Futbolumuz sıfırı buldu

Ve futbolumuz dibe vurdu. Toroğlunun ve benzeri zatların gözü aydın, daha çok hakaret edebilecekleri ayarsız  eleştirileri ile manşetlere çıkabilecekleri günler doğdu.

Futbolumuz zaten temelsiz bina gibiydi. Dışarıdan çok güzel,  içi de dayalı döşeli. Van'daki Bayram otelinde olduğu gibi çatlaklar gözükmüyor ta ki deprem yıkana kadar.

Çaresi mi? Futbolumuzun kişilikli olabilmesi için bu işi artık alaylı değil; bir Almanya, Hollanda, Fransa gibi okullu yapmamız lazım. Yoksa bir şampiyonaya gaz veren bir antrenörle katılır, diğerinde ise nal toplarız.  Bu şartlarda buna da alışık olmamız lazım, vay efendim "biz dünya üçüncüsüydük niye finallere kalamadık", "biz filanca tarihte önümüze geleni devirmiştik şimdi niye 3 yedik" gibi serzenişler futbolumuzun olağan gerçekleri haline geldi ve devamı da korkarım böyle olacak.

Herşeyden önce futbolcu karakterimiz ne alemde buna bakmamız lazım. Futbolcularımızın  düzeyi ne çapta buna bakmamız lazım. Hani bende futbol oynadım ama okuyabilmek için futbolu bıraktım.

Sanırım işin kritik noktası da burada, bizim ülkemiz de ya okursunuz ya futbolcu olursunuz. İkisini birden yapma şansınız sizin marifetinize kalmış. Çünkü futbolun okulu yok. Futbolcuya topa nasıl vuracağından tutun, seyirciyle diyaloğuna,  topsuz oyundan kendine bakmasına kadar, dünyayı tanımasına, yabancı diline kadar birçok eksikliğini öğretecek, futbolun sahada sadece koşmak olmadığını anlatabilecek kurumlara çok ihtiyaç var.

Sadece futbolcuyu değil futbolun içindeki antrenöründen, masörüne, hakemine kadar işin önce ilmini öğretecek kurumlara ihtiyaç var.

Bunu kim mi yapacak? Devlet, federasyon, Milli Eğitim bakanlığı gibi birçok kurum kendi önlemini alacak. Federasyon üyeleri, çalışanları burayı maaşın çok,  imkanın bol olduğu arpalıklar olarak görmeyecek. "Ben Basketbol Federasyonun seçimini kazanamadım Futbol Federasyonuna gireyim bari"  hesapları olmayacak. Federasyonda maaşlı çalışmayı kaldırsınlar, eminim talep bu kadar olmayacaktır. Bu işi gönül vermişlerin yapması maddiyatın önüne geçtiği zaman iş çözülmeye başlayacaktır.

Federasyon artık amatör kulüplerden aldığı parayla en lüks otellerde konaklamayı bırakmalı, amatörü teşvik etmekle işe başlamalıdır. Seçilme endişesiyle hareket etme devri de bitirilmeli, "O kulüp bunu desteklediyse ben muhalifim" mantığının önüne; " işi bilene teslim edelim" mantığı gelmelidir.

Güzel şeyler yazdım ama sanırım bu işlerin düzeleceğine ben de inanmıyorum. Futbol fanatizmi bütün duyguları bitiriyor. Toplum düzelmedikçe futbolun düzeleceği yok. Arada bir bizim de şaşırdığımız başarılarımızla dertlerimizi unuturken şimdi bu dertlerin hepsinin önüne futbol geçti.

Ne olacak bu halimiz. Şike, Federasyon, Milli Takım, of futbolum oofffff.........