- Kategori
- Futbol
F.Terim in kıravatına ne oldu.?

Maç başlarken siyah ağırlıklı takım elbise üzerine kaşe ve hayli pahalı görünen yarım palto, V yaka kazak beyaz gömlek ve koyu renk kıravat ve bunu tamamlayan parlak sivri burun siyah ayakkabıları ile şık bir görünüm sergiliyordu.
Burak henüz 20. dakika dolmadan attığı güzel golle Arena da coşkuya tavan yaptırıyordu. Almanlar bu senaryoya hazırlıklı olduklarını gösterdiler ve yavaş yavas oyunda dengeyi buldular.
F.Terim saha kenarında bir basketbol koçundan daha fazla oyuna saniyelik müdahaleler yapma gayretindeydi. Ancak bu oyunculara daha fazla stres ve telaş yüklüyor gibiydi.
Maç başlamadan endişesini belli etmeyen Terim, Schalke nin oyun dengesini bulduktan sonraki haklı endişesi oyunculara telaş ve panik belirtileri olarak döndü.
Nihayet ilk devre biterken bir kontraatakta Jones tek başına kaldığı ceza sahasında yine tek vuruşla Musleranın üzerinden beraberlik golünü yapıyordu. Herkes topu orta sahada kaybeden Dany nin bu golde hatasını ön plana çıkarırken bir oyuncunun peşinden giden Semih ve Riera nın arkadan ceza sahasına bomboş yaklaşan Jonesu dikkate almadan kademe anlayışının sıfır olduğunu göstererek bilinçsizce ve anlamsızca yaptığı koşuyu görmeyecekti.
Bu gol hem ilk devrenin skorunu belirledi hemde Kravat ın sonunu getirdi.
Bu gol endişe, korku ve stresin de belirtilerini Arenanın bir türlü düzeltilemeyen çimlerine santim santim serdi.
Bu maçın 180 dakikalık bir eleme maçı olduğu ikinci devre başında unutulmuş gibiydi. Tecrübenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha hatırlandı. Turu ilk maçta kazanmak veya kaybetmek gerekmezdi. İlk maçın skoru ne olursa olsun ikinci maç için bir kredi cebe koyulabilirdi. İlk maç 2-0 bitse çeyrek finale kesin kayıt yaptırmak için yinede son 90 dakika oynanacaktı. Önüne koyulan kazandibinin hepsini birden yemek istedi Galatasaray. Yavaş yavas sindirerek yemeyi öğrenebilse uygulayabilse hem daha az acı çekecek hemde bu tatlının lezzetli keyfini yaşayacaktı.
Öyle ya devre arasında Snejder değişikliği ne kadar anlamsız ise maça Sabri ile başlamak o kadar saçmalıktı. Silahların tamamını bir kez de ateşleyerek rakibini dağıtmak istediğinde silahların bazen hedefi vuramaması yada beklenilen etkiyi yapamaması nedeniyle cephanesiz kalmak çok daha vahim olabilirdi.
Rakibin son 11 resmi maçta ancak alabildiği tek galibiyet ne kadar moralsiz durumda olduklarını gösterirken bir darbede ben vurabilirim düşüncesinin ön plana çıkarak birçok gerçeğin üzerini örtmesi engellenemiyordu. Çünkü bu gerçekler sert ve acıydı. İlk maç ancak bittikten sonra anlaşılabildi bir Bundesliga ekibiyle oynandığı.
Bundesliga ile Süper ligimizin kalite ve oyuncu farkı bu maç oynanmadan belli değilmiydi? Yine gerçeklerin üzeri örtülmeye devam ediliyordu. Maç skorunun 1-1 beraberliğe gelmesinin nedeni Bundesliga ile Türk liginin kalite farkı değildi. Çünkü ligler değil takımlar ve oyuncular mücadele ediyordu. Oyuncuların formaları değişse sonuç hangi takım lehine olurdu diye düşünmek bu soruya verilecek cevabı belirleyecektir.
Galatasarayın Schalke karşısındaki başarısız oyunu ve skoru farklı avantaj olarak lehine çevirememesinin en son nedenlerinden biri ancak liglerin kalite farkı olabilir. Oysa bütün sporyazarları bunu ilk gerçek olarak söylemekle ne kadar çok sonuç yorumu, skor yorumu yaptıklarını bir kez daha gözler önüne seriyorlardı.
Bir başka takımımız iki ay önce M.gladbach a hemde deplasmanda 4 gol atarken liglerimizin farkı nedense hiç gündeme gelmiyordu.
Glatasaray rövanş maçında turu geçtiğinde ( ki bu şansı elbette az değil) liglerimizin kalite farkını hemen unutmuş olacağız.
Bundesliga nın oyuncu kalitesi, seyirci kalitesi, stadların zeminin ve en önemlisi spor ve sportif bakış açısının bizlerden çok farklı olduğunu bizlerin çok çok üzerinde olduğu önemli bir gerçektir. Bu düzeye ulşamak için bir çok şeyi değiştirmemiz ve çok çalışmamız gerekiyor.
Chelsea ile sayısız kupa kazanmış Drogba, İnterin orta sahasında oynamış Hollanda Milli takımının en önemli oyuncusu Snejder, Ebue, Selçuk ve yine juventus apoletli Melo ile kalede Muslera gibi oyuncuların yanında Schalke den hangi oyuncuların bırakın Dünyayı Avrupa çapında olduğunu söyleyebilirsiniz. 2 veya 3 ü geçmez. Bir Huntelaar ki o da uzun bir süre antrenman yapamamış, belki Farfan biraz.. Başka.? Sorun takım olmakta çözüm inanmakta ve disiplinde.
Fark liglerimizin kalitesinin farkında değil.. Fark başka yerde.
Fark belkide maça bir beyefendi gibi başlayıp beyefendi gibi bitirememekte. Fark görünmeyen kıravatta. Kendine güvende. Bunu oyunculara aşılamakta. Stress yapmamakta. Bir eleme maçı olduğunu unutmamakta. Duygusal değil akılcı davranmakta. Gerçekleri gizlemekte değil sorunları ortaya çıkarıp çözmekte.
Galatasaray ikinci maçta turu geçebilecek güce sahiptir. Turu geçebilecek avantaja da sahiptir. 1-1 lik sonuç Schalke ye büyük bir avantaj getirmediği kanaatindeyim. Tam aksine böyle durumlarda avantajı daha az olan takımların direnç ve mücadele güçleri daha fazla olmaktadır. Sadece inanmak ve ilk maçtaki taktik hataya düşmeyen bir kenar yönetim gerekiyor.