- Kategori
- Spor
Fenerbahçe bu mu?
Fenerbahçe çok uzun yıllardır birinci seviye dediğimiz Arsenal gibi takımlara karşı bir üstünlük sağlayamadı. Zico ve Aykut Kocaman ile ikinci kademe takımlarına karşı denge kurdu ve hatta onların lideri konumuna geldi geçen sezon.
Arsenal, Chelsea, Liverpool, Bayern Munchen, Barcelona, Real Madrid, Manhester United, Juventus, Milan gibi takımlar maalesef Fenerbahçe’nin başedip geçeceği seviyeler olamıyor.
Açıkçası bu gerçeklik sadece Fenerbahçe bağlamında değil, Galatasaray’ın da geçerli olan bir sonuçtur.
Ancak!
Fenerbahçe 2008’deki Chelsea ve geçen sezon Benfica maçlarında bize bu takımları bile eleyebilecek düzeyde futbol oynayabileceğini göstermişti.
Galatasaray-Real Madrid eşleşmesi sadece Türkiye’yi değil, Avrupa’da bir çok futbolseveri heyecanlandırdı.
Fenerbahçe, Arsenal karşılaşmasını bu seviyelerde oynayamadı.
Başka bir şey vardı sahada ve bu Fenerbahçelileri çok rahatsız eden bir futboldu.
Fenerbahçe'nin sezona başladığı seriyi izlersek, PSV, Salzburg, Galatasaray, Konyaspor ve Arsenal maçlarında bir Konyaspor kadar bile mücadele edemediği ile yüzleşiriz.
Fenerbahçe’ye üç gol atan Konyaspor’un, Arsenal karşısında aciz duruma düşen Fenerbahçe’den çok daha oturmuş ve ne yaptığını bilen bir futbol oynadığını ayırt etmeliyiz.
Fenerbahçe dün gece ilk yarı Arsenal kalesine şut çekme girişiminde bile bulunmadı. Taraftarını heyecanlandıran ilk şut girişimini ikinci yarının başlarında gerçekleştirdi ve bu bile net olarak izleyenler arasında futbola dair farklı bir şeyler mi var sorusunu akıllara getirdi.
Kaleye atılan bir şut, futbolun temel gerçeği, gol denemesinde bulunmak, daha farkı ne olacak ki zaten?
Fenerbahçe normal seviyesinin o kadar altına indi ki ortalama düzeyde bir şeyler yaptığında takımın oyunu dengelediği yanılgısıyla karşılaşıyorsunuz; Ersun Yanal da bunun altını çiziyor.
"Maçı dengeli götürüyorlarmış! Oturmuş bir takıma karşı oynuyorlarmış?"
Fenerbahçe'nin üç yıllık birikimi bir denge unsuru yaratıp, oturmuşluk olarak değerlendirilemiyorsa...
Futbol dediğimiz şey bu mu?
Denge orta alanda rakibe sunulan ve geçiş üstünlüğü yaratılan geniş bir koridor vermek midir?
Bu maça gelene kadar oynanan 5 resmi maçta üçlü orta alanın rakibe bu bölgeyi teslim etmek olduğunu görebilmek çok mu zor?
Fenerbahçe için geçen sozn yediği goller adına yaptığımız yorumlarda basitlik, bireysel hatalardan konuşuyorduk.
Bu pozisyonları arar hale geleceğimizi o gün söyleseler güler geçerdim.
Zico’nun ve Aykut Kocaman’ın geldikleri sezonların hemen başlarında düştükleri yanılgıya Ersun Yanal’ın da düşmesi mi gerekiyor?
Herşeyi bir anda değiştirip, bambaşka futbol oynama arzusunun mevcut kurulu düzeni de ortadan kaldıracağını ve geri dönüşün artık eskisi gibi kolay olmadığını anlamak için tarih kaç defa tekerrür etmelidir?
Beklentilerle sahada olup bitene ait uyumsuzluğun net göstergesi Emre’nin Konyaspor maçında attığı golden sonra eliyle verdiği mesajın taraftarlar tarafından kabul görmemesinde simgeleşiyor.
Ve o Emre belki de sezon başından beri sahada en fazla çırpınıp didinen bir kaç futbolcudan biri olmasına rağmen maçın son yarım saatinde taraftarları tarafından ıslıklanıp, yuhalanabiliyor.
Herkes işini aklıyla, bedeniyle etrafındakilerle uyumlu bir şekilde yapacak ki ortaya bir sinerji çıksın.
Arsenal eşiğini atlatamayan ve Şampiyonlar Ligi defterini kapatan Fenerbahçe’nin önünde şimdi uzun bil lig maratonu var. CAS’tan ne tür bir karar çıkacak bilemiyoruz, Avrupa Ligi’ne devam edip etmeme durumu da bunun içindeki belirsizlikle duruyor.
Fenerbahçe’nin bu kadrosu Arsenal’ı geçmeye yetmez ancak Avrupa Ligi’nde geçen sezon gösterilen performansı tekrar etmek için yeterlidir.
Teknik yönetimin ve kadronun içinde bulundukları durumu doğru değerlendirip yeni bir refleks göstermesi gerekiyor.
Bu şekilde asla olmaz!
Fenerbahçe de bu değil zaten, ne olduğunu öğrenmeleri değil, sadece hatırlamaları gerekiyor.
http://twitter.com/uzaygokerman