Fenerbahçe daha çok çalışmalı..

Fenerbahçe bu sene tüm kulvarlarda başarılı olmak için Avrupa liginde liderliğini sürdürmek ve korkulu rüya görmek istemediği için, maça hızlı başladı. Takımın çehresini bu sezon değiştiren Daum, Alex'in oynadığı maçlarda kenarda rahat bir maç izlemekte, çünkü Alex gibi bir lider futbolcun varsa, işler herzaman kolaydır futbol adına..

Alex bir komutan edasında attığı her pas ile Bükreş kalesinde tehlikeler yaratması, Fenerbahçe de 500. avrupa maçına çıkan bir gurur abidesi adeta. Santos attığı nefis gol ile seyirciye selamlarken, Fenerbahçe de Kazım topu her ayağına aldığında rakip eksiltmedeki başarısını sahaya yansıtırken, bazen luzumsuz topla oynaması takımı adına handikap yaratmakta. Ama iyi bir takımda böyle adam eksilten futbolcu olması herzaman aranan futbolcu olmaktadır..

Emre, Topuz, Borani, Santos adeta orta alan da S.Bükreş takımına boş alan bırakmaması, ayağa paslarda ki başarısını defans da da gösterememesi, beraberlik gölünün yemelerine neden oldu. Golden sonra Fenerbahçe daha fazla saldırmak isterken, Bükreş ise Fener kalesine daha fazla gelmeye başladı. Özllikle Bilica, daha dikkatli olmak zorunda, markaj yaparken boş adam bırakmak herzaman tehlikeli olduğunu, bilmeli.

Stau Bükreş ise ilk yarıda poletleri sökülmüş bir komutan edesında geçmişini arayan sıradan bir takım gibi, attıkları beraberlik gölünde Bilica'nın arkasındaki futbolcuyu tutamaması nedeniyle golü yerken, Volkan'ın koruduğu kalede çok fazla etkili olamadılar. İkinci yarı Fenerde, Bükreş de skoru değiştirmek için çaba harcayacaklar..

İKİNCİ YARI ALEX = Asis padişahı, evet ikinci yarı ile birlikte gol için atağa kalkan Fenerbahçe, o nefis dura top, muz ortalarından birini yaparak adeta Bilica’yı topla buluşturarak, mermi gibi bir kafa vuruşr adeta yapması için silaha mermiyi sürüp, emniyeti açıp, Bilica’ya teslim etti.. Daha ne anlatayım, yılan gibi , topu rakipten çalması, sürmesi, ve vuruşunu değil kalecinin, iki hatta üç kalecinin kaleye geçip kaleyi korusa topu tutamayacağı bir yere vurması, daha ne söylenebilir ki, Alex varsa, her şey yolunda demek, Kazım, hırçın cocuk, sarı kart görmeden çıksaydı iyi olacktı, ama malesef denge çok önemli.. Guiza ise, son haftaların başarısız futbolunun üzerine düşmüş yorgunluğu vardı. Lugano bu akşam sakin, yerinde ve doğru müdahaleleri ile defansın sarışın prensi olduğunu gösterdi.. Fenerbahçe Avrupa liglerindeki eleme maçlarında başarılı olmak için Daum’un doğru hmleleri yanında, olmasa olmazı Alex’in sihirli ayaklarını kullanması olacktır.