- Kategori
- Gezi - Tatil
Festival savurganı kentler... Dere yatağında TOKİ'ler...

cur-cu-na...
Türkiyemizin üç ana büyük kenti başta olmak üzere, gezmenin, seyyah olmanın keyfini sürüyorum...
Ankara'lı olmamdan dolayı sık sık başkent gözlemlerim oluyor...
Keçiörendeki evimin bahçesinin serinliği bir başkadır yaz günlerinde...
İzmir'de ikamet etmenin nimetlerini değerlendiriyorum. İzmiri sürekli yaşıyorum...
İstanbul'u mesken etmenin de tadını çıkarıyorum.
* * * * * * * * * * *
Haziran sonu itibariyle İstanbul'dayım...
Bu kez çokça gezip resim çekip sonra bu güzellikleri atölyemde tuvallerime geçirmeyi tasarlıyorum.
İstanbul, kış sezonunda, resim sergi cenneti'dir... Şimdiden hazırlanıp galerilerden yer kapmamız gerekecek...
İstanbul'da, Avrupa yakasında oturmanın zevkini çıkarıyorum.
Beylikdüzü'nün havası harika !..
Büyükçekmece'nin yakın olması da denizin nimetlerinden yararlanmak için bir velinimettir..
Mayıs ayı itibariyle, gerek işlerim ve gerekse hobilerim dolayısıyla, üç büyük şehrimiz arasında adetâ mekik dokuyorum.
Eğitim görevlerim nedeniyle birçok insanla teşrik-i mesai yaparken, çok ilginç gözlemlerim oluyor.
Ankarada oturup İstanbul'u ve İzmiri hiç görmemiş olan okumuş ve olgun yaştaki insanları tanıyorum...
İzmir'de oturup Ankara'yı, İstanbulu görmemiş olan aydın ve olgun insanlara da şaşırıyor ve üzülüyorum.
Aynı duyguları İstanbullular için de yaşıyorum... Şaşıyorum...
Bu sorunu da hayat şartlarına bağlıyorum... En çok da öğretim üyesi olmuş olan insanlarımızın bu içe kapanmak zorunda oluşları koyuyor adama !..
* * * * *
Kentlerimizde yeşili kovarak betona koşan belediye görevlilerini de kınıyorum...
Oysaki Osmanlı döneminde ağacı gören yol bükülürdü...
Ankara Festivali adı altında süren kara gürültülü hengâmeyi de anlamış değilim...
Festival boyunca, Ankara içinde, yarısı kesilmiş eski otobüslerde sülklüm-püklüm gezdirilen ve nedense(?) araç içinde, çılgınca bağıran işsiz-güçsüzler ordusunun şamatası da çok can sıkıcıydı...
Ünlü türkücülere ödenen trilyonların Ankaralıların cebinden istemdışı olarak alınması da bir garip eylemdir..
İstanbul ilçelerinde düzenlenen festivallerin de bu şamatadan bir farkı yok !.. Hepsi curcuna...
Yakında Ramazan eğlenceleri (?) başlayacak... Kısır döngü içinde, sanat ve estetik adına halka bir şey vermeyen; belediyelerin, 'Paket proğramlar ' adı altında - birilerine - rant sağladıklarına 3 yaşındaki çocukların bile anladığı 'cümbüş' devam edecek...
Bu arada, festival festival gezen, ünlü Tv yıldızı, hatipler hatibi, din adamı hocanın, din adına ne yaptığını anlayan varsa beri gelsin...
Benim anladığım bir şey var ki o da tamamen duygusal (!)
Eğer öyleyse şeytana çok iş düşecek :)
Artık, bol maytap gürültülü; kaliteden uzak festival istemezük !..
Buralara harcanan paralarla 52 yaşındaki jetlerimizden vazgeçip daha donanımlı ve modern uçaklar mı almalı yoksa daha modern okullar mı yapılmalı ?..
Yoksa TOKİ evlerinin dere yataklarına yapılması mı önlenmeli ?..