Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '11

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Fena mı oldu? Süper oldu!!!

Fena mı oldu? Süper oldu!!!
 

Yaşam rengârenk, yaşamı paylaşmak mükemmel, paylaşımları yazmak! Anlatılamaz, yazılır.

Anlatmak istersin, kelimeler yetmez, yazarsın cümleler bitmez.

Sakın sormayın! Kesinlikle söylenmez.

Sırdır kim oldukları! Sır yansıtır. Sır dışarı verilmez!

İki arkadaştılar. Uzun yıllar çok uzun yıllardan beridir paylaştılar.

Sevgiyi, dostluğu, arkadaşlığın dayanılmaz cazibesini. Gün oldu acılarını, gün oldu sevinçlerini, birlikteliklerini, ayrılıklarını, gözyaşlarını.

Çocuklarını birlikte büyüttüler.

Belki bir tesadüftü onları bir araya getiren, belki de bir vesile.

Zaten, hayatta her olan bir vesileye bağlı değil mi?

Bir vesile olur, işe girersin.

Bir vesile olur, biri ile ya da birileri ile tanışırsın.

Bir vesile olur, tanıştığın bir kişi ile yuva kurarsın. Ya da bir vesile olur, beraberliğine nokta koyarsın.

Vay vesile sen neymişsin meğer be!

Vesile olmadan olmuyor işte. Yaşama merhaba demen bile vesile.

Uzatma artık! Hadi neyse ne…

Bu yaz, bir kıyı kasabasında tatile çıkmaya karar verirler birlikte. Ege’de.

Ege’nin sıcak, pırıl pırıl bir kıyı kasabasına giderler. Hadi ilçe diyelim, yeni tabiriyle( Arada falso veriyorum, tüh tevellüt belli olacak yine ya neyse.)

Kasabaya bağlı, sahil kenarında, dağları buram buram kekik kokan, koyları sığ ve sakin, denizinde balığın enva-i çeşidi olan cennet köşesi köyde yürüyüşe çıkarlar.

Güneş, bütün haşmeti ile Ağustos’tan aldığı güçle ışıldamakta tam tepede. Yürüyüş sporunu da sevmek var ya serde! Ekmeksiz koyundan, köye doğru başlarlar yürümeye. Asfalt sıcaklığa dayanamamış usulca yumuşamaya başlamış vaziyette. Ben diyeyim gölgede 48, siz deyiniz Güneş altında 52-53 derece. Civardakilere sorarlar; 1 km. falan uzaklık var diyenlere kanarlar.

Güç bela, ter içinde, takriben 2 km. den fazla yürüyerek köye varırlar.

-Bak! Dolmuşa binseydik. Bu kadar yorulmazdık, hem de bu sıcakta! Kar ettik ama sonunda!

-Nasıl yani?

-eeee 3 lira kar ettik.

-Neden kar ettiniz?

-2 çay, 1 su parası karımız oldu.

-Hadi be!!! Ooo epey kar etmişsiniz!

-Fena mı oldu?

-Vallahi, süper olmuş. Bu kar ile bir ev falan alırsınız artık bu köyde!!!

-Dur! Daha bitmedi! Sonunu dinle!

Kendilerini, köyün orta yerinde kurulu pazarın içerisinde bulurlar. Yokuşu, asfaltın yakıcı sıcağını, Güneş’in ezasını unuturlar bir anda.

Ege’de, bazı ürünler bölgeye hastır. Kolay bulunmaz her yerde. (Söylemem nereden geldiklerini sır dedim ya!)

Pazarda yok, yok. Bolluk bereket. Hem organik, hem de tazecik.

Bakarlar, kabak çiçeğinin dolması var bir köşede. Kadıncağızın biri hazırlamış elceğizleriyle. Nefis mi nefis. Daha önce duymuşlar da yemek kısmet olmamış. Bir daha ya denk geliriz ya da gelmeyiz diye, hemen alılar birer porsiyon. Porsiyonu 5 lira;))) Kar ettiler ya!

Afiyet, şeker olsun……

Sonra, keşkek sözü çalınır kulaklarına ansızın. Ne keşkek mi? Yemeden gidilir mi?

Derken efendim! Börülce, yerli domates, yemyeşil taze sebzeler. Onu da alalım, bunu da alalım, dolar fileler. Boşalır cüzdanlar.
Aslında bayağı kar etmişlerdi, kumsaldan yürüyerek köye kadar!(ne kar, ne kar)

Bunları da bana anlatma gafletinde bulunurlar. Bir de sorarlar.

-Fena mı oldu? Diye diye…

-Süper oldu! Arkadaşlar süper.

Bana da bunları yazmak düşer.

Bir rüyadır Ege’de yaşamak.

Hele hele de tatil yapmak.

Seferihisar bir cennet, Sığacık cennetten bir köşe.

Bilirim, tadı damağınızda kaldı bu tatilin.

Dilerim, canım arkadaşlarım içinize sinsin.

Uzatmayın arayı yine gelin.

Fena mı oldu?

Süper oldu!!!

Beklerim, bu kez de Kuşadası’na gelin. Biraz da buralarını keşfedin.

Sakın ola, okuyunca açık vermeyin!

Sır dedim… Kim olduğunuzu söylemeyin…


Ayşen Arslangiray Kura

3.8.2011/Kuşadası  

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..