Formula 1’de yeni sezon kırmızı başladı

Formula 1 2010 sezonu Bahreyn Grand Prix’siyle başladı. Yeni takımlar, yeni pilotların yanı sıra efsanevi şampiyon Michael Schumacher’in üç yıl önce ayrıldığı pistlere geri dönüyor olması, bu sezon açılışını daha da heyecanlı kıldı.

Sezonun ilk yarışında hemen göze çarpan şey RedBull takımının geçen sezon ortaya koyduğu iyi performansı bu yıl, belki daha da arttırarak sürdüreceği oldu. Gerek sıralama turlarında, gerek yarışta çok iyi bir performans ortaya koyan RedBull pilotu Sebastian Vettel, yarışın son on iki turunda yaşadığı egzoz problemi olmasa muhtemelen 2010 sezonunun ilk zaferini elde edecek pilot olacaktı. Olmadı. Sonuçta motor sporları sadece hız ve iyi pilotajdan ibaret değil, dayanıklılık da yarışları kazanmada çok önemli bir etken.

Kırmızılar Bahreyn’de ilk iki sırayı alarak sezona çok iyi bir başlangıç yaptılar. Ferrari’nin Michael Schumacher’li zamanındaki altın dönemini hatırlatan bir sezon başlangıcıydı bu. Pilotaj, hız, dayanıklılık, takımın desteği, pit-stop stratejileri, kısaca her şeyleri arzu edilen ölçüdeydi.

Tabii burada Fernando Alonso için bir parantez açmak gerekiyor. Her ne kadar Schumacher’in pistlere geri dönüşüyle en sansasyonel transferi yeni kurulan Mercedes GP takımı gerçekleştirmişse de, geleceğe dönük en yararlı transferi ise Alonso’yu takıma katarak Ferrari yapmış oldu.

Hatta diyebiliriz ki, Alonso’nun Ferrari’ye transferi son derece geç kalmış bir kucaklaşmaydı. Üç yıl önce Schumacher pistlere veda ederek Ferrari koltuğunu boşalttığında, o koltuğu doldurması için en uygun kişi Alonso iken, onun McLaren’e gitmesi, Ferrari koltuğuna ise pistlerde çok önemli bir yeteneğine tanık olmadığımız Kimi Raikkonen’in gelmesi açıkçası biraz hayal kırıklığıydı. Ferrari’nin, Schumacher’in gençliğini anımsatan, yetenekli ve mücadeleci Alonso’yu transfer edip, Schumacher sonrası dönemde de pistleri açık ara domine edebilecekken, Raikkonen’le birkaç yıl geriye gittiğini söyleyebiliriz. Ancak, Bahreyn’deki yarış, Ferrari’nin eski mücadeleci ve rekabetçi günlerine döndüğü yönünde güçlü sinyaller verdiğini gösterdi.

McLaren’in sezona istikrarlı, ancak çok da heyecan vermeyen bir şekilde başladığını söylemek mümkün. İyi pilotlara sahipler, otomobiller bakımından da fazla sorun yaşamamaları halinde sezonu iyi geçirmeleri beklenebilir. Ancak, Formula 1’de şampiyon olmanın bundan fazlasını gerektirdiği de kesin.

Performansı en çok merak edilen takım ise kuşkusuz Mercedes GP idi. Schumacher gibi performansı tartışma kabul etmeyecek bir pilotla sezona başlayan Mercedes GP, ilk yarışta sıradan bir görüntü çizdi. Çok geride kalmadı ama çok öne de çıkamadı yarış açısından. Mercedes GP pilotlarının neredeyse başladıkları gibi bitirdikleri yarışta, çok iddialı bir hamlelerine veya geçişlerine tanık olmadık. Diğer yandan, dayanıklılık ve istikrar bakımından ilk yarıştan olumlu şekilde ayrıldıklarını söylemek mümkün. Ne de olsa daha yeni kurulmuş olan bir takım. İleriki haftalarda performanslarını daha ayrıntılı görme imkanı olacak.

Son bir söz de Michael Schumacher için. Efsane pilottan, tekrar yarışları kazanması, şampiyonluklar alması gibi yüksek beklentiler olsa da, onun sadece pistte yarışıyor olması bile, gerek yarışanlar, gerek izleyenler için başlı başına çok büyük bir heyecan.