- Kategori
- Kitap
Fesleğen öğüdü
"RESİM: ALINTI""Salkım salkım öğütlerini işitiyorsunuz viyolonsel eşliğinde. "
Ertuğrul Özüaydın’dan güzel bir şiir kitabı. Henüz okumadıysanız hiç durmayın derim. Hayatın ağırlığını çekip alıyor üzerinizden ve sizi alıp götürüyor ütopyanın ta kendisine. İlk sayfadayken dizelerin büyüsüne kapılıveriyor, adeta efsunlanıyorsunuz.
Kitabın sayfalarında değil de gizemli bir bahçenin derinliklerinde dolaşıyor hissine kapılıyorsunuz dizeler boyunca. Öyle bir bahçe ki… Çeşit çeşit meyve ağaçlarına rastlıyorsunuz. Tatlarına bakmadan geçip gitmek imkânsız. Hele koparıp yememek mümkün mü? Mayhoş malta eriklerini, sulu kirazları, yasak elmaları, yalnız incirleri.
Mor ormanlarda çıplak ayakla yürümek gibi bir şey. Fıstık ağaçlarının sır dolu dallarının arasından geçmek Ihlamurlar altında bir türkü tutturmak. Belki mahlep kokulu tarlalardan süzülmek hayal perisi misali.
Az gidip uz gittiğinizde dere tepe düz aştığınızda allı, morlu, pembeli çiçekler, yeşile ya da kızıla çalan kahve renkli yapraklar karşılıyor sizi. Nergisleri deriyor, leylakları seyrediyor, aşkları papatyalara anlatıyorsunuz. Sonra fesleğen kokusunu duyumsuyorsunuz. Salkım salkım öğütlerini işitiyorsunuz viyolonsel eşliğinde. Gözlerinizi kapatıp duraksıyorsunuz ve anında bir U dönüşü yapıp sil baştan içercesine okuyorsunuz imbikten süzülen ve sizlere sunulan dizeleri. Kendi payınıza düşeni alıyorsunuz. Bazı dizelerin altını çiziyorsunuz. Kendinizde bulduklarınız şüphesiz ve şüphesiz ki yüreğinize dokunan, gönül telinizi titreten kelimeler. İlham kaynağı oluyor belki size de benim gibi. Belki bir dostunuz için alıp bu şiir kitabını armağan etmek geçiyor içinizden. Nasıl geçmesin ki? Şu dizelerin cazibesine bir bakın hele. Özüaydın’ın farklı şiirlerden kendimce dizeler seçtim size…
“Henüz mevsim erken
Sayılı gün zemheri”
……
“Ve biçerim bire on
Yaşadığım burçak aşkları!”
……
“Dayan aşk!
Yağmur çiseliyor”
……
“Yaşadığımız yanlışlığa
Hangimiz gölge değiliz kendi renginden.”
……
“İnan üşürüm bırakma içimdeki yerini
Her şey dün gibi ten seni arar”
……
“Bir soluk yarenlik dünya
Aşk dediğin hayalle”
……
“Kuruyan kent bahçeleri içinde”
Evet, ben kendi payıma düşeni aldım o albenili dizelerin arasında dolaşırken. Yeşil alanların azaldığı günümüzde, sağımızda solumuzda mantar gibi biten taş binaların arasında sıkışıp kalan benliğimin doğaya olan özlemini yaladı geçti FESLEĞEN ÖĞÜDÜ.