Fenerbahçe'ye silahlı saldırı

Sonunda silahla sporculara saldırı da oldu. Fenerbahçe takım otobüsünde bulunan tüm insanlar ölebilirdi. Artık herkesin şapkasını önüne koyup düşünme zamanı geldi de geçiyor. Futbol ortamı, insanların biri birini öldürmeye çalıştığı bir zemine ulaştı.

Bu saldırıyla ilgili olarak çeşitli iddialar var. Trabzonspor camiasına mal etmeye çalışanlar olduğu gibi, öldürülen savcıyla ilgili gündemi değiştirmek için yapıldı diyenler var. Saldırının gerçekleştirildiği yer ve yapılış şekline bakınca amatör işi bir saldırı olmadığı görülüyor. Viyadükten geçerken sürücüye ateş edilmesi, otobüsün viyadükten aşağıya düşmesinin hesap edildiğini gösteriyor.

Bu saldırı hangisi sebeple yapılmış olursa olsun, futbol ortamının bu iklime sahip olduğu gerçeği ortada duruyor. Olaydan sonra yapılan açıklamalar ve yorumlara baktığınızda, bu saldırının, futbol ailesi ve siyaset tarafında çok büyük karşılık göremediğini ve olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Olaydan sonra içişleri bakanı Sebahattin Öztürk, güvenlik açısından liglerin ertelenmesini ve tatil edilmesini gerektirecek bir durum olmadığını söyledi. Futbol federasyonu da Pazar ve Pazartesi günü karşılaşmalarını oynatıp, Fenerbahçe' nin baskısıyla ligleri bir hafta erteledi. Futbol şiddeti artık normal karşılanır hale gelmiş. Bazı insanlar utanmasalar, iyi olmuş hak etmişlerdi diyecekler neredeyse. Futbol iklimini bu hale getirenlere bakalım:

1) Hükümet yetkilileri: Kim ne derse desin bu işin birinci sorumlusu siyasilerdir. Dışarıda suç olan davranışlar futbol sahasında ve tribünlerinde suç sayılmıyor. Kavga eden taraftarlara, şiddet çağıran yöneticilere, fanatizmi körükleyen spor yorumcularına, fair playı zedeleyen futbolculara gerekli yaptırımların yapılmasını sağlamadıkları için iş buralara kadar geldi.

2) Yöneticiler: Bu olayda bile Trabzonspor başkanı Fenerbahçe başkanını arayıp geçmiş olsun demiyor. Fenerbahçe yöneticisi Mahmut Uslu,artık susmayacağız diyor. Daha ne konuşacaksa. Ne geliyorsa yöneticilerin kamera sevdasından geliyor. Sürekli bağırış çağırış ve tehdit.

3) Futbolcular: Taraftara ve yöneticilere şirin görünmek için her türlü davranışı gösteren bazı futbolcular var. Yaptıklarıyla fanatik taraftarın sevgilisi oluyorlar ve yöneticiler tarafından sırtları sıvazlanıyor. Bu futbolculara gereken cezalar verilmedikçe bunlar şiddeti körükleyen davranışlarına devam ediyorlar.

4) Federasyon Yetkilileri: Yöneticilere hak mahrumiyetinden başka bir ceza uygulayamıyorlar. Futbolculara ceza veremiyorlar. Şu olayda bile zorla 1 hafta Süper Lig maçlarını ertelediler. Tüm futbol karşılaşmalarını ertelemeleri gerekirken, onlar da konunun üstünü örtüp normal hayata dönmeye çalışıyorlar.

5) Taraftarlar: Aslında son noktada taraftarda bitiyor iş. Bu işten maddi kazancı olmayan, hatta cebinden para harcayan tek paydaş taraftarlar. Yöneticilerin, futbolcuların, medyanın tahriklerine kapılmamalılar artık. Maçlara gitmeseler, Lig tv aboneliklerin iptal ettirseler herkes kendisine çeki düzen verir.