Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '12

 
Kategori
Futbol
 

Fatih Terim'de çelişki yok. Oyun kopyalamak mümkün değil başlıklı yazıya tamamlama.

Fatih Terim'de çelişki yok. Oyun kopyalamak mümkün değil  başlıklı yazıya tamamlama.
 

İki hafta önce "futbolda oyun kopyalamak mümkün mü" başlıklı yazımda belirttiğim gibi Braga maçı Manchester maçına benzemedi. Galatasaray oyun olarak üstün gözüksede ilk maçtaki kadar dikkatli ve organize değildi. İlk maçtaki oyunun Braga maçı ile ilgili ölçü olamayacağını özellikle belirtmiştim. Bir çok sporsever Manchester maçındaki hızlı akıcı ve cesaretli futbolu görünce Braga maçının daha kolay geçeceğini düşündü ve yazdı. Oysa Futbolun gerçekleri böyle değildi.

Maç ile ilgili kritiklere gelince;

İlk başta Fatih Terimin oyuncu tercihleri ile ilgili olarak çelişki içinde olmadığını belirtmek isterim. Maça kazanmak isteği ile çıkmıştı. Kadro bunu açıkça gösteriyordu. Yavaş ve etkisiz Hakan Balta yerine daha çok hücuma çıkabilecek ve ofansa destek verecek Riera ile başlaması çift forvetten geri adım atmaması maç içinde yapılan değişikliklerde gol ve kazanma isteğinin açık bir göstergesiydi. Bu açıdan eleştiremezsiniz. Çünkü kazanmak istiyorsanız bunu gol ile yapacaksınız. Bunun içinde hücum edeceksiniz ve size hücum edecek gol atacak oyuncular gerekiyor. Gol yesemde mutlaka atarım düşüncesi vardı Terimde. Ancak  acaba bu düşünce doğrumuydu bu eleştirilebilir. Yani Terim maça kaybetmemek en azından bir puan olsa almak için çıksa beraberlikle ayrılabilirmiydi. Bu tartışılabilir. Ancak kimse Terimi neden bu kadar hücum oyuncusu oynattın.? Neden çift forvet ile başladın? Neden defansı ve orta sahayı daha agresif ve kalabalık tutmadın diyerek eleştiremez.Çünkü Terimin düşüncesi kazanmak idi. Sadece kazanmak. Terimin kafasında sadece kazanmak vardı ve bu düşünce  çıkardığı kadro ile kadro örtüşüyordu. Kazanırsın yada kaybedersin. Önemli olan düşüncesini sahaya yansıtmak . Düşüncesi ile uygulaması arasında bir çelişki yoktu. Eğer  hem üç puanı  düşünüp hemde  defansif bir kadro ile oynamış olsa idi bu kez bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye eleştirebilirdik. Oyuncuların gününde olmaması ve bazı oyunculardan yeteneğinin üzerinde beklenti yaratılması buna engel oldu.

Braga ilk 25 dk. kalesini savunmakla geçirdi. Yarı sahayı ikinci kez geçtiğinde ise golü buldu. Aslında 2. dakikadaki serbest atıştan İsmaily nin direk dibinde isabetli kafa vuruşunu yapamaması  bir uyarı olmalıydı. Rakip kalene gelemiyebilirim. Ama  geldiğimde kesin gol atarım sinyalini verdi. Orta sahayı hızlı ve tek  pasla geçip iki hızlı adamının önüne atılan topların hep tehlike yaratacağı belli olmuştu. Nitekim gol çok çabuk ve bir anda oluverdi. Oysa Galatasaray orta sahada sağa sola tekrar sağa oynayıp Braga defansının yerleşmesini sağlıyordu. Dikkatli ve tecrübeli kaleci ve defans oyuncuları bir çok tehlikeyi akıllıca bertaraf etti. Kendi sahamızda seyircinin aşırı baskısı ve bir an önce gol bulma gerekliliği yaratması oyuncular üzerinde olumsuz bir etki yapmıştı. Bu nedenele takımlarımız deplasmanda daha kolay ve rahat oynayabiliyoırlar. Deplasmanda gol yesekte rahatlıkla atabileceğimiz izlenimini ediniyoruz. Ancak evimizde gol yediğimizde bunun handikapını bir türlü aşamıyoruz. Galatasaray deplasmanda Braga dan puan alacaktır diye düşünüyorum.

