- Kategori
- Deneme
Fenâ mı olurdu?

Vâfî Ukbâ'ya göç etsem sessiz ve sakince. . .
Kocaman bir muhtaçlık sızmağa başladı korku dolu bakışlarıma. Gök mavisi gözlerim şiddetli bir dalgınlığa esir oldu. Sonra düşündüm de çıksam ya en yüksek tepelere, bilinmezliklere. Dünyaya ta tepeden baksam ve olan biteni huzur içinde seyr-i mu'tî eylesem olmaz mı? Mestûr heveslerim belki de burada müselsel cereyân eder. Hoş bir dünya, huzura gark olmuş yeryüzü istiyorum buradan. Bir çocuğun en berrak ve şeffaf duygularla istekleri olur ya hani? İşte ben de bu şekilde bir istekte bulunsam fena olmaz mı? Bence çok âlâ olurdu. Sûhan huzura gelmişken aklıma bir şey düşüverdi. Eş'arım olsa bir de huzur dolu ama müstakim hislerle donanmış olsaydı. Behişt-i Bâb'tan girsem içeriye ve giryân gözlerle niyâz etsem Rânâ Hakk'a. Vâfî Ukbâ'ya göç etsem sessiz ve sakince. . .
Fenâ mı olurdu ?
mu'tî : İtaatli
Mestûr : Gizli
müselsel : Ard arda
âlâ : Hoş, güzel.
Sûhan : Söz, kelam
Eş'arım : Şiirlerim
müstakim : Doğru
Behişt : Cennet
Bâb : Kapı
giryân : Ağlayan
niyâz : Dua
Rânâ Hakk : Güzel Rab , Allah (c.c.)
Vâfî : Sadık
Ukbâ : Ahiret