- Kategori
- Deneme
Fanus
Camdan fanustaki nefesler sessiz, mahremiyet yoksunu hayat sakin ve sakinleri tarafından unutulmaya yazgılıdır çoğu zaman. İzleyeni boldur fanus'un, içindekilerse şöhretinden habersiz...
Balık hafızalı hayat, kendini hatmediyor yine bir köşede... Hep aynı cümle tekrar, tekrar, tekrar...
(Bak yine unuttum, neydi "hayat"denilen? Neydi o cümle?) Pişmanlık nafile şimdi, siliniyor kelimeler biriktikçe, biriktikçe, bir...
Çalışmayan bir saatte kıvranır durur zaman, tik-taklarına yağmur yağar... Doğum sancısıdır damlanın toprağa düşen çığlığı. Dokuz doğurur da bi türlü eskisi gibi olmaz, olamaz...
Av sanılan, sunulmuş yemdir Fanus'ta. Camın tarafları belirler "av" ile "avcı"nın farkını -belki de aynılığını! Fanus'a hapsolanlar "dışardakilerce" avlanıp, aynı avcıların elinden "yem" beklerken; avına yem veren eller camdan bir evrende ait olduğu toprağını bekler... (Aitliğini fark edemeyenler buna "ölüm" der.)
Daha geniş anlamda ise ; Fanus'un kırılıp, mahkum edilen suyun denizle buluşmasıdır. Deniz olmaktır ölüm, Fanus'unu kırmaktır...