- Kategori
- Haber
Fidel castro'nun 80. yaşı ve küba

Che Guevara ile Fidel Castro Küba'nın başına geçti geçeli Küba asla eski Küba olmadı...
Che Küba'dan ayrılıp Bolivya'da yakalanıp öldürüldükten sonra kuşkusuz devrimin simgesi haline gelmişti.Yalnız kalan Fidel ise inandığı sosyalizm yolunda tek başına hareket edecekti artık.Ülkedeki tüm kumar ve fuhuş faaliyetlerini yasaklayıp ülkenin en ücra yerlerine hastane ve okul inşa ettirdi.Ancak Amerikan ambargosu nedeniyle bozulan ülke ekonomisi, yiyeceğin karneye bağlanmasına sebep olmuştu.Ekonomiyi canlandırmak için ise tüm Küba halkı için bir hedef koydu Fidel, ülkenin en önemli ihraç maddesi olan şeker pancarı üretimini yılda 10 miltona tona çıkarmak.Dünyanın tüm ülkelerinden gelen insanlar ve tüm Küba halkı bunu gerçekleştirmeye çalıştı ama sonuç Fidel için hayalkırıklığı idi.Her ne kadar 8,5 milyon ton ile o ana kadar üretilen en fazla miktardı ise de Casto için bu bir "başarısızlık" idi.
Kötüye giden ekonomiyi canlandırmak için Castro bu sefer Sovyetler Birliğine yanaştı ve bu ülkenin yardımlarıyla ekonomiyi düzlüğe çıkarıldı.Her ne kadar ekonomi iyileşti ise de Castro Kübasında eleştriye yer yoktu ve içinde sanatçı ve aydınların da bulunduğu"düşünce suçlusu" sıfatını alan mahkumların doldurduğu hapishaneler, Güney Amerika kıtasının en yoğun hapishanelerine sahip idi.Devrimden yaklaşık 20 yıl sonra da,binlerce Kübalının ülkedeki Peru büyükelçiliklerine sığınması sanki birşeylerin habercisi idi.Birçok kişi gemillerle Miami'ye giderken ,gelenleri, Amerika ilk iki gün kabul ettiyiyse de,gelenlerin Küba'daki suçlular olduğu söylencesinden sonra engel olacaktı.
Amerika dışişleri bakanlarından Henry Kissinger ise Küba'nın düşman bir ülke olmadığını ve Amerika'nın öncelikli hedeflerinde Küba'nın devrimi başka ülkelere ihraç etmesine engel olması olduğunu açıklaması herkeste şaşkınlık yaratmıştı.Eski bir Portekiz sömürgesi olan Angola'ya Küba asker,Sovyetler ise askeri teçhizat göndermesi, Kissinger'ın sözlerini anlaşılır kıldı.Küba'nın bu konuda başarıya ulaştığı ülke ise Nikaragua oldu.
1960lı yıllarda ise Sovyet nükleer füzlerinin Küba'da olması,Amerika ve Sovyetler arasında gerginliğe sebep olup,Sovyetler bu ülkeden,Amerika ise Türkiye'den füzelerini geri çekmişti.
1988 senesinde ise Küba'nın Gorbaçov Sovyetlerine yakınlaşmak istemesi,Sovyetler tarafından istenmemesi Castro'yu şüpheye götürdü.Ancak o bir şeyden emindi, o da Amerika nasıl olsa yakında "çözülecekti".Ancak çözülen ise Amerika değil Sovyetler oldu.Bu durum yoldaş Castro için,"yol"un bitmesi anlamına geliyordu.Bu yüzden de yeni atılımlar yapması gerekiyordu.Bu arada,ülkeden sallarla Maiami'ye kaçmak isteyenler halen varlığını koruyordu.Ekonomik olan Sovyetlerin yardımından yoksun kalan Casto,ülkeyi yabancı sermayeye açması ve Amerikan Dolarını serbest bırakması şaşırtıcı gelişmelerdi.Ancak bunun sonucunda kumar ve fuhuş tekrar hortlamıştı.İlerleyen yıllarda ise, Casto'nun -sosyalizmin yaşaması adına- insanların araba yerine bisiklete binmesini, hatta ev yerine mağalarda yaşaması istemesi diğer şaşırtıcı gelişmelerdi.
Küba halkı,eğer İspanyolca'da gelecek zaman olmazsa tam bir vaatler adamı olan Fidel'in halkı yönetemeyeceği kanısına sahipidi.Ve Fidel,halkı vaatler içinde yaşattı.Görüşerinin Stalin'e değil de Troçki'ye yakın olduğu liderin söylemlerinden bazıları ise şunlar oldu:"bizim devrimimiz kızıl renkte değil tıpkı bir zeytin gibi yeşildir","bir daha dünyaya gabriel garcia marquez olarak gelmeyi isterdim"," amerika'da hakkımda yazılanları okumuyorum,insan, okuması gerekeni bilir"."tek silahimiz bilincimizdir"."“ülkemiz insanlara maddesel zenginlikler sunmak için çok yoksul olsa da, onlara eşitlik duygusu ve insanlık onuru sunamayacak kadar yoksul değildir” ...
Casto Kübasının kazanımları ise şunlar olmuştır:çocuk ölüm oranlarını binde 6'ya kadar düşürmek(A.B.D'de binde 12,ülkemizde binde 12),dünya ve bölgede sağlık alanında oldukça başarılı tıp fakültesi ağırlıklı 60 yeni üniversite açmak,başarılı sporcular yetiştirmek,herkesin sağlık ve eğitim hizmetlerinden ücretsiz yararlanması,her aileye, aile büyüklüğüne göre konut tahsis edilmesi,yüzde 66'sı beyaz, yüzde 12'si zenci, yüzde 20 kadarı melez) tüm vatandaşları ırk ayrımı olmaksızın halk parlamentosunda eşit temsil edilmesi(nüfus yaklaşık 10 milyon civarında),latin amerika ve 3. dünya ülkelerine binlerce doktor gönderen ve bu ülkelerden 17.000 tıp öğrencisine ülkesinde ücretsiz eğitim veren tek ülke haline getirmesi vb...
Bunun yanısıra ülkede insan hakları olmaması ile suçlanan Küba'da karşı-devrim şüphesiyle öldürülenlerin sayısı (hapiste ölenler de dahil) 25,000 civarındadır...
Peki Casto sonrasında Küba nasıl olacak?Yönetimi kendi soyadını taşıyan birine mi devredecek?Bunları bekleyip göreceğiz ama şurası kesin ki 80. yaşını kutlayan Fidel Castro'nun en önemli başarısı ise belki de sahip olduğu zekası ve krizleri atlatabilme yeteneği sayesinde "Amerika'ya rağmen" en uzun sürede(1959den beri) ayakta kalmayı başarabilen tek devlet adamı ve son büyük devrimci olmak oldu.