11 Şubat '14
- Kategori
- Futbol
Fenerbahce den neden nefret edilir
Bir sehirde 3 takim var. Her biri birbirinden daha sanli. Taraftarlari var hepsi miliyonlarla anilir. Birbirlerinin hemen hemen arkasindan kurulmus 3 takimdirlar. Hepsi de Turk gencliginin daha sportmen, dinc ve serefiyle kazanir olamisina kendilerini adadiklarini soylerler. Misyonlari ve Vizyonlari budur. Hepsi Ataturk'un onlari daha bir sevdigini tercih ettigini ima ya da alenen soylerler. Hepsi milli mucedelede kendilerine dusen manevi gorevini (ulusun kendine olan guvenini arttirmak) yerine getirdiklerini soylerler ve yapmislardir.
Kisacasi hepsi Turk sporunun temel diregi olmustur. Seneler boyu birbirleriyle olan rekabetleri sayesinde ilerlemislerdir, hatta Avrupa da kupalar almayi bile basaranlari olmustur. Keza her sene Avrupa da daha da ileriye gidebilen basarilar gosterirler. Yani cok cok buyuk katkilari olmustur Turkiye'nin ve halkinin gururuna.
Ulusun buyuk bir kismi kendi takimlarini tuttuklari halde bir de ayni zamanda bu uc buyuklerden birisine kendilerini yakin bulurlar. Yani ikinci takimlari gibidirler. Yani bu uc buyuk isimlerini ulusun neredeyse her bir ferdinin benligine bir sekilde kazimislardir.
Boyle bir gecmisten gelen bu uc takimin taraftari bir zamanlar beraber maclara gider, mac kazanilip veya kaybedildeikten sonra karsisindakinin hafif dalga gecmesine maruz kalip yine normal hayatlarina devam ederlerdi. Ya da sampiyonluk kazanilip veya kaybedilip yeni bir sezona bakilirdi. Bunu cogunluk icin soyluyorum tabi istisnalar da vardi. Kavga dogus varmiydi tabi. Ama cogunlukta boyle asiriliklar yoktu.
Son 25 sene de yurt disinda yasayan bir insan olarak mahalli rekabetin diger sekillerini burada da gorme imkanim oldu. Newcastle United - Sunderland, Liverpool - Everton, Man-U - Man-City, Arsenal - Totenham vb. Hatta son Newcastle - Sunderland macinda da statdaydim ve Newcastle ikinci defa evinde Sunderlan'a karsi 3-0 kaybetti ki burasi icin buyuk ayip sahid oldum. Turkiye'de de bunun orneklerini gordum ve Inonu'den GS FB taraftarlari beraber cikip nasil otobuslere berebar bindigimizi cok iyi hatirliyorum. Kazanan sevindi kaybeden uzuldu.
Simdi sadede geleyim. Eskiden cok az olan bu nefret simdi neden bu kadar cok. Bunu uzun zamandir cozmeye calisiyorum. Bu eskiden de boyleydi de ben mi farkinda degildim. Zannetmiyorum. Boyle degildi. Benim anladigim kadariyla soyle;
1. 1980-2000 ler arasinda dususte olan bir kulup kendini toparladi ve kurumsallasarak herkese ornek olacak bir sekilde kendini yonetmeye ve guclenmeye basladi. Bunu diger kulupler icin soylemek imkansizdi (o tarihlerde). Bunun cok belli olmasi ve diger iki (Trabzon'u da eklersek 2.5) kulube yetecek gucte olmasi dogal olarak onlarin ne kadar kotu yonetildiklerini gostermesi acisindan cok buyuk sikintilar yaratti. Turkiye de hic bir kulup hele hele 2.5 ler bunu hazm edemediler. Is kiskanmaya ve cekememeye bindi. Sonucta bu kuluplerin de basi cekmesiyle hemen hemen Turkiyenin butun her kulubunun taraftari FB den nefret etmeyi gorev sayar oldu. Bunda yazili ve diger basinimizin da cok buyuk katkisi var.
2. Basarilar. FB sadece kurumsallasmadi ama ayni zaman da basarili da olmaya basladi. Hemen hemen her alanda atilim yapar oldu. Amator sporlara onem verildi, para getirmedigi halde bir cok dal desteklendi. Tesisler acildi, egitim verilmeye baslandi ve basarilar geldi. Tabi bu basarilar ister istemez baskalarinin gozlerine batti yine yetersizlileri ve samimiyetsizlilleri daha goze carpti. Fenerbahce sadece bir Futbol kulubu degil bir Spor Kulubu olarak cok nadir gorulebilecek basarilar kazandi. Bunu bir nevi yapabilen sadece bir kac kurum vardir Barcelona, Real Madrid vs. Ingilteredeki butun kuluplere bakin kesinlikle futboldan baska hic bir seyle ilgilenmezler. FB tam tersine her alanda faaliyer gostermeyi gorev bildi ve ayni zamanda basarilara imza atti.
