Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

20 Aralık '09

 
Kategori
Futbol
 

Fener gibi ışıldadılar...

Fener gibi ışıldadılar...
 

Herşeyden önce Fenerbahçe'li futbolcuların yüzlerinde maçı sonuna kadar ciddiye aldıkları belli oluyordu. Maçın sonuna kadar da oyun disiplininden hiç kopmadılar... Zaten yıllardır bu tip maçları çok soğukkanlı ve sağlam oynayabildikleri için derbilerin efendisi ünvanını almamışlarmıydı...


Fenerbahçe nihayet Emre ve Christian'ın yanyana oyununa kavuşup, sağda Topuz ve solda Özer ile oynayınca orta sahada çok sağlam ve dirençli bir oyun çıkarttı. Bu dirençli orta alan çok top kaybı yapıyor gibi gözükse de rakibinden 2 misli daha fazla top çalma ile oynuyordu. Bu da tüm ilk yarı boyunca rakibe ciddi bir pozisyon bırakmadı. Burada Özer'in çok top kaybı göze batabilir ancak; daha önceki Carlos-Dos Santos ikilisinin kırılgan yapısından, arkada Santos önde Özer ile daha sert ve mücadeleci bir sol kanat seyrettik bugün. İkinci yarının sonlarına doğru biraz düştüler ama Daum hemen Vederson ile doğru bir hamle yaptı... Dos Santos'u hepimiz merakla bekliyoruz ve bugün istediği yerde oynayınca daha önceki maçlarda yaşattığı sıkıntıyı göstermedi...


İlk yarıda aklımızda kalanlar Guiza'nın Fenerbahçe takımından ne kadar kopuk olduğu enstantelerdi... Yakaladığı çok önemli fırsatlar yine Fenerbahçe'nin öne geçmesini engelledi ilk 45 boyunca... Biliyoruz bu sorudan hepimiz sıkıldık ama Semih bu adamdan dahamı çok gol kaçırır ? Kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonu kaçırmasına da tamam ama altı pas içinde kaçırdığı bir top var ki artık sabır taşı olsa çatlar herhalde...

Bu paragrafı ilk yarı sonunda yazmıştım ama ikinci yarı Guiza kaçırdıklarından çok daha zor olan bir pozisyonu bana nispet yaparcasına gol yaptı ve 3 puanı getiren isim oldu. İşin ilginç yanı geçen hafta da Ankaragücü maçında 3.golü atıp galip olmayı sağlayanda Guiza'ydı. Bu da onun yeteneği mi talihi mi siz karar verin artık... Ben ise hâlâ Guiza'nın Fenerbahçe'nin aradığı golcü olmadığını düşünüyorum...


Fenerbahçe golü bulduktan sonra klasik yaslanma oyununu oynamaya başladı.Bu yaslanma Trabzon'a aradığı pozisyonları bulmaya başlatsa da birçoğu saman alevi gibiydi. Dakikalar 70' i gösterdiğinde bile Trabzon'un kaleyi bulan bir şutu yoktu... Tek ayakta kalan oyuncuları Gabriç'di. Trabzon adına sorgulanması gereken ise, bu kadar yetersiz bir hücum hattı ile Trabzon'un nasıl şampiyon olması bekleniyor bilemiyorum...


Sonuç olarak Fenerbahçe, ilk yarıyı lider olarak bitirmeye karar vererek çıkmıştı Avni Aker'e ve son derece taktik disipline sadık olarak oynadılar ve ciddiyetle mücadele örneği göstererek haklı bir galibiyet aldılar...

Son sözüm ise, Brezilya'lı Bilica'ya... Bilica'yı bu satırlardan defalarca uyardım ve uyarmaya da devam edeceğim. Sevgili Bilica; üzerinde taşıdığın forma 100 yılı devirmiş koca bir çınar'ın formasıdır. Daha önce giydiğin hiçbir formaya benzemez. Lütfen oynadığın takımın ciddiyetine var. Bazen inanılmaz derecede laubali hareketlerle kalenin önünde çalım atmaya kalkıyorsun. Birgün altından kalkamayacağımız bir hata yapacak ve hepimizi yakacaksın. Ayrıca vakit geçirmek için de bu kadar fazla yere yatmak bize yakışmıyor. Lugano seni zorla ayağa kaldırmaya çalışıyor ama sen hâlâ yatıyorsun... Dikkatine...

Liderliğin yakıştığı Fenerbahçe'ye KOCAMAN tebrikler...

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

20.Aralık 2009

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara