Fazı Say'ı kınayan Müslümanlara (!) sözüm var!

Dinimizde en önemli ilk adım, okuyup, araştırarak öğrenmek ve sürekli çalışmaktır.  Yarın ölecek gibi ibadet, hiç ölmeyecek gibi çalışmak. Sürekli kendimizi geliştirmek, Yüca Allah'ı anlayabilmek için emek vermek. "Bilinmek istedim,yarattım" buyurdu Yaradan. Bilinmek en doğal isteği, sınırsız güce sahip olan, doğmamış, doğrulmamış, kimseye muhtaç olmayan, "Ol" dediğinde Olduran yaradan'a, ben günahkar kulu bütün benliğim, yüreğim ve tüm hücrelerimle inanıyorum, iman ediyorum. Bunu birilerine yaranmak için değil, gerçekten böyle hissettiğim için yazıyorum.

Gelelim Fazıl Say'ı destek yazıma; bazı kişiler beni kınıyor, ayıplıyor, yargılıyor. Neden?

Din  insanları iyi ahlaklı olmaya, şirkten uzak kalmaya,iyilik ve güzelliğe yönlendirir.

Sürekli saldırarak, korku ve dehşet salarak, ayıplayıp, kınayarak, yargılayarak alacağınız karşılık, dinden eder, nefret ettirir, soğutur. Yapmayın!

Beni kınayan mesajlara gelince, yazımı gerçekten okudunuz mu? Sorusunu sormak geliyor içimden.

Benim Fazıl Say'a katıldığım nokta, dini kendi uçkur ve çıkarlarına hiç utanmadan alet edenler.

Fazıl Say ateist olduğunu söylüyor, ama yanılıyor, sitemi sahtekar müslümanlara, Yaradan'ın nefesi Fazıl Say'ın parmaklarında tecelli etmişken, Fazıl Say yüreğinin derinliklerinde inanan, iman eden bir insandır. Altın çamura düşünce değerinden hiçbir şey kaybetmez, ama çamurlanır. Sahte, yargılayan, kınayan sözüm ona müslüman olduğunu zannedenler çamur, gerçekten inanıp, iman etmiş, bilgiye, araştırmaya, gelişmeye, Allah'ın sınırsız güzelliklerini öğrenmekten, anlamaya çalışmaktan bıkmayanlar, hoşgörülü ve affedici olanlar altın!

Fazıl Say'ı yargılamak bize düşmez, yargılayanlar korkmasın, Allah herşeyi gören ve bilendir, sizin savunmanıza ihtiyacı olmadığı gibi bağışlayıcı ve af edicidir. Siz kim oluyorsunuz da yargılayabiliyorsunuz?

Ateist olmak ancak birey için önemli bir talihsizliktir; ama müslüman olduğunu iddia edip, hak etmediği parayı alanlar, borcunu ödemeyip, hibe kabul edenler, her türlü ahlaksızlığı yapıp, kul hakkı yiyenler, işin aslını bilmeden yargılayıp, saldıranlar, insanları dinden edenler, daha da talihsiz bir durumdadır.

Ben bu yazım ile kendimi kusursuz ve günahsız değil tam tersi, günahkar ve kusurlarla dolu bir insan olduğumu ama Yüce Yaradan'ın affına ve bağışlayıcı gücüne inanmış, iman etmiş biri olarak, hoşgörülü  ve affedici olmamız gerektiğini söylemeye çalışıyorum, ama anlamak istemeyenler için hiçbir şey yapılamaz.

Yunus Emre  dünya için bakın ne demiş:

"Çarşıya çıktım pazara,

Bir kefen aldım döndüm mezara"

Ölümü düşünüp, kendimize gelmeli, affedici olmalı ve Fazıl Say'ı rahat bırakmalıyız.

Beni yalnızca Allah yargılar !!!