3. Fenerbahcelilik veya Fenerbahce Cumhuriyeti veya Biz Bize Yeteriz soylemleri. Her sene sampiyonluga oynadigimiz senelerde (son 6-8 yil) FB'ye karsi olan kiskanclik ve cekememezlik ayyuka ciktiginda biz de kendi icimizde kalmayi ve kendimizi karsimizdakilerden daha ustun gormeyi bir karsi silah olarak elimize aldik. Yukardaki soylemler hem medyada hemde taraftarlar arasinda kullanilir oldu. Tabi bizim basarimizi engellek icin kuluplerin bizimle rekabette en yakin olan kulube verdikleri destek de goz onune alinirsa bizim bu sekilde dusunmemiz dogal hale geldi. Simdi geriye bakarsak Bursa'nin, Trabzon'un, 2 defa GS'nin nasil desteklendigini gorebiliriz. Bunlar acik acik sike olaylari olarak degil FB'ye karsi canhiras bir sekilde calisiriken digerlerine karsi isi hafife alma olarak tezahur etti. Hakem hatalarini arka planda olan olaylari artik soylemiyorum bile ama akli olan herkez ne dolaplarin dondugunu tahmin edebilir. Bu olaylar bizim kendimizi durust olan tek olan bir kulup gibi gormemize ve disariya karsi daha antipatik gorunmemize yol acti.
4. FB'nin cografi yeri ve filozofisi. Bu ikisi her ne kadar iliskili gorunmese dahi aralarinda bir iliski vardir. FB'nin kalbi Kadikoy Fenerbahce, Moda da atar. Butun Bagdat asfaltini kaplar. Buralar eskiden beri daha mamur ve liberal yerler olmuslardir. Oradaki yasam tarzi daha bir avrupaidir. Insanlari daha cok isteyen istedigi gibi yasasin havasindadirlar. Kisacasi Turkiyeyi birakin Istanbul'da dahi nadir olan bir sosyal kulturel yapisi vardir. Cumhuriyet, Laiklik, Kurucular gibi kavramlar insanlarin benliklerindedir. Yani bu cografi yer belli siyasi gorusu ve yasam tarzini yansitir. AKP'nin iktidara gelmesi ile daha da muhafazakarlasan bir ulkede bu turlu gorusler destek kaybetmistir ve bu yerlerle ilgili kurumlarda ne yazik ki ayni dusmanliga maruz kalmislardir. Kaldi ki "gavur Kadikoy" (ayni gavur Izmir lafi gibi) gibi terimler uzerimize yapistirilmis "bizden degiller" diyen bir etiket olmustur. Bu da isin siyasi boyutudur. Buna yol acan unsurlar da ne yazik ki siyasiler tarafindan koruklenen "Siz" "Biz" soylemleridir.
Bana gore yukardaki 4 temel unsur FB'ye olan bilincsiz dusmanligin sebeplerindendir.
Yakin gecmis ve Gelecek hakkinda goruslerim:
Dikkat ederseniz sike islerine hic deyinmedim. Bunun nedeni bunun artik hic bir dayanaginin kalmadigini sagir sultanin bile duymasi yuzundendir. Bir Fransiz filosofun lafiyla "bana idam etmek istediginiz kisinin herhangi bir yazisini verin onu suclu buldurayim" dedigi gibi olmadik ve abuk subuk tamamiyle fabrikasyona dayali delillerle hem bir baskan ve hem de bir kulup karalanmistir. Bunu bize reva goren hukuk sisteminin fertlerinin yaptigi rezillikler hergun ifsa edilmektedir. Yaptiklari haksizliklar hergun ortaya cikmaktadir. O yuzden bu konu bir gun tam manasiyla aydinlatilmak uzere su an icin rafa kaldirilmistir.
Gelecek icin konusmak gerekirse, gelecekten umutluyum. Kulubumun sevilmesi veya benimsenmesi degil bunun daha uzerinde adalete ve vicdana dayali yuksek bir suurun gelismekte oldugunu zannediyorum. Boyle hissetmemin sebepleri Gezi olaylari sirasinda ozellikle FB ve BJK bireylerinin daha yuksek bir suur icinde birbirlerini desteklemeleri ve kulup/takim tutmayi asan kendimizin ve cocuklarimizin gelecegini birebir etkileyecek kararlara dur demekte gosterdikleri direnctir. BJK'nin hakki yenildigi zaman FB'nin bireylerinin buna itiraz eden mesajlaridir. FB'nin hakki yendigi zaman buna itiraz eden GS taraftarlarinin mesajlaridir. Demek ki bana dokunmayan yilan bin yasasin safhasinda gecmeye baslamisiz ve daha yuksek ulusal bir suura dogru ilerlemeye baslamisiz. Umuyorum bu boyle devam eder ve ulusum adina daha mutlu kutlu ozgur ve mamur gunlere erisiriz.
Her konu da daha az nefret duyacagimiz yeni bir Turkiye dilegiyle sevgiler ve saygilar.