Düşüncesini kadroya yansıtış biçimi olarak eleştirmediğimiz Terimi davranış ve yapılan transferler konusunda eleştirmemiz gerekiyor. Bütün hesaplarını Şampiyonlar ligine göre yaptıklarını gerek transfer gerekse sezon açılışlarını  bu maçların takvimine göre hesapladıklarını hep dile getirdiler. Ancak bu düşünceleri sınıfta kaldı. İki yıl peşinden koştukları Amrabat daha bir 90 dakika tamamlayamadı. Yerine, yılların kurtarıcısı olarak hep Terimin son 30-35 dk da sahaya sürdüğü ama daha bir maç kurtardığını görmediğimiz Aydın ın girecek olması artık alışılmış ama puan getirmeyen bir değişiklik oluyordu. Transferin son gününde Chris adlı emeklinin sadece yurt içi  maç rotasyonu için transfer edilmiş olması ciddi bir yanlıştı. Aylardır maç oynamamış Yektanın çok önemli bir puan maçında kurtarıcı olarak sahaya sürülmesi soru işaretiydi. Selçuk İnanın sadece bol yan pas yapıp bir de frikik atacak diye hiç bir risk almadan oynamasına sorumluluk üstlenmemesine Terim seyirci kalacaktı. Genç Emre Çolak belkide en tecrübesizleri olmasına rağmen risk alacak pas verecek şut atacak çalım yapıp adam eksiltecek figürleri yüksek özgüvenle yaparken kenara alınacaktı. Oysa bunlar Selçuk ve Melo nun yapması gereken şeylerdi. Emrenin yanlız kalması tek başına minicik gayreti maç sonucunu Galatasaray lehine çevirmeye yetmeyecekti. Ebue nin tecrübesiyle ofansa destek vermeye çalışması ve gayreti de yetesiz kalacaktı. Burak  ın bol bol pozisyon harcamasına nerde duracağı nasıl vuracağı konusunda hep belirsizlik   olması seyredenleri sabırsızlaştıracaktı.  15. Avrupa kupası maçında tek golü dahi olmayan  Burak  gol umudu olarak sahada sürülürken Baros un neden 18 de olmadığı Terime sorulması gereken bir soru olacaktı.

Avrupa takımları ile aramızdaki en büyük ve önemli fark düşünce farkı. Mücadele ve hırs farkı değil. Bizler profesyonel olduğumuzu ve düşündüğümüzü sana amatörleriz. Braga öne geçer geçmez maçın her duraklamasına sığındı oyunu rahatlıkla soğuttu. Belkide en az 10 oynanmamış dakikayı aldı götürdü.  Bunu yaparken rakibe haksızlık yapamadı. Sadece porfesyonlece haraket etti. Basını kura çekildiğinde lokum gibi kura demedi. Bu gruptan çıkarız hatta Manchester Unitedin bile üzerinde olabiliriz diye yazmadı.

Sonuçta Galatasaray çok önemli  üç puan maddi  ve prestij kaybı yaşadı. Bunu telafi etme şansı var ama ihtimali  yüksek değil. Önünde iki hafta üst üste Cluj maçı olmasını lehine çevirmeye çalışacak.Futbolda herşey mümkündür. Matematiksel olarak şans varsa futbolda o gerçekleşebilir. Ancak görmemiz gereken Terimin oyuncuları ve takımı hazırlarken maç için plan oluştururken maça göre plan yapması.Şampiyonlar ligi finali için plan yaparsanız önünüzdeki küçük çukurlara gömülürsünüz. Önce küçük engelleri aşmak gerekiyor ve maç maç plan yapmak gerekiyor. Bu konular hadi aslanım hadi canım ezersin göster gücünü demekle olmuyor. Doğru analiz doğru teşhis ve plan ile iyi bir çalışma ile oluyor. Saha kenarında oyuncuları çok daha iyi motive ettiğini sandığımız Terim  bu işin bu agresiflikle değil, sağlıklı plan ve sağlıklı düşünme ile olduğunu anlaması gerekiyor. Elbetteki enerjisini oyuncuna pozitif olarak aktarmak gerekiyor. Ama  bunun her zaman pozitif etkisi olmadığı  gibi  her zamanda işe yaramıyor.  Uzun vadede mantık duygusallıktan daha çok kazanıyor.

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..