Fatih Terim'i öfkelendiren "bozuk zemin", aslında neden bozulmuştu?

Kazanan takımın teknik direktörü niye sinirli olur?

Bazen kestirmek zordur.

Maçı kazanmıştır, ama hakemin ters kararlarına tepki hâlâ devam ediyordur.

Herhalde kişisel bir sorundan, maç sonrası değerlendirme yaparken, sinirli bir hâl sergilemez.

4-2 kazanılan Estonya maçından sonra Fatih Terim’i sinirli görenler, kuşkusuz, şaşırmışlardır.

Terim’in, biraz da, duraksayarak söylediği sözler, her şeyi anlatıyordu:

“Stat seçimini ben yaptım. Doğrusu bu konuda suçlu benim. İşi iyi bilmeyenler zemini bu hale getirmiş. Azerbaycan ile yaptığımız maçtaki zemin bile şimdikinden daha iyiydi. Böylesine güzel bir stadyuma bu zemin hiç yakışmadı. Futbolcularım bozuk zeminde top kontrolü yapamadı.”

Terim, sinirlenmekte haklıydı.

Sakatlıklar, bu zemin yüzünden olmuştu.

*****

Zemin niye bozuktu?

İyi bakılmadığından mı?

“İşi iyi bilmeyenler” mi “zemini bu hale getirmiş”ti?

Anlaşılan o ki, sorumluluk taşıyanların sorumsuzluğu vardı, işin içinde.

Terim’in, maçtan sonra, “Antrenmanda Nihat, Hamit; maçta da Gökhan Zan ve Kazım durup dururken sakatlanıyorsa bunun sorumlusu sizsiniz.” dediği stat müdürü, bugün görevden alınıyor.

*****

Spor yazarı Arif Kızılyalın’ın yazdığına göre, “Türkiye’nin en modern stadının zemini”nin kötü olmasının nedeni başkaydı:

“Estonya maçının Kayseri’de oynanacağı bilindiği halde, Kayseri Büyükşehir Belediyesi; Türkçe-Der, Gesiad’ın da baskısı ile haziran ayı başında 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları etkinliklerini Kadir Has Stadı’na almış, 33 bin kapasiteli tribünler yetersiz kalınca stat civarındaki 20 bin kişinin de sahaya girmesine izin verilmişti. Bununla da yetinilmeyip dans gösterilerini platform konmaksızın çimler üzerinde yapılması, yeni sezon öncesi Kadir Has Stadı’nın çimlerine ‘tarla’ya çevirdi. O günden bu yana gerçekleşen iyileştirme çalışmaları ise bozuk zeminin normale dönmesini sağlamadı.” (Ulusallar “Türkçe” Kurbanı, Cumhuriyet, 07.09.2009)

*****

Plansız programsız işler, “Ben yaptım oldu.”, “Bir şey olmaz.”, “Ne olacak canım?” gibi aldırmazlıklar olunca, “terslikler” kendiliğinden geliyor.

Sen tut, halkın yığınla parasını dök, “modern bir stat” yap!

Sonra da stat zeminini “tarla”ya çevirecek yola sap; zemini korumak için önlem alma!

Zemin, örtülerle koruma altına alınamaz mıydı?

Yok!