Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Mart '13

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe’den çağrı: MHK Başkanı, layık olmadığı görevden ayrılmalı!.

Fenerbahçe’den çağrı: MHK Başkanı, layık olmadığı görevden ayrılmalı!.
 

İstifa çağrısı, olağan işlerdendir.

Toplumun her alanında tanık olduğumuz bir durum. Coşkunun, tepkinin sınır tanımadığı “futbol dünyası”nda buna çokça rastlarız. Maçlarda, işlerin o an için iyi gitmediği durumlarda, skoru beğenmeyenler, tribünlerden “Yönetim istifa!” diye bağırma başlarlar.

Çağrıdan çağrıya fark vardır.

“İstifa çağrısı”nın gerekçesi elle tutulur, kanıtlara dayalıysa, haklılığınıza diyecek yoktur. Aksi durumda, “iyi niyet”ten söz edilemez; bu, günü kurtarmak içindir. Ayrıca, tribünlerden yükselen “istifa” sesleri gibi eriyip gider.

Fenerbahçe yönetimi, “Kamuoyuna Duyurulur” başlıklı bir açıklamayla MHK Başkanı Zekeriya Alp’i istifaya çağırdı.

Niye ki?

MHK Başkanı Zekeriya Alp, geçenlerde TRT'de konuştu ve dedi ki:

“Benim geçmişteki Beşiktaşlılığım inkar edilemez. Yıllarca futbol oynadım, yöneticilik yaptım. Şimdiki görevimde bu geride kaldı. Tüm kulüplere eşitim, ama hakem hatalarını ben de görüyorum. Üç büyüklere bakarsak en çok Beşiktaş’a rastlıyor. Bu durumdan ben de rahatsızım, ama hiçbir şey ifade etmez. Hakem hatayı GS, BJK veya FB maçında da yapabilir, olgunlukla karşılanmalı.”

Zekeriya Alp’in  açık sözlü, iyi bir insan olduğunu, kötü niyetli olmadığını söyleyenler olmuştur, olacaktır da... Ama...

İşin “ama”sı, gelip şu cümlede düğümleniyor:

“Üç büyüklere bakarsak en çok Beşiktaş’a rastlıyor.”

Konuşmanın/ değerlendirmenin içinde yer alan bu cümle, “can alıcı” cümledir. Bu cümle olmasaydı, daha sonra “olan”lara “kuşku”yla bakılmayacaktı.

Niye mi?

“Hatalar”ın, “Üç büyüklere bakarsak en çok Beşiktaş’a rastlıyor.” denmesi,  futbol kamuoyunda, hakemlere bir “mesaj” olarak algılanır. Sonra da, Beşiktaş-Fenerbahçe maçındaki “hata”ların “kollama”ya, “etkileme”ye birer kanıt olarak gösterilmesine denecek az “söz” bulunur.

Fenerbahçe’nin açıklamasındaki “... oynadığımız müsabakada hakem kararlarının müsabakaya etki etmesinin ötesinde müsabaka sonucunu ve hatta belki de ligin sonucunu doğrudan etkilediği gerçeği, tartışmasızdır.” denmesi, dikkat çekici...

Varsa yoksa “3 Büyükler” olduğu için öteki maçlarda olanlar, akla hiç gelemediği için gündemi de “meşgul” etmez.

“....müsabaka sonucunu ve hatta belki de ligin sonucunu doğrudan etkilediği” öne sürülen “hakem kararları” nelerdir?

(Webo’nun golünün ofsayt gerekçesiyle sayılmaması...

Meireles’in iki kolu vücuduna yapışıkken koluna çarpan top için faul verilmesi; Beşiktaş’ın ilk golünün o faul atışıyla gelmesi...

Gökhan Gönül’ün onsekiz içinde düşürülmesine devam denmesi...

Webo’nun onsekiz içinde tam da gollük pozisyon yakalamışken faul yaptığına hükmedilmesi...

Faul atışlarının yeri konusunda Beşiktaş’a hoşgörülü davranılması..
.)

*****

Fenerbahçe’nin istifa çağrısı iki yönlü:

İlki,  “...tarafsızlık ilkesinden bihaber” olduğu,  “kendisinin de farkında olduğu üzere, layık olmadığı bu görevden ivedilikle ayrılması” istenen MHK Başkanı; ikincisi, “gerekli makamlar”...

Yani?

Kendisi görevinden ayrılmazsa, “gerekli makamlar”,  hemen görevden almalı.

“Gerekli makamın” başkanı Yıldırım Demirören’den, “görevden alma” değil, Fenerbahçe’ye yanıt geldi:

“Merkez Hakem Kurulu’nun istifası söz konusu değildir. Üzerlerinde hiçbir takımın forması yok.”

Şimdi ne olacak?

Canı yanan, "sesi çıkan" bir başka kulüp de, yarın öbür gün suskunluğunu bozacak...

Bir de bakacağız ki, Lig bitmiş...

Anlaşılan o ki, futbol 90 dakika ile sınırlı değil.

Ağızdan çıkan sözlerin nereye uzanacağı/ çekileceğini bir bilsek!..

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara