Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe’de çanlar kimin için çalıyor?

Fenerbahçe’de çanlar kimin için çalıyor?
 

“Dış”tan mı, “iç”ten mi yıkmak?

“Dış”tan yıkılmaya kalkıldığı zaman, yıkılmak istenen kesim, kenetlenir. Bu durumda iç çelişkiler/ farklılıklar ertelenir; güçbirliği sağlanır.

İç”ten yıkmak daha kolay, üstelik masrafı az. Çünkü “dış”a karşı güçbirliği yapan, “tehlike”yi savuşturan kesim, iç çelişkiler/ farklılıklar su yüzüne çıkınca, bu kez de iç çatışma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.

Asıl tehlike, o zaman başlar.

*****

Fenerbahçe’de “3 Temmuz”la başlayan süreçte yıkma, ters tepti.

Taraftar, simgeleşen Aziz Yıldırım’ın etrafında birleşti; onurlu bir direniş gösterdi. Ortama, hava koşularına aldırmaksızın alanlara döküldü, baskılara boyun eğmedi, direndi. Sportif başarıyı öncelik olarak görmedi. Futbol takımına hoşgörülü davrandı, sabretti.

Sonra...

Aziz Yıldırım’ın dosyası Yargıtay’a, kendisi evine gitti.

Aziz Yıldırım, serbest kalınca, taraftar rahatladı. Taraftar, artık, sportif başarı bekleyecekti.

Ne ki, futbolda beklenen başarı gelmeyince, ertelenince, Alex-Aykut Kocaman üzerinden başlatılan tepkiler, “bölünme”ye zemin hazırlıyor izlenimi uyandırmaya başladı.

*****

Toprağın Çocukları” filminde Enstitü Müdürü Kemal öğretmenin, umutsuzluğa kapılan öğrencilerine dediklerini anımsatmakta yarar var:

“Fidanı ayakta tutan, bir gün ağaç olma umududur.”

“Bizi ancak çalışmak kurtarır.”

Demek ki, bütün iş, futbolculara düşüyor; onlarda bitecek.

*****

Yukarıda satırlar, “Fenerbahçe’de görev, futbolcularda ve 12. Adam’da...” başlıklı yazımızdan alıntılar.

Dün gelen Kasımpaşaspor yenilgisi, etkisiz/  tutuk, futbol dünyasının sevdiği deyişle “ruhsuz” oyun, “bardağı taşıran son damla” oldu sayılır.

Çanlar kimin için çalıyor?

Garp cephesinde ne bir şey yok!

Alex?

Aykut Kocaman?

Aziz Yıldırım?

Ve ötekiler?

*****

Ne yapılmalı, ne olmalı?

Akla gelenler çok.

Önemli olan, beklenen, çözüm bulması gerekenlerin nasıl bir çözüm bulacakları.

Antrenmanlarda iyi çalışan, çok koşanlar onbire, sonrası onsekize giriyormuş!

Antrenman ile sahadaki görüntü arasında bir uyum/ uygunluk olmadığı, sahadakilerinin hallerinden anlaşılıyor. O zaman, eleştiri oklarının Aykut Kocaman’a yöneltilmesi “doğallık” kazanıyor. Sahaya yansıyan, “verimsizlik”, “boş vermişlik”, “vurdumduymazlık”ın adı oluyorsa, “kulağı çekilecek”ler var demektir.

Önce, Aykut Kocaman, “antrenman yıldızları”nın kulağını çekecek.

Sonra, Aykut Kocaman bunu yapmıyor, işler düzelmiyorsa, sıranın kendisine geleceğini bilmiyor kadar saf olamaz!

Ya Aziz Yıldırım?

Takımın iyi girmiyor, tökezliyor diye hangi başkan gider?

Gitmesine gider de, bu, “kasaba takımları”nda olur ancak.

Aziz Yıldırım, “radikal” kararlar alır; beklenen olur ya da olmaz!

Olmazsa, olan, taraftara olur!

Taraftar kırılır, küser, birbirine düşer...

Oysa taraftar her türlü özveride bulunuyor. Bunları saymaya gerek yok, 3 Temmuz’la başlayan, Aziz Yıldırım eve dönenen kadar geçen süreçteki “destansı tavrı”, ne kadar övülse azdır.

Futbolda başarı, “başarısızlık”a bürünme sinyalleri verirken,  kendi evinde 5 maç erkeklere yasakken, kombine satışları 35 bine varmışken... taraftara laf söylemeye kimsenin hakkı yoktur.

Zaten yok da...

Demek ki, “12. Adam”, görevini yapıyor.

O zaman, görev, görevini yapmayan/ yaptığını sananlarda...

Öyleyse Fenerbahçe'de çanlar kimin, kimler için çalıyor?

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..