Fahrenheit 451

Uzun süre ayrı kaldığım kitaplarıma yeniden kavuştuktan sonra arka arkaya uzun süredir okumak istediğim kitapları okuyorum. Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451'ini okudum önce. Yazıldığı döneme göre gelecekte geçen bir kitaptı. Geçmişi silerek yeni bir gelecek inşa etme çabası içerisindeki bir dünyada, geçmişi silmenin en iyi yolu olarak ortaya çıkmış bir itfaiyecilik oyunuydu anlatılan.

Eskiyi anlatan tüm kitaplar yakılmalı ve insanların akılları 'yanlış' bilgilerle doldurulmamalıydı. Ve bu görev 'eski dünyada' görevi yangınları söndürmek olan itfaiyecilere verilmişti. Kitaplarından ayrılmak istemeyen ve onları bırakmayan sahiplerinide yakmak onlar için sıradan bir görevdi. Ama şeytan 'yeni dünyada' emekli olmadan çalışmayı sürdürüyordu. Görevi kitapları yakmak olan bir itfaiyecinin önce aklına sonrada ceketinin içine bir kitap saklamış ve onuda kitaplara esir etmişti.

Birkaç gün önce işini hiç sorgulamadan kitapları yakarak yaşayan bu adam birkaç gün içinde öyle bir değişime uğramıştı ki, kitaplarını korumak uğruna kendi iş arkadaşlarını bile öldürmekten geri durmamıştı. Sonrasında başlayan kaçış ve sığındığı şehrin dışında yaşayan kişiler. Aristo, Shakespeare, Platon, Darwin ve niceleri. 'yeni dünyanın' esaretinden kaçan ve kitaplarını saklamak yerine onları ezberleyen insanlar. Hepsi küçük birer kütüphane olan Don Kişot'lar. Ve kaçarken arkalarında bıraktıkları yel değirmenleri. Kitaplarını seven, onlardan ayrılmayı istemeyen veyahutta kitabın değerini anlamayan herkesin okuması gereken bir kitap.