Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '15

 
Kategori
Eğitim
 

Finlandiya ve Eğitim Sistemi

Finlandiya ve Eğitim Sistemi
 

finlandiya ve Eğitim Sistemi


Biz şöyle üstünüz; biz böyle iyiyiz , derken dünya nereye gidiyor. Dünya ülkeleri çocuklarını nasıl eğitiyor da bizden ferseh fersah ilerdeler düşüncesi bizim ülkümüzde yer etmiyor. Kendimize bakıyoruz. “Biz iyiyiz” diyoruz ve kendi kendimizle tatmin oluyoruz. Ondan sonra dünya ülkeleriyle birlikte bir bilgi yarışına girdiğimizde bir bakıyoruz ki bizim çocuklar 45-46’ncı oluyorlar. Ondan sonra , utanıyoruz ama yine övünmeye devam ediyoruz. 
 
“Biz şöyleyiz, biz böyleyiz..” Kimse de çıkıp..
 
“Yahu şu halinize bakın … Kadınlarınızın hemen hemen %20’si hala kara cahil. Okumuş olanların da hali meydanda. Hangi eğitim sisteminizle gurur duyuyorsunuz ki..” demiyor. İşte öylesine ala ala hey gidiyoruz. Biz halimizden memnunuz , diyoruz
 
Oysa eğitim araştırmaları çok önemlidir. Eğitimde araştırma çok önemlidir. Ama aldırış eden kim?
 
Eğitimde araştırma nasıl yapılır?
 
1. Dünya ülkelerini karşılaştırırsınız. Her birinin üstün yanlarını ortaya koyarsınız. Bunun sebeplerini anlamaya çalışırsınız. Bir bölümünü taklit edersiniz. Bir bölümünü de ayarlayarak kendi sisteminize uydurursunuz. Ve gelişmeleri durmadan izleyerek, mükemmelleştirmeye çalışırsınız.
 
2. Kendi ülkenizde denenmiş , başarılı olmuş eğitim deneyimlerini veya bu konuda ki önerileri “Deneme Okulları” vasıtasıyla uygularsınız. Çalışmayan yanları düzeltirsiniz ve zaman içinde daha uygun, daha mükemmel modeller yaratmak için uygularsınız. Alın size “Köy Enstitüleri” Modeli. Onu niye öldürdük bilen var mı?
 
Şimdi dünyadan seçilmiş bir ülkeyi alalım ve onun eğitim düzenini kısacak inceleyelim. Aslında uzun boylu incelenmesi gerekir ama bizimkiler buna gerek duyarlar mı bilmem?
 
Eğitimini inceleyeceğimiz ülke Finlandiya. Öteden beri, seçkinliğiyle, başarısıyla dünyada örnek olmuş bir ülke . Görelim bakalım ne yapmışlar. 
 
“Finlandiya :
 
Yüzölçümü: 337 030 km²
Başkenti: Helsinki
Para Birimi: Fin Markkası ve Euro
Dili: Fince ve İsveçce
Nüfusu: 5 183 545 kişi (2002 tahmini)
Ortalama Ömür: 77.75 yıl (2002 tahmini)
Okur Yazarlık Oranı: % 100 (1980 tahmini)
Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 25 800 $ (2001 tahmini)
 
Yani  yaklaşık  Türkiyenin  yarısı kadar yerde  5-6 milyon kişi yaşıyor.Göller, ormanlar, arazi, .... bu  5-6 milyon kişiye  ait.
 
Milli  geliri  2002  de  25.000 $ .. Şimdi  herhalde  30-35.000  $  dır.
Dünyanın En Şaşırtıcı Eğitim Sistemlerinden biri Finlandiya’da…
 
Düşük maliyetler, kısa okul saatleri, ile yüksek akademik başarıyı; bireyselliğe, bağımsızlığa önem veren, öğrencilerine kendi eğitim programını kendi düzenleme sorumluğunu yükleyen eğitim anlayışıyla bol boş zamanı, eğlenerek öğrenmeyi birleştiren Fin eğitim sistemi hala eğitimin rüya ülkesi olmaya devam ediyor. İşte size Fin eğitim sistemiyle ilgili 9 şaşırtıcı gerçek.
 
-1-
Finlandiya’da zorunlu okula başlama yaşı 7. Yaşları ne olursa olsun, çocuklar okula kendileri yürüyerek yada bisikletle gidiyor. Fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesini önemsiyor. Çocuklarını okula getirip götüren, ders çalıştıran ebeveynler diye bir şey yok.
 
-2-
Fin eğitim programıı basit ve genel bir çerçeve tanımlamaktan ibarettir. Öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim-öğretim programlarını şekillendirme haklarına sahipler. Öğretmenler de öyle.
 
-3-
Finli öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmiyor. Sekizinci sınıfın sonuna kadar not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşlarındayken ülke genelinde bir sınava giriyorlar.
 
