Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '06

 
Kategori
Futbol
 

Futbola haşmetli bir bomba!!!

Futbola haşmetli bir bomba!!!
 

Bir yılı aşkın bir zaman geçti üstünden. Aramızdan sessiz sedasız ayrıldı. Ayrılacağını bile bile hiçbirimize hissettirmeden. Türk spor yayıncılığında o kadar çok imzası vardı ki, olimpiyatlar onunla güzeldi. Öyle derin bir bilgi dağarcığı vardı ki bazen hayretle dinliyorduk onu. Bu kadar çok şeyi nereden biliyor diye. Ama o seyircisine olan saygısından dolayı hep araştırdı hep öğrendi ve her öğrendiğini paylaştı sporseverlerle. TRT'de bir simge haline geldikten sonra özel televizyon kanallarında da TRT disiplininde özgürce yayın yapılabileceğini bizlere kanıtlamak için özel televizyona da el attı. Ve o zincirden boşanmış bir tutuklu gibi değil, sakin ve dingin biçimde özgürlüğün başkalarının fikirlerine saygısızlık anlamına gelmediği bilinciyle bir futbol klasiği program yarattı. Evet Kenan Onuk'tan bahsediyorum.

Bir çoğumuz o öldüğünde üzüldük. Ancak kendisi için yapılan anma programında asıl şoku hepimiz yaşadık. Bu kadar sevilen bu kadar saygı duyulan bir insan olduğunu bir çoğumuz hayattayken düşünmüyordu. Spor dünyasının, müzik dünyasının, bilim dünyasının en saygın insanları andı onu onlarca anıları derin üzüntülerle anlatarak. Bugünkü spor yazarlarının ya da spor yazmaya çalışan insanların belki de en çok düşünmesi gereken en çok örnek alması gereken en çok izlemesi gereken kişiydi o.

Kenan Onuk Türk futbol medyasına ve spor yapımcılarına ciddi bir miras bıraktı. Spor hakkında yorum yapan yazı yazan herkes kendine şu soruyu sormalı. Yaşarken hiç sivrilmediği halde öldüğünde bu kadar büyük bir saygıyla anılabilen bir kişinin hayat felsefesi neydi acaba. O bir Fenerbahçe'liydi, ancak hiçbir zaman bu kimliğini ön plana çıkarmadı. Karşısındaki milyonlara hep saygı duydu. Herkesin değerleri olduğu bilinciyle hareket etti.

Evet ölümünden sadece bir sene gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen futbol yazarlığı ve yorumculuğu hangi noktaya geldi acaba. Onun miras bıraktığı yoldan mı ilerliyor yoksa o yoldan tamamen çıkıldı mı?

Fenerbahçe'nin Türkiye Cumhuriyetinin Türkiye'de yerleşik yabancılara çıkarmış olduğu haklardan tam anlamıyla yararlanan yani harfi harfine kitabına uygun olarak yararlanan futbolcusu Marco ile başladı ırkçılık furyası. Bir spor yazarı çıktı ve TC Anayasasını , TC Devletinin kanunlarını ve kararnamelerini hiçe sayar bir şekilde "Marconun Türk vatandaşlığına geçmesini içine sindiremediğini hatta bu futbolcunun oynadığı milli maçlarda çalınacak milli marşlarda ayağa bile kalmayacağını" deklare etti. Bir başka program yapımcısı Marco'nun oyundan çıkarken haç çıkarmasını içine sindiremediğini, Müslüman olmayan bir futbolcunun adının Mehmet olmasını içine sindiremediğini milyonların önünde deklare etti ve etmeye devam ediyor.

Irkçılık dediğimiz zaman akla ilk gelen olgular bir bireyin ırkı, dili, rengi veya dini yüzünden ayırımcılığa tabii tutulması değil mi? Ve futbol stadlarına bu konuyla ilgili pankartlar çoktan girmeye başladı bile.

Bitmedi. Bir başka spor yorumcusu yine Fenerbahçe'nin yeni transferi Mateja Kezman hakkında öyle bir iddia attı ki ortaya, Türk futbolu için çok ama çok karanlık bir süreci başlatmak üzere olduğunun farkında bile değil. Bu kadar mı gözümüz döndü tutttuğumuz takım aşkına.

Yarın Fenerbahçe takımı anadolunun herhangi bir şehrine gittiğinde Kezman ırkçı bir tezahurata veya saldırıya maruz kalırsa bunun sorumlusu kim olacak? Saldıran insanlar mı? Bu nasıl bir tatmindir?

UEFA ve FIFA özellikle son yıllarda tribünlerde tırmanan ırkçılığa karşı çok sert önlemler almaya başlamışken öyle fahiş bir yorum yapılıyor ki, içinden çıkamayacağımız bir durumla karşı karşıya kalmamız içten bile değil. Ve sorumlularını da taraftarlar olarak ilan edecekler. Sorumsuz diyecekler, Kendini bilmez diyecekler.

Peki bu yorumları yapanlar kendilerini ne kadar biliyor. Söyledikleri sözlerin nereye gideceğinin ne kadar farkında.

Herkesi aklını başına toplamaya davet ediyorum. Türk futkbolunun göbeğine haşmetli bir bomba bırakıldı. Hemde pimi çekilmiş bir şekilde. Eğer bu bomba etkisiz hale getirilmezse bundan sonra katılacağımız turnuvalar KKTC ile aramızda düzenlediğimiz turnuvalar olur.

Yetkililer bir çözüm bulmazsa sonumuz budur. Ve inanın sorumluları da kıs kıs gülecektir.

Yazık.

 
Toplam blog
: 85
: 1006
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1971 yılında Ankara'da doğdum. İzmir'de yaşıyorum. En büyük tutkum FutBol. Ve tabi ki Fut-Bol da bil..