- Kategori
- Futbol
Fenerbahçe arayı açıyor...

Erken gol atınca Fenerbahçe işi bitirdi. Tahminlerimizde de yanıltmadı bizi.
Beşiktaş kötü bir takım değil kadro itibarıyla. Tek tek ele alındığında çok önemli futbolculara da sahip. Orta sahada ve forvet hattına yakın bölgelerde çok önemli adamları var. Holosko ve Delgado hatta Tello. Ancak ne takım oyunu oynayabiliyorlar ne de bu zengin kadronun avantajlarını kullanabiliyorlar. Beşiktaş'ın sezon başından beri izlediğim tüm maçlarında bu zaafiyeti görebildim. Kazanırken bile ne kadar sıkıntı çektiği ortadaydı.
Beşiktaş'ın defansif yönünün bu kadar sıkıntılı olabileceğini de cumartesi günü fark ettim. Çünkü ulusal takımın göbeği bir şekilde onlara teslimdi. İbrahim Üzülmez Fenerbahçe maçlarında kendini kaybediyor. Başka bir adam olup çıkıyor. O efendi adam gidiyor, hırçın, kendini bilmez bir futbol oynayan, hatta onu unutan bir kişiliğe bürünüyor. Ben Ertuğrul Sağlam'ın Fenerbahçe karşısına Baki ile çıkabileceğini hiç hesap etmemiştim. Bu durumu ileriye götürüp İbrahim Üzülmez çıktıktan sonra sol tarafa alması ise tam bir teknik adam zaafiyeti gibiydi. Fenerbahçe ikinci yarı bu kanadı nedense hiç kullanmadı. Oysa Baki tam bir bombaydı. Daha 46. dakikada sarı kart gördü bu dezavantajdı ama sarı lacivertliler sanki Ertuğrul Sağlam daha da zor durumda kalmasın diye üzerine gitmedi.
Sağ kanat deyince Kazım'ı konuşmalıyız. Kazım çok genç ve tecübesiz. Bu haliyle Beşiktaş'ın sağ tarafını çökertebildiyse alkışlamak gerekiyor. Ancak çok daha fazlasını yapabilirdi. Tercihleri yanlış kullandı. İlk yarı iki pozisyon vardı; önü boştu top sürüp kaleye ineceğine tek pasla orta yaptı. Ama yapadı. Bir sonrakinde önü kapalıydı, asistte yaptığı gibi ortayı deneyeceğine top sürdü. Kale önünde bekleyen boş durumdaki arkadaşlarına saç baş yoldurdu. Son dakikalarda kaçırdığı pozisyon da acemiliğinin eseriydi.
Beşiktaş bu Kazım'ı eğer maçın flash adamı yaptıysa şapkasını alıp düşünecek.
Beşiktaş çok gerilere gitti. Öncelikle bu Fenerbahçe eskileriyle kurduğu takım şablonundan vazgeçecek. Sen oynatamadın ama ben oynatırım esprisi günümüz futbolunda çok fazla işlemiyor. Üstelik taraftar da kabullenemiyor. Açıkçası şu maçtan sonra Beşiktaş taraftarının kaçta kaçı Rüştü'ye sahip çıkar merak ediyorum.
Türkiye'de futbol bilen adam çok az. Teknik direktörlük anlamında söylüyorum. Taşımakta zorluk çekiyorlar. Ertuğrul Sağlam'ın kişliğine söylecek sözümüz olamaz. Ancak bu gömleği giyemiyor. Bir teknik direktörün oynattığı futbol olacak. Baktığınızda ayırt edebileceksiniz. Beşiktaş'ın eskilerinden ne Rasim, ne Rıza ne de Ertuğrul bunu başaramadı. Ertuğrul Kayseri'nin başında kalma sabrını gösterebilmiş olsa ve bugün Sivas'ın yanına bir de Kayseri'yi yazabilme başarısını ortaya koysa herşey başka olacaktı. Oysa Ertuğrul şimdi bir çok şeye sıfırdan başlamak zorunda kalacak.
Fenerbahçe için söylenecek çok şey var. Fenerbahçe'nin geldiği nokta kendisi için devrim niteliği taşıyor. Futbolu Türkiye'de aklıyla oynayan tek takım durumunda. Ne zaman gol atacağını, oyunu nerede hareketlendirip, nerede soğutacağını çok iyi biliyor. Özgüven dediğimiz şey de çok önemlidir futbolda. Fenerbahçe giderek daha olgun ve ne istediğini bilen bir takım oldu. Rakipleriyle arasında çok büyük fark var. Buna istinaden zaten maç öncesinde benim favorim Fenerbahçe'ydi. Fenerbahçe beni yanıltmadı. Beşiktaş oyun kuramadı. Bunun sebebi Fenerbahçe'nin orta sahada kurduğu pas yüzdesidir. Maldonado bu bölgede arkadaşlarına top taşıdı durdu. Aurelio Maldonado ile başkalaşıyor gerçekten. Biraz Vederson aksadı. Onu da normal karşılıyoruz.
Alex'in ikinci golden sonraki sevinci görülmeye değerldi. Onu hiç bu kadar sevinirken görmemiştik.
Maçın hakemi her iki tarafa da eşit ölçüde yanlış kararlar verdi. Beşiktaş'ın penaltı itirazı doğruydu. Ancak ilk yarıda Fenerbahçe'nin de bir penaltısı verilmedi. Baki'nin Kazım'ı yere indirişi de penaltıydı. Alex'in ikinci gol öncesinde Nobre tarafından indirilişi de sarı karttı. Artık hakem hatalarına alıştık. Olmamalı. ama oluyor. Yeterki tek tarafın üzerinde yoğunlaşmasın ya da bir show aracına dönüşmesin. Çünkü zaman zaman hakemler futbolda aktör konumuna gelmeye çalışıyorlar.
Evet, önümüzde Fenerbahçe tarihinin en önemli maçı var. Yarın bu maçla ilgili düşüneceğim. Fenerbahçe Beşiktaş maçını kazanarak rakiplerinin direncini de kırdı. Galatasaray'ı toplamak için iyi bir kampa ihtiyaç var. Göreceğiz.
Uzay Gökerman