Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '13

 
Kategori
İnançlar
 

Fundamentalizm ve terörizm; kime göre, neye göre?

Fundamentalizm ve terörizm; kime göre, neye göre?
 

Fundamentalizm kelime olarak Türkçe olmayan Türkçe'de de yerli yersiz kullanılan bir kelime. Aslında İngilizce anlamı Köktencilik olarak çevrilmekte ama bu doğru bir çeviri değil. Fundamental, kelime olarak kök değil temel, esası işaret eder. Bu temeli ve esası neyin teşkil ettiği ise ayrı tartışma konusudur.

El Kaide, kelime olarak kendisini bu temel ve esasa oturtur. Bu bakış açısıyla aslında ABD ve El Kaide aynı düşünmektedir. Her ikiside El Kaide'nin temeli esası kökü temsil ettiği yönünde. 

Türkiye'de Türk Soluna göre fundamentalist ise, İslam inancına ait ne varsa buna göre devleti yönetmeye ve devletin temellerini buna dayandırmaya çalışan her kişi ve kurumdur. Türk Solu, İslam deyince geleneksel islama ve var olan uygulamalarına bakar.

Geleneksel Müslümanların geneli Fundametalist ne demek bunu ne bilir ne de sorgular yada umursar. Ona göre İslam deyince içinde Kuran, Sünnet ve menkıbeci mitolojiye yaslanmış gelenekler vardır. Bu sıralama Mürşit ve onun söylemleri, hadis ve en sona arapça okunan ayetler gelir. Ayet ve ona göre değil liderin dediğine göre yaşanır. Allahın ne dediği görünenin aksine pek umursanmaz, önce liderin yorumu önemlidir.

Bu girişten sonra Terör kelimesini ele almak gerek. Terör kelime olarak Türkçeye "Tethiş" olarak çevrilir oysa "Dehşet" kelimesi daha çok buna yakındır. Terör, ulus devlet anlayışının işine geldiği şekilde yorumlanabilmektedir. Mesele PKK, IRA, ETA, FKÖ kimine göre terör kimine göre kurtuluş savaşçılarıdır. Bu örgütlerin kime ve neye karşı savaştığına göre Ulus devletler ya terörist listesine alırlar yada özgürlük savaşçısı ilan edip gizliden yada açık destek verirler.

Cihat, Müslümanların zalim bir idareciye karşı yada unsura karşı mücadele etmesinin adıdır. Kuran, Müslümanların adalet için mücadele ederken adil olmalarının gerekliliğine her zaman vurgu yapar. Bile bile silahsız ve masum çocukları, kadınları, yaşlı insanları her tarafına üzüm gibi bomba sarıp katletmeye cihat denemez. Bu terördür.

ABD'li Cumhuriyetçiler, 1980'li yıllarda Sovyetlere karşı savaşan Müslümanlara Mücahit, özgürlük savaşçısı demekteydi. Stinger füzeleride olmak üzere her türlü silah desteğide sağladı. Çeçenistan'da savaşan Çeçenlerede el altından desteğini sürdürdü. Oysa Ruslara göre Çeçenler teröristti. Yüksek ısı yayan termodinamik bombalarla yakılanlar sanki masum çeçenler değildi.

Hamas, İslami Cihat, FKÖ ve Lübnan Hizbullah'ı da İsrail'e göre teröristtir, Filistin ve Lübnan'ın işgaline direnen bu örgütler İsrail için Terörist, İran için Özgürlük savaşçısıdır.

Şu an Suriye'de Esad rejimine karşı savaşan muhalifler de Esad'a, Ruslara ve İran'a göre terörist ama Nato, ABD ve AB için Özgürlük Savaşçısıdır.

İşte görüldüğü gibi herkes kendi siyasal, kültürel, dinsel, mezhepsel duruşuna göre adaleti unutarak sırf pragmatist gözle savaşta aldatmak helaldir prensibiyle gerçeklerin üzerini örterek hareket etmekte.

Gerçeklerin üzerini örtene ve adaleti görmeyene ne denir peki?

Kafir, kelimesi ingilizcedeki Cover'la aynıdır. Kafir örten demektir, gerçeği bildiği halde örtme gayretiyle hatta yalan söyleyene denir. Cover, örten KAPAK, örtü anlamlarına gelmektedir. 

Kuran'da ciddi bir uyarı var. "Kendi aleyhimize veya yakınlarımızın aleyhine bile olsa adaletten uzaklaşmamamız ve gerçeğin üzerini yalanla veya görmemezlikle örtemeyiz.

Cehalet kelimesi Araplarda duygularını kontrol edemeyen kaba saba adamlar için kullanılırken, ingilizce karşılığı ise "Görmezden Gelme" anlamına gelir. Cehalet yani görmezden bile bile gelme ise insanı gerçeğin üzerini örten küfre götürür.

Bizler Müslümanız, bu Kuran'da en güzel söz olarak adlandırılır, ama FACEBOOK'unda Ehli Sünnet, Ehli beyt yazanlar, sünni, alevi yazanlar, şii yazanlara ne demeli. Bunlar Dini kısımlarına mezhebini yazan ve bunu bile bile yapan ayrımcı ve mezhep faşizmine en yakın ve kolayca Facebook aracılığı ile kışkırtılabilen insanlardır.

Ağzımız, dilimiz doğru olduğuna inandığımız şeyleri söylemekle mükelleftir.

Susmanın kendisi bile bir yükümlülüktür. Bazen sustuğumuz ve adil olduğuna inandığımız şeyleri söylemediğimiz içinde Allah katında dilsiz şeytana döneriz. Başkalarının bizi işine gelmeyince dilli şeytan olarak görmesi önemli değil. Önemli olan Allah'ın ne düşündüğüdür.

Beni asıl üzen, Kuran'ı referans aldığını iddia ettiği halde gerçekleri görüp sırf pragmatik kafayla görmezden gelip tersi tespitlerde ısrar eden kişilerdir...

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..