Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe, Galatasaray’ı yine eli boş gönderdi: 3-1

Fenerbahçe, Galatasaray’ı yine eli boş gönderdi: 3-1
 

Gelenek bozulmadı!..


Bugün 25 Ekim 2009 Pazar...

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı, “futbol şöleni”ne hazır.

Saracoğlu, yine ışıl ışıl, renkli; tribünler coşkulu.

Galatasaray ağırlanacak.

Biliyoruz ki, Fenerbahçe-Galatasaray maçlarının havası bir başkadır.

Maç havasını statta soluyanlar bunu çok iyi bilirler.

*****

Fenerbahçe ile Galatasaray’ın en önemli/ güncel ortak yanı, UEFA Avrupa Ligi’nde gruplarında lider olmaları.

Fark ise, Turkcell Süper Lig’de Fenerbahçe’nin liderlik koltuğunda oturması.

İşte, bugünkü maç, bu “liderli koltuk”u için.

Fenerbahçe, “koltuk”ta oturmayı puan farkını 5’e yükselterek sürdürmek istiyor.

Galatasaray ise, o “koltuk”a oturmayı, bu olmazsa, puan farkını 2’de tutmayı...

*****

Dünkü yazım, “Fenerbahçe, Galatasaray’ı yine eli boş gönderir. Niye mi?” başlığını taşıyordu. “Niye mi?” sorusunun yanıtını, yazımın sonunda veriyordum:

“Galatasaray’ın çok gol atması, karşısındaki takımın direnciyle ilgili; dirençsiz takımlar kolay teslim oluyorlar. Galatasaray, karşısında Fenerbahçe gibi dirençli bir takım bulacağı için, gol atmaktan çok, gol yememeyi düşünecektir. Bu da Fenerbahçe’nin işini kolaylaştıracaktır.

Dün”den “bugün”e baktığımızda ibre Fenerbahçe’den yana...”


*****
Saptamalarım beni yanıltmadı.

Maç, Fenerbahçe’nin kontrolünde geçti.

Fenerbahçe, Galatasaray’ı eli boş gönderdi.

Aslında Galatasaray’a “gol ziyafeti” çekti, bir başka deyişle 3 golle uğurladı rakibini.


*****
Bugünkü maç da gösterdi ki, Galatasaray için Saracoğlu’nda oynamak bir “kabus”, yenilgi bir “kader”dir.

Ayrıca bugünkü maç, şunu da gösterdi ki, Gaziantepspor’un Fenerbahçe’nin “yenilmezlik unvanı”na son vermesi, üç puan kaybından başka bir şey anlatmıyor.

Ayrıca, görüldü ki, bu “yenilmezlik unvanı”nın gitmesinin hiçbir manevi/ moral çöküntüsü yokmuş.

Taraftar, inanıyorum ki, “Yenilmezlik unvanı”na, iyi ki, Galatasaray Saracoğlu’nda son vermedi” diyordur.


****
Daum, Kazım’ın S.Bükreş maçında etkili oynayınca, Kazım’ı yine ileride oynattı.

Kazım, Gökhan Zan ile Servet’le mücadele etti. Bu bakımdan, Gökhan Zan ile Servet ileri çıkamadılar. Daha ilk dakika dolmadan, Emre ile bir ikili mücadeleye giren Baros, sakatlandı; yerini Nonda’ya bıraktı.

Fenerbahçe, bir an önce gol bulma düşüncesiyle başladı oyuna. 12. dakikada beklenen gol geldi. Fenerbahçe, orta alanda ve Galatasaray alanında pres uygulayınca, Galatasaray etkili atak yapmakta zorlandı. Carlos da, zaman zaman akınlara katıldı. Wederson da, soldan Galatasaray’ı zorladı. Zaten gol de, Wederson’un ortasından geldi.

Fenerbahçe’nin uyguladığı pres, Kazım’ın Gökhan Zan ile Servet ileri çıkmalarını engellemesi, oyunun Fenerbahçe’yi kontrolünde olduğunu gösteriyor.

İlk yarının sonlarında önce, Alex’in şutunu Franco'nun kornere çelmesi, ardından korner atışında Lugano’nun kafa vuruşunun direkte patlaması, Fenerbahçe’yi ikinci golden etti.


Fenerbahçe, ikinci yarıya başlar başlamaz pres uyguladı.

Kazım, fırsatlardan yararlanamadı, ama Franco'ya pres yapınca, top Fenerbahçe’de kaldı. Franco, Alex’i düşürünce Fenerbahçe penaltı kazandı. İkinci gol, Penaltı vuruşundan Alex’ten geldi.

Galatasaray, bu golden birkaç dakika sonra Hakan Balta’nın ayağından bir gol kazanınca umutlandı.

Maç, zevkli bir duruma geldi.

Galatasaray beraberliği yakamaya uğraşırken, Fenerbahçe üçüncü golü kaçırma yarışına girdi. Önce Güiza, sonra Santos fırsatlardan yararlanamadı, ama Kazım’ın yerine giren Güiza Fenerbahçe’nin 3, golünü attı.

Gelenek bozulmadı.

*****
Hani, bir dostunuzun bağına gidersiniz; bağda ne varsa dalından koparır yersiniz.

Dostunuz, dönüşte size, bir sepet hazırlamıştır.

Bağın üzümüdür, kirazıdır, elmasıdır... sepeti dolduran.

Hem yerinde, hem evde afiyetle yersiniz...

İşte, Fenerbahçe de, Saracoğlu’nu bir bahçe düşünürsek, Galatasaray’ın sepetini üç “gol”le doldurdu; Galatasaray'ı uğurladı.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara