mitar Tarabich’in ( 1829–1899) Mihailo ismini kullanarak yaptığı bir kehanet var
“ <ı>İnsanlar daha çok bilip daha çok yapabildikçe, o kadar daha az birbirini sevip kollayacaklar. Öyle bir nefret hüküm sürecek ki, bir takım makineler insanlara en yakınlarından daha yakın olacak. İnsan kendi makinesine en yakın komşusundan daha çok inanacak. ı><ı>Rakamların yer aldığı kitapları okuyup yazanların en çok bilgi sahibi olduğu sanılacak. Bu bilgiler her şeyi rakamlara bırakacak ve sayılar onlara ne derse onu yapacaklar. Bilgilerin arasında iyiler de kötüler de olacak. Kötüler kötülük getirecek. Havayı ve suyu mahvedecekler, mavi denizleri zehirleyecekler, insanlar bir takım hastalıklardan ölmeye başlayacak... İyi olan bilgeler, tüm çabalarının boşa çıktığını fark edince, sayıların yerine kendi içlerine dönecekler..ı>.”
Kehanetin devamı da var ama daha fazla içinizi karartmak istemediğim için paylaşmadım...
İnsanların o yıllarda bilgisayar ve internetten haberleri olmadığı için “makineler” bölümünü anlamaları mümkün değil tabii...
&&&
Ne diyordum;
Gerçek hayatta karşılaştıkları zaman birbirlerine selam dahi vermeyen insanların, Facebook’ta birbirlerini arkadaş olarak eklemeleri, doğum günü mesajları yazmaları, psikolojileri ile ilgilenmeleri anlaşılmaz değil mi sizce de?