Fenerbahçe elektroşokla hayata döndü (Fenerbahçe 4-1 Gençlerbirliği)

Fenerbahçe; kendi evinde, ligin güçlü ekiplerinden Gençlerbirliği karşısında, geriye düşmesine rağmen farklı skorla galip geldi.

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Bekir, Yobo, Hasan Ali, Mehmet Topal (Sezer), Meireles, Cristian, Stoch (Mehmet Topuz), Kuyt, Sow (Semih)

Fenerbahçe, maça kötü başladı. Kontrollü oynama düşüncesinde ancak topla orta alanı geçemeyen, rakibin önde yapmış olduğu baskıya ilk dakikadan itibaren boyun eğen bir görüntü içersindeydi.

Konuk ekip Gençlerbirliği; Fuat Hoca'nın yönetiminde, top rakipteyken 2-3 oyuncuyla baskı yapan, topu kazanınca ise hızlı paslarla organize atak geliştirme düşüncesindeydiler. İlk dakikadan itibaren orta alan hakimiyetini ele geçirdiler. Dakika 8, ilk köşe vuruşlarında ise Jimmy Durmaz'ın kafa vuruşunu Volkan güçlükle dışarı çıkardı.

Dakika 20, Gençlerbirliği adına gelişen atakta, Meireles'in topsuz alanda rakibini gereksiz bir şekilde çekerek yere düşürmesi, akabinde kullanılan serbest vuruşta, Aykut Demir'in kale önünde topa müdahalesi ile Gençlerbirliği 1-0 üstünlüğü yakaladı. (0-1)

Fenerbahçe adına herşey tam da bu noktada başladı. Orta alandaki Topal, Meireles, Cristian üçlüsünün ilk 20 dakika içersinde etkili olamayışı ve Meireles'in neden olduğu serbest vuruşla golün gelmesi, başta Meireles olmak üzere, takımın orta üçlüsünün hareketlenmesine neden oldu.

Ardından, yine Meireles'in farklı iki pozisyonda, rakibin taban girmesi ile yerde kalması ve hakemin devam kararı, geçen haftadan hakemden canı yanan Fenerbahçe'de, önce taraftarın sonra da takım halinde oyuncuların üzerinde reaksiyon etkisi yarattı.

Dakika 44, Kuyt-Sow ikilisinin sahneye çıkması, Kuyt'ın ceza alanına sağdan koşu yapan Sow'a ara pası, kaleciyle karşı karşıya kalan Sow'un ise şık bir ters ayaküstü vuruşuyla beraberliği sağlaması, takımın devre arasına moralli girmesini sağladı. (1-1)

Fenerbahçe, ikinci yarıya aynı direnç ve inançla başladı. Dakika 56, Cristian'ın ceza sahasına ortasında, Kuyt'ın kafa pasını şık bir rövaşata ile kaleye gönderen Sow'a, kaleci Ramazan güçlükle engel oldu. Ancak kaçan bu güzel pozisyon Fenerbahçe adına vitesin yükselmesini sağladı.

Dakika 63, oyuna henüz dahil olan Sezer'in rakip yarı sahası ortasında düşürülmesi ile Fenerbahçe serbest vuruş kazandı. Sow'un bekletmeden Meireles'e verdiği pası, Meireles ceza yayı önünden sert ve düzgün bir vuruşla, direk dibinden ağlara gönderdi. (2-1)

Dakika 66, Stoch'un ceza sahasına gönderdiği topa Sow'un vuruşu, direğin dibinden dışarı çıktı. Dakika 73, Cristian'ın ceza yayında bulunan Kuyt'a gönderdiği top, Kuyt'ın vuruşuyla direğe çarpıp, ağlara gitti. (3-1)

Dakika 78, Hasan Ali'nin ceza sahasının solundan, yerden pasında, Sezer'in penaltı çizgisine yakın yerden düzgün vuruşu skoru belirledi. (4-1)

Fenerbahçe'de Sezer'in oyuna yapmış olduğu olumlu katkı, bir kez daha gözler önüne serildi. İşin şakası bu Sezer'le %4 daha ileri gidileceği kesin.

Aykut Kocaman'ın bu maçta oyuna müdahalesi yerindeydi. Önce bizi uyutan Mehmet Topal'ın yerine Sezer'le orta alanın ofansif gücünü artırdı. Daha sonra skorun da etkisiyle yorulan Stoch'un yerine Mehmet Topuz'u oyuna dahil etti. Skorda fark yakalanmış olsa da rakip, ligin iyi futbol oynayan ekiplerinden biriydi.

Maçın son dakikalarında Semih'i oyuna alarak, hem Sow'u taraftara alkışlatmak hem de Semih'i kazanmak istemiştir muhakkak. Ancak Semih'in bu fırsatları değerlendirebileceği düşüncesinde değilim. Üç farklı skordan sonra Recep ve Salih gibi gençlerin süre alması, takım adına sanırım daha yararlı olur.

M. Gladbach ile oynanan UEFA Avrupa Ligi maçından sonra Fenerbahçe'yi, ilk defa bu kadar istekli gördük. Özellikle son yarım saatte, rakibine karşı psikolojik üstünlüğünü kabul ettirdi. Savunmasından ödün vermeden ileride çok adamla gol aradı. Attığı goller kadar kaçırdığı net pozisyonlar da vardı. Kısacası, taraftarın takımdan beklediği oyuna oldukça yakındı.