- Kategori
- Futbol
Fenerbahçe’de, geriden gelenler, farkı “çift hane”ye taşıdılar!..

Emenike, sakatlandı, çıktı!..
Eminike’nin yerine girecek bir golcü, sözgelimi Webo yok!
Webo, “yabancı kontenjanı”na takılmış, çıkmış tribüne..
Kala kala kalmış 10 dakika, üstüne “uzatma” diye eklersen 3 dakika, eder toplam 13 dakika...Fenerbahçe'yi ”çift haneli” farka taşıyacak gol gerekli. Orta alandakiler, özellikle Cristian ile Meireles kaleye uzaktan da olsa, şut atmayı düşünmüyor!.
Olanlar, o dakikaya kadar gol atamadığına göre, taraftar, kaygılanmaz mı?
Beraberlik golünü, geriden gelen Alves atmıştı. Emenike’nin çıkışı, yerine girecek bir golcünün o an yokluğu derken, geriden gelen bir başkası, Egemen, Bursa’da olduğu gibi “sahneye çıktı”...
Egemen, Fenerbahçe’yi iki adım daha öne taşıdı, fark çıktı “çift hane”li sayıya...
Yine “yarı”ların sonları, yine goller...
*****
İkinci yarının ilk hafta maçları geride kaldı.
Fenerbahçe ile geride kalan Galatasaray arasındaki puan farkı çıktı 10’a.
Fenerbahçe, “haftanın kârlısı” oldu.
10 puanlık farkın, büyük bir üstlük sağladığı, güçlü bir moral verdiği bir gerçektir. Ancak, kalan 16 maçlık bölümde nelerin olacağını kestirmek o kadar kolay değil. Aksilikler, beklenmeyen durumların olacağı düşünülebilir. Ama Fenerbahçe, bu moralle epeyce yol alır.
Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durum, Aziz Yıldırım’ın konumu, taraftarın coşkusu, ikinci yarıda daha farklı bir Fenerbahçe izleyeceğimizi gösteriyor.
Kenetlenme, “dış”a karşı birlik beraberlik, taraftarın coşkusuna eşlik eden futbolcular, kazanma hırsı...
*****
Maç, kazanmak için oynanınca, böylesine güzel oluyor.
Konya, kendi alanında, kendi gücünde bir takımla oynuyor havasındaydı. Geri çekilmek, korkarak oynamak yoktu. Tek düşünce kazanmaktı. Konya gibi bir takımın, güç/ kadro açısından söylüyoruz, böyle etkili oynaması, gönül ister ki, başka maçlarda da sürsün. Gel gör ki, “Büyükler”e, özellikle Fenerbahçe’ye karşı oynanan maçlarda futbolculara fazladan bir güç geliyor. Bu da, izleyecekler açısından zevk verici oluyor.
Kâğıt üzerinde kolay gözüken, tedirginlikten olsa gerek, Fenerbahçe için zor bir maçtı. Ama geride kalanların ikişer puan yitirdiği haftada, aradaki farkı 10 puana çıkartma fırsatı doğmuştu.
Artık, maçların zor geçeceğini bir köşeye yazmalı!..
Son ana kadar mücadeleden kaçmayan, özellikle Kadıköy’de taraftarın coşkusuyla daha da coşkulu oynayan Fenerbahçe, ortaya konan oyuna bakınca, zorlu bir rakibi geçti. Çünkü Konya, yabana atılmayacak fırsatlar yakaladı, ancak kullanamadı.
Kaleci Volkan Demirel'in de hakkını teslim edelim.
Dün de , bir kez daha görüldü ki, ikinci yarılar, ilkine oranla daha farklı oluyor. Çünkü özellikle “Büyük”lerden alınacak puanlar, önem taşıyor, moral aşılıyor. Bu da, “Büyükler”i zorlu maçların beklediğinin işareti oluyor.
*****
Maç, atılan ilk golle bitseydi, ne olacaktı?
Golün başlangıcında ofsayt vardı; hem de öyle “kıl payı” dediğimiz, görülemeyecek, süzülemeyecek biçimde değil. Yardımcının “pas geçmesi”, bir ofsayt golün 3 puan getirmesini sağlayabilirdi.
Fenerbahçe, golü yedikten sonra, kendine geliyor. Sanki, “Yemeden atmam” havası...
Sadece Lig’de tutunmak amacı olan takımlar, hem statta hem ekranlarda izlenme oranı yüksek maçlarda gerçekten etkili oynuyorlar.
Konya’yı en güzel, Mehmet Topal değerlendirdi:
“Onların yapacağını biz onlara yapacaktık, olmadı.”
Neydi bu?
Daha baskılı oynamak, oyunlarına kabul ettirmek, maçı istedikleri gibi yönlendirmek...
Sonuçta, 3 puan Fenerbahçe’nin oldu, ama yenilemesine karşın Konya da alkışı hak etti.
Son söz:
Artık, kolay maç yok; puanlar aslanın ağzında...
http://www.facebook.com/turgutcelik