-4-
Öğretmenler gün boyu sınıfta ortalama dört saat ders veriyor. Haftada iki saati ise mesleki gelişimleri için eğitimlere katılmak için ayırıyorlar. İlk okulda öğrencilerin ders dışı/teneffüs olarak geçirdikleri zaman toplam 75 dakika. Amerika’da bu oran 27 dakikaya kadar düşüyor. Türkiye’de ise ortalama 45 dakika.
 
-5-
Tüm öğretmenlerin en az master derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10’luk dilim arasından seçiliyorlar. Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri. Finlandiya öğretmenleri başarılı-başarısız olarak yargılamayan bir kültüre sahip. Eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor. Hiçbir öğretmenin performans nedeniyle işten atılma korkusu yok.
 
-6-
Öğrencilere ödev verilmiyor çünkü öğrenmenin yeri okuldur. Her çocuğa bir birey olarak değer veriliyor. Çocuklardan biri yeterince iyi öğrenemiyorsa öğretmenleri bunu hemen fark ediyor ve çocuğun öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre düzenliyor. Aynı şey, okula uyum göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de geçerli. 
Öğretmenlerin yüksek eğitim düzeyi, çocukların her türlü gelişimini gözlemleyebilmelerini ve esnek çözümler yaratabilmelerinin en önemli nedeni. İstatistiklere göre çocukların ortalama %30’u eğitim hayatlarının ilk dokuz yılında özel programlarla destekleniyor.
 
-7-
Fin okullarında spora bol bol yer var ama spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok. Rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey değil.
 
-8-
Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor. Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok. Eğitim “herkes için eşit imkanlar sağlamak” demek. Eşitlik kavramına
olağanüstü değer veriliyor. Tüm çocuklar zeka ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okuyor.
 
-9-
Pek çok Avrupa ülkesi ve Amerika’yla karşılaştırıldığında Finlandiya’da eğitime ayrılan bütçenin daha fazlası sınıf ortamına yansıyor. Çünkü öğretmenler de, yöneticiler de hemen hemen aynı maaşı alıyor. Bu yüzden Finlandiya’da eğitim maliyetleri çok daha düşük.
 
Ancak 15 yıllık kıdemli bir öğretmen ortalama bir üniversite mezunundan daha iyi kazanıyor.
( news.google.com.tr )
 
Gördünüz mü, mis gibi bir eğitim sistemi… Ve bu sistemden çıkan son derece başarılı  ve üstelik mutlu insanlar.
 
İnsan, böyle bir eğitim sistemini merak etmez mi? Böyle başarılı, seçkin insanları ortaya koyan sistemin nasıl çalıştığını yakından görmek istemez mi?
 
Gerçi , yıllar önce “Beyaz Zambaklar Ülkesi : Finlandiya” isimli bir kitap çevrilmiş ve bu ülkenin insanlarını anlatmıştı.
 
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Rus yazar Grigory Petrov tarafından yazılmış 1923 tarihli bir kitaptır. Yazar Grigory Petrov'un çeşitli aralıklarla çıktığı Finlandiya yolculuklarındaki  notlardan oluşan eser 1800'lerin son döneminde Finlandiya halkının içinde bulunduğu durumu, cehaletten kurtulmak için başta Johan Vilhelm Snellman olmak üzere ülkedeki bir avuç Finaydının verdiği olağanüstü mücadeleyi anlatır.
 
Türkçeye ilk defa 1928’de Ali Haydar Taner tarafından çevrildi. 1930’da yeni alfabeyle yeniden basıldı. 1936’daki baskıyı Maarif Vekaleti üstlendi ve öğretmenler için yayınlanan Terbiye Dergisi abonelerine ücretsiz dağıttı. 1928’den 2008’e kadar en az 41 baskısı gerçekleşen kitap, günümüze kadar en çok çevrilen ve yayımlanan yabancı kitaplar arasına girdi. Yayımlandığı devirde Türk aydını ve Türk bürokrasisi, bu kitabının içerdiği fikirleri, ülkede uygulanması gereken bir eğitim ve kalkınma programı olarak kabul etmiştir. Çeşitli kaynaklarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından askeri okullarda okutulması ve öğrencilere salık verilmesi istendiğinden sözedilmektedir.(Vikipedi)
 
Türk aydınları ve eğitimcileri bu kitabı ve onun anlattığı Finladiya’yı ve onun eğitim sistemini çoktan unuttular. 
 
Şimdiki işimiz “Osmanlı” ve hatta Osmanlı Eğitim sistemi : 600 yıl içinde halkının %6’sını okutamamış bir sistem. Hala ona dönüş hazırlığı yapıyoruz: İşte size :”Külliyeler; Medreseler… Ve diğer kurumlar. Böyle neyi kurtaracağız ki?
 
Hiç mi akıl kalmadı bizde? 
 
Biraz dünyanın güzel örneklerine bakalım, biraz da kendi yarattığımız iyi örneklere…
Yoksa Mehter Alayı gibi yerimizde sayar dururuz…
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..