Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Yunus Emre Öztopaloğlu

http://blog.milliyet.com.tr/yunusoz

22 Temmuz '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Farklılık – Zenginlik

Farklılık – Zenginlik
 

farklı olmak


Herkesin hayalleri vardır. Kimi büyük kimisi gündelik küçük hayallere sahiptir. Kimisi şu kadar zamanda kendimi şurda görüyorum, bu kadar zamanda bu kadar büyük işler yapacağım der ve o hayalini gerçekleştirmek için yaşar. 

Ben de kimi zaman düşünüyorum ne yapacağım diye. İşte falan zamanda filan yerlere geleceğim diyorum. Ama bazen de öyle bir an geliyor önümde kocaman bir boşluk... Hiçbir şeyi planlamıyorum, oluruna bırakıyorum. Diyorum ki ne için kimin için?.. Bu hayat elbet bitecek diyorum, değer mi bütün bunlara? Ne gerek var yani onu olacağım, bunu olacağım, şunu yapacağım demeye? Yani bazen önümde kocaman bir boşluk var sanki, koskoca bir karanlık… Bir tünele giriyormuşum da çıkışı bir daha hiç olmayacakmış gibi… Sonsuz bir uzay boşluğu gibi... Düşünsenize, sonu olmayan bir boşlukta insan ne yapar? İnsanlar ne için bu kadar çabalar? Yolun sonuna geleceğini bilip de bu kadar çok çabalamak, hatta çok hırs yapmak ne diye? 

İşte hayat böylesine anlamsız geliyor bana bazı zamanlarda. Başından belli sonunun ne olacağı... Peki ya belli olmasa nasıl olurdu? Hayat sürprizlerle doludur derler ya sonu da büyük bir sürpriz olsaydı... Belki o zaman sonunda ne olacağını hiç düşünmeden her şeyi dilediğimizce yapardık. Her şey bir gün bitecek diye ümitsizliğe kapılıp her şeyden el ayak çekmektense o bilmeceyi çözmek için bütün yolları denemek ne kadar da eğlenceli olurdu değil mi? Hayır o yoldan gitme diyene inat o yoldan gitmek, hayır şunu giyme diyene inat onu giymek… İşte bu tür başına buyrukluklarla dolu bir hayat… 

Şu hayatta kendi istedikleri gibi değil de başkalarının istedikleri gibi yaşayan bir yığın insan var. Neden ama? Hayatın kısa olduğunu bile bile neden kendi istediğini yaşamıyor insan o “başkaları” yüzünden? Senin renginde, senin cinsinde, senin tarzında mı olması gerekiyor onun özgürce yaşaması için? Onun tek suçu senin gibi olmamak mı yani, bu mudur? Öyle doğmuşsa, öyle var olmuşsa bu onun suçu mudur? Biri senden daha farklı diye daha aşağıda değildir, bunu sakın unutma! Sen onu aşağıda görürsen o da seni aşağıda görür. Sen hangi hakka dayanarak onu dışlarsın, onu kötülersin?! Sen sanki kusursuz musun, her iş için biçilmiş kaftan mısın? Öyle olduğunu sana kim söyledi sanki de böyle kendini büyük görüyorsun? Düşün ki bu dünya da tek renk, tek cins, tek tip var olsaydı acaba bu dünya nasıl dönerdi? Herkes senin gibi olsa, herkes aynı olsa, hiç farklı bir renk olmasa bu kadar insan nasıl görgülü bilgili olabilirdi? 

Bir toplumda ne kadar çok renk olursa o kadar da çok bilgi görgü olur. Çünkü toplumun kültürü o toplumun çeşitliliğinden beslenir. Herkes tek bir çeşit olsa bu kadar kültür zenginliği nasıl var olacaktı sorarım sana! Her yerde senin gibi insanlar olsa, sokakta herkes kendine aynada bakar gibi gezecekti. Hiç başka renk başka dil göremeyecekti. Başka renk göremediğindeyse bilgisi, seviyesi, karakteri bu kadar artmayacaktı. Her yerde kendi gibi bu kadar insan olunca da o insan nerden beslenip de gelişecekti peki? 

Sen benim gibi değilsin, yanıma yaklaşma, benim seninle işim olmaz tavırlarına hiç cüret etmeyin. Unutmayın ki farklılıklar, çok sesliliğin ve çeşit çeşit renkliliğin birleşiminin ne kadar anlamlı ve büyük bir zenginlik olduğunu gösterir… 

 

 
Toplam blog
: 13
: 748
Kayıt tarihi
: 04.07.11
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencisi.....