- Kategori
- Futbol
Fenerbahçe bir ilk’e daha imza attı: Aragones

Dede kupayla geliyor.
Aziz YILDIRIM ile Zico birbirleriyle restleştiler. Başkan, “sana en çok ben güvendim 100.yılda herkesi karşıma alıp kulübü sana emanet ettim geçen sene şampiyon olduk ama bu sene yürüyerek olmalıydık” diyerek kızgınlığını net bir şekilde dile getirdi ve teknik ekibini değiştirmesini istedi. Zico ise, “aramızdaki tek problem ağabeyim Edu oldu” dedi ve ekledi “Para hiç önemli değil ve aramızda hiç sorun olmadı ama ağabeyim ile karşı karşıya kaldım ve bir seçim yapmamı istediler” diyerek iki tarafta geri atmadan hüzünlü bir ayrılık yaşanmış oldu.
Fakat hep dediğimiz gibi futbolda dün yoktur, bugün vardır. Öyleyse şimdi konuşmamız gereken isim şüphesiz Aragones olacaktır.
Başkan’ın “B planım var” dediği isim bir anda İspanya ‘dan çıktı. 70 yaşındaki Luis Aragones. Fakat nedense camia bu isme şimdilik ısınmış görünmüyor. Bunun nedeni sezonu hocasız açmış olmanın verdiği bir stres mi yoksa geçen sene ezeli rakiplerinin 73 yaşındaki hocaları ile düştüğü pozisyonmu, yada Aragones ismini İspanya dışında pek de başarılı olarak duymamış olmasından mı kaynaklanıyor bilinmez. Fakat kulübün “anlaştık” demesinden sonra Euro 2008’de, Türkiye’den sonra İspanya’nın kazanmasını isteyen çok sayıda Fenerbahçeli’den biriyim. Dün akşam bu mutluluğa eriştik şükür.
Aragones Avrupa Şampiyonu olarak Türkiye’ye gelmiş tek hocadır. Yani bu yüzden Fenerbahçe bir ilk’i daha yaşatmıştır Türkiye’ye...
Fakat Türkiye zor bir ülkedir. Hele ki teknik adamlar için. Bir türlü istikrar’ı yakalayamayan yönetimler devamlı faturayı hocaya keserler. Kendilerine toz konduramayan bu paralı adamlar elin efsane ismini “Yeniköy Kasabı” bile yapabilirler bu ülkede. Şimdi de daha sözleşme imzalanmadan 44 yıl sonra İspanya’yı Avrupa’nın en büyüğü yapan, onu yenilmez armada kılan ve İspanya milli takımına 38 galibiyetle bir rekor kırdıran efsane hoca Aragones’i şiddetle eleştiriyoruz. Halbuki bu turnuva en azından bize şunu göstermedi mi; sabredemediğimiz Hiddink yarı finalde, sabredemediğimiz Löw ise finalde bize selam gönderiyorlardı. Zico’ya da sabredemedik diye en başta da ben eleştiriyorum yönetimi. Ama giden gitti, önümüze bakmalı ve Aragones’de enseyi karartmamalıyız.
Bu tepkilerin bir çoğu 2006 yılındaki kaderimize benziyor. O zaman da turnuva vardı ve hoca arıyorduk, Başkan bula bula efsane futbolcu Zico’yu bulmuş ve taraftar “neden Zico” diye ayağa kalkmıştı. Kariyeri olmayan bir hocaydı Zico ve takım sezona onsuz hazırlanmıştı. Üstelik de 100.yıl beklentileri vardı. Geldiğimiz noktada bugün Zico gitti diye üzülüyoruz. Tarihdeki en büyük başarımızı onunla yakaladık. Artık Türkiye’de bu önyargıları yıkmak gerek. Demek ki biraz bekleyeceğiz. En azından Tecrübe ise tecrübe başarı ise başarı kariyer ise kariyer Aragones’de en azından Zico kadar mevcut değil mi ?
Bu yazı Aragones baŞarılı olacaktır yazısı değildir. Ancak bir Fenerbahçe’li olarak ve “Hep destek tam destek” felsefesine inanan birisi olarak yazılan bir yazıdır.
Fenerbahçelileri endişelendiren en büyük konu yaş ise, adamın sadece dün akşamki final maçını nasıl yaşadığına bakmak gerek. Maçı anlatan spiker kadar sesini duyduk televizyondan. Adeta maçı 12.adam olarak yaşadı. Maçtan bir dakika bile kopmadı. Bu özelliği Fenerbahçelilerin sevdiği bir özellik olacaktır. Bu anlarda aklımıza hiç yaşı gelmedi.
Henüz resmi bir açıklama yapılmadı ama başkan’n en büyük düşüncesi futbol takımının biraz daha otoriteye ve disipline ihtiyacı olduğuydu. Maç seçmeyecek, Chelsea’ye de Ankaraspor’a da aynı hırs ve arzu ile çıkabilecek bir takım yaratabilmekti. Bu nedenle de İspanya’da inatçı ve disiplinli olarak tanımlanan ve Avrupa’nın en prestijli liginde önemli isimlere hocalık yapan ve gerekirse Raul’ü bile takımdışı bırakabilen Aragones’le bu sorunu aşacağını düşünmesidir.
Burada düşünülmesi gereken Yıldırım gerçekten bir devrimmi yapıyor ? Yani Aragones koşan ve agresif bir orta saha yaratma düşüncesi içinde Alex’i takımdan keserse yönetimle karşı karşıya gelecek mi gelmeyecekmi ?
Turnuva boyunca herkesin şapka çıkarttığı ve tüm takımların bir kademe üstünde top oynayan İspanya gibi bir takım (en azından orta saha) yaratabilmesi için gerekli zamanın ve desteğin verilmesi gerekir.
Aragones EURO 2008 ile kendisini tüm futbol camiasına kabul ettirdi ve bugün tüm Avrupa Aragones’in önümüzdeki yıl Fenerbahçe’yi çalıştıracağını yazıyor. Bu bile başlı başına transferin büyüklüğü için yeterlidir. Fenerbahçelilerin gönlünde yatan Scolari, Morinho gibi isimlerle çalışması için biraz daha yol katetmesi gerekir. O da yakın zaman da olacaktır.
Şimdi Aragones’e destek zamanıdır.
Hoşgeldin Dede...
Ahmet ÇELİKSÜNGÜ
30.06.2008