Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '13

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe Paşa'yı önce dövdü sonra kovdu! (Fenerbahçe 3-1 Kasımpaşa)

Fenerbahçe Paşa'yı önce dövdü sonra kovdu! (Fenerbahçe 3-1 Kasımpaşa)
 

Fenerbahçe; Kasımpaşa karşısında, Şükrü Saraçoğlu'nda ilk dakikada 0-1 geriye düştüğü maçı 3-1 kazanarak zirve inadına devam etti.

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan, Yobo, Egemen, Hasan Ali, Mehmet Topal (Cristian), Emre, Meireles (Caner), Stoch (Sow), Kuyt, Webo

Kasımpaşa: Isaksson, Abdurrahman, Yalçın, Elyasa, Sancak, Viudez (Pintos), Ernts (Kerem), Sarmov, Djalma (Halil), Adem, Uche

Fenerbahçe; 2012-2013 sezonunun kendisi açısından en büyük problemini, yani maça yenik başlama güçlüğünü bu akşam da yaşamak zorunda kaldı.

Ancak, diğer maçlara nazaran bu maçtaki durum biraz farklıydı. Henüz ilk dakikada yaşanan bu durum Fenerbahçe açısından ancak "talihsizlik" ile tarif edilebilecek bir durumdur.

Çünkü henüz 52. saniyede yaşanan bir pozisyon, bireysel hata değil, sadece maçın başında alan paylaşımından ve henüz ilk pozisyonda hoş görülebilecek olağan bir durum. Mehmet Topal'ın da gelen şuta kolla müdahalesi gayri ihtiyari bir davranış, ancak penaltı kararı tabi ki doğru.

Geride kalan 44 güne; 1 hazırlık, 2 Avrupa, 4 kupa ve 5 lig maçı olmak üzere iyi-kötü toplam 12 maç sığdıran, ortalama 3 buçuk günde bir maç yapan ve yorgun olması beklenen Fenerbahçe, ilk dakikada geriye düştüğü maçın başından sonuna kadar müthiş bir direnç gösterdi.

Aykut Kocaman yönetiminde rakibin bu kadar baskı altına alındığı, bu kadar pozisyona girildiği ve kaçırıldığı bir maç açıkçası ben hatırlamıyorum. Ancak bu sözleri "bu kadar güzel futbol oynadığı" diye de devam etmek isterdim ki maalesef öyle değil.

İkinci yarının ilk 15 dakikasında Kasımpaşa adına yaşanan 2 net pozisyon haricinde maç boyunca Fenerbahçeli oyuncuların baskısını izledik. Ancak Fenerbahçe adına 60. dakikaya kadar ters giden bir şeyler vardı. Aykut Kocaman'ın maça başladığı 11:

Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'de oynatmaya çalıştığı 2 sistem var. Birincisi 4-2-3-1 diğeri ise son zamanlarda Webo'nun gelişi ile 4-3-3. Ancak şu da bir gerçek ki elinde bulunan kadro bu iki sisteme de uzak bir yapıya sahip. Hatta 4-4-2 sistemine daha yatkındır.

Elimizde bir adet Alex vardı, gönderdik. Devre arasında transferi düşünülen Belhanda alınamadı. O halde yapılması gereken artık 4-2-3-1 sistemini unutmak.

Webo transferi akabinde Sow ile çok iyi uyum sağlayan iki santrforumuz oldu. Ancak 4-3-3 sisteminde Sow'u yıpratmak yerine bu iki oyuncuyu 4-4-2 ile uçurmak daha mantıklı değil midir? Ya da en azından bu ikiliyi önde oynatacak buna yakın (4-1-3-2 vs.) dizilişler.

Bu akşam ki maçın özeline gelecek olursak: Webo ileride yalnız kaldığı 60 dakika boyunca çok iyi işler yaptı. Ancak, ne Stoch bu akşamki dizilişe uygun bir oyuncuydu ne de Meireles bir on numaraydı. Webo top indirdi ancak karşılayan ya da destekleyen olmadı.

Stoch'un sahada oluşu ceza sahasına yapılan ortaları artırdı, ancak bu seferde ceza sahasında Webo'nun tek adam oluşu, bu ortaları değerlendirme şansını düşürdü.

56. dakikada yapılan Mehmet Topal-Cristian değişikliği yerinde bir hamleydi. Ancak 59. dakikada Sow oyuna girerken, Stoch değil de kenara alınan oyuncu keşke Meireles olsaydı. En azından Stoch'un oyunda olmasının değerini, Webo-Sow ikilisi sahadayken izleme şansı bulurduk.

Aykut Hoca; rakip zaten kendi yarı alanından çıkamazken birazcık risk alıp, tek ön liberoyla devam etseydin de elindeki cevheri beraber izleseydik.

Son yarım saatte Sow-Webo çılgınlığı geri döndü, akabinde Webo'nun golü ile 1-1'lik eşitlik sağlandı. Ancak son dakikaya kadar top çerçeveyi bir türlü geçmedi. Dakika 89'da, köşe atışı kullanılırken Yalçın'ın ceza sahası içersinde, Webo'yu formasından çekmesi ile kazanılan penaltıyı, Emre gole çevirdi. Maçın uzatmalarında gelen Sow'un golü ise skoru belirledi.

Maçın hakemi; "atmosferin etkisinde kaldı" eleştirisine rağmen bence doğru kararlar verdi. Bu düşüncem maçın başından sonuna kadar hiç değişmedi. Eleştirilebilecek tek nokta oyunu çok kesti, avantaja bırakacağı anları atladı.

Fenerbahçeli oyuncuların; maçın başından sonuna kadar gösterdikleri yürekten mücadeleyi tebrik etmekle birlikte, başta Volkan-Emre ikilisinin gereğinden fazla reaksiyon gösterdikleri anlar hiç hoş değildi. İtiraz edilen ve hakemin çalmadığı 3 penaltı pozisyonunun, penaltıyla ilgisi yoktu ve hakemin buradaki kararları da doğruydu.

Hakemden ziyade atmosferden negatif etkilenenler maalesef Fenerbahçeli oyunculardı. Oysa ki maçın tamamında takımını destekleyen bir taraftar topluğu vardı.

Eğer ki maç 1-1 sonuçlansaydı; burada kullanacağım başlık "Fenerbahçe Paşa'yı dövdü ama geçemedi" olacaktı. Çünkü sahada maç boyunca sergilenen yürekten bir mücadele vardı. Tribündeki taraftarın kesintisiz desteği de bundan sebeptir.

Çünkü; Fenerbahçe taraftarının olmazsa olmazı galibiyet değil, oyuncusunun bu formaya yakışan mücadelesidir.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 296
: 6335
Kayıt tarihi
: 24.09.08
 
 

Bankacılığın stres ve yoğunluğundan fırsat buldukça, okumaya ve düşüncelerimi burada paylaşmaya ç..