Fenerbahçe- Chelsea

Tarihinde ilk kez şampiyonlar liginde çeyrek finale kalma başarısı gösteren Fenerbahçe'nin rakibinin kim olacağı Sevilla'yı elediği günden itibaren merak konusu olmaya başlamıştı. Ta ki İsviçre'nin Nyon kentinde 14 Mart'ta çekilen kuraya kadar. Evet o merakla beklenen, kimilerinin rüyalarına kadar giren rakip İngiltere'nin CHELSEA takımı...

Rus işadamı Roman Abramovich tarafından satın alındığı için "Chelski" :) ismiyle de anılan olan İngilizlerin başarılı kulübünü ünlü teknik adam Jose Mourinho'dan devralan İsrail'li Avram Grant. İngiliz basınının "yürüyen ölü adam"olarak nitelendirdiği Avram Grant'ın dirilmesi için sanırım Fenerbahçe maçları kader niteliğinde... Premier Lig' de Manchester United ve Arsenal'ın ardından 3. sırada bulunan ve şampiyonluk umutları oldukça az olan Maviler'in tek kurtuluş yolu Şampiyonlar ligi kupasını alabilmek... Kadrosunda dünyaca ünlü yıldızları barındıran fakat takım olmakta güçlük çeken İngiliz ekibinin en göze batan oyuncuları savunmadaki John TERRY ve orta sahadaki Frank LAMPARD... Golcü DROGBA'da dikkat edilmesi gereken bir oyuncu...

Fenerbahçe çok gol atan bir ekip.. Şu ana kadar (Sevilla penaltılar hariç) 16 gol rakip filelere bıraktılar. Chelsea ise 12 gol atabildi şu ana dek.. Madalyonun öteki yüzünde Fenerbahçe 11 gol yedi rakiplerinden... Chelsea ise sadece 2... Evet bu istatistikler takımların kimliklerini de ortaya çıkarmak için yeterli olabiliyor. Fenerbahçe oyunu sahasında kabul etmeyen rakip kim olursa olsun basan, savaşan yediğinden fazlasını atmaya çalışan bir ekip görüntüsü çiziyor. Chelsea ise gol yememeyi ön plana alan, yıldızlarının bireysel yetenekleri ile gol bulmaya çalışan, futbolun show değil sonuç oyunu olduğunu vurgulayan bir takım...

İlk maç Şükrü Saracoğlu'nda... Buradan Fenerbahçe'nin gol yemeden (ki ben gol yemeyeceğine yürekten inanıyorum) alacağı her türlü galibiyetin yarı finale çıkmak için yeterli olacağı inancındayım. Çünkü Fenerbahçe ne yapar ne eder mutlaka İngiltere'de gol yada goller bulur...