- Kategori
- Futbol
Fenerbahçe’nin golleri temizdi; öyle “bayram harçlığı” değildi!.

Kurban Bayramı neleri akla getirir?
Önce “kurbanlık”ları, sonra “kasap”ları...
“Kurbanlık”lardan “uslu” olanı, “azgın” olanı vardır. Kasaplardan “gerçek” olanı, “acemi”si... Kasaplardan “acemi”si, kendisini doğradığı gibi, başkalarını da doğrar. Onun için, eline kasap bıçağını alan her “er kişi”, kasaptan sayılsa da, aslında değildir.
Kurban kesmeyen, “hayır kurumları”na bağışta bulunur ya...
Bayramda seyredilen maçlardaki kimi goller, ister istemez, “bağış” ya da “harçlık” gibi gelir.
Sadece goller mi?
Gösterilen/ gösterilmeyen “kart”lar da, çalınan/ çalınmayan “düdük”ler de...
*****
Fenerbahçe, dün kendi evinde, bir fazlasını atmasaydı, puan açısından düşünüldüğünde, neredeyse, “kurbanlık” olacaktı. Bir yedi, iki attı. Gollere bakılırsa, denecek şu:
Fenerbahçe’nin golleri temizdi; “bayram harçlığı” değildi.
Mete Kalkavan’ın, ilk yarının sonunda Bekir’e, duraksamadan çıkarttığı kart, Bekir’i “kurbanlık” yaptı. Gördükleri “sarı”lardan, yorgunluktan, yorgunluğun getirdiği sakatlıktan çoğu futbolcu, son düdük çalmasaydı, “kurbanlık” sayılacaktı.
Son düdük çaldı, Fenerbahçeli futbolcular yere serildi.
Kazanılan/ verilen penaltı, onsekiz içinde “10 kusurlu hareket”ten biri diye adlanır. Kurban payı ise, en az 7 pay halinde dağıtılır. Kurban Bayramı’nda verilen penaltılar, ofsayttan gelen goller, acaba “kurban payı”ndan sayılır mı?
Bu soruyu, en iyisi, “ulema”ya sormalı!..
*****
İlk yarıda önce gol atan, sonra penaltıdan gol yiyen, Bekir'in kırmızı kart görmesiyle ikinci yarıya bir eksikle başlayan Fenerbahçe, yine bir kafa golüyle öne geçti.
Sonrası?
Skoru koruma kaygısı başladı.
İkinci golden önce, Diego, yerini Selçuk Şahin’e bırakmıştı. Golden sonra, gol yeme olasılığını göz önünde tutan İsmail Kartal, Webo’nun yerine Alves’i, sakatlandığı için çıkmak zorunda kalan Alper’in yerine Hasan Ali Kaldırım’ı aldı.
Oyuncu değiştirme hakkı olsaydı, mutlaka, Mehmet Topal ile Gökhan Gönül de bir başkasıyla yer değiştirecekti.
Kısacası, Fenerbahçe, üç puan aldığı için “kurbanlık” olmadı, ama kimi futbolcular “kurbanlık”tan farksızdı.
*****
Konyaspor, puan alacakken alamadı; Fenerbahçe, “kurbanlık” olacakken olmadı.
Güzel havalarda, daha işin başında maçlar böyle zora sokulursa, kış koşullarında, sona doğru acaba nasıl olur?
Ya hakemler?
Hakemlerden her zaman yakınılır.
Artık, “yabancı hakem” istekleri gelmeye başlıyor. Taraftarların “Yabancı hakem gelsin” demesine gülünüp geçilir, ama bunu teknik direktörler söylerse, demek ki iş ciddi!.
Mersin İdmanyurdu yenilgisinden sonra, Bursaspor’un Teknik Direktörü Şenol Güneş’in yakınması ilginç olduğu kadar da düşündürücü:
"Türkiye'ye bir an evvel yabancı hakemlerin gelmesi gerekiyor. Ben güvenmiyorum. Böyle hakemlik olmaz. Ben anlayamıyorum. Faul nedir, kart nedir? Bu hakemleri anlayamıyorum.”
Son söz:
Verdiği kararın altında ezilen, daha sonra, vermesi gereken kararı vermiyorsa, onda “tutarlılık” aramak boşunadır.