Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

Futbolumuzda şike

Futbolumuzda şike
 

Bu zamana kadar herkes futbolumuzda bazı dümenlerin(!) döndüğünü söylüyordu. Ancak somut bir delil söyleme cesareti gösterilemiyordu.

Arada bazı münferit söylemler olmuyor değildi. Ancak bu çıkışlar bireysel olduğu için inandırıcılıktan ve ciddiyetten uzak görülerek soruşturulmaya gerek duyulmuyordu.

Değişik zamanlarda çok bariz şekilde şike kokan(!) maçlar oynansa da, kimse bu maçta şike yapıldı diyemiyordu. Buna örnek olarak İstanbul’da oynanan Beşiktaş-Rize spor maçını gösterebiliriz. Bu maçta yenilen Beşiktaş, Rize sporun ligde kalmasını sağlamış, Bursa spor lige veda etmişti. Bu yüzden Bursa ile Beşiktaş arasındaki gerginlik hala devam ediyor. Bursa seyircisi İstanbul’a, Beşiktaş seyircisi Bursa’ya gidemiyor.

Kulüplerimizin yaptığı şikenin yanında, rakip takımlarla oynayan ve durumu rahat takımlara verilen teşvikler ayrı bir konu. Yıllardan beri verilen teşviklerin şike olup olmadığı tartışıldı. Hiç kimse verilen teşvik’in doping etkisi yaptığını söyleme cesareti gösteremedi.

Teşvik için en güzel örnek, yıllar önce Galatasaray kulübünün Malatya sporlu oyunculara verdiği arabalar ilk akla gelen teşvik pirimi olarak her zaman belleklerdeki yerini koruyor!

Bu teşvik öylesine gelişti ki, bazı Anadolu takımları kulüpten alamadıkları maaşlarını, büyük takımların gönderdiği teşviklerle alıp, futbol yaşamlarını sürdürdükleri, şehir efsanesi(!) olarak anlatılır.

Teşvik olaylarının, iddia olayı patlak verdikten sonra çok masum kaldığını söylemek pek ala mümkün! Bu iddia olayına en güzel örnek, Gökdeniz Karadeniz olarak gösterilebilir. Tabi birde Sergen Yalçın’ın, Chelsea-Beşiktaş maçı öncesinde oynadığı söylenen iddia var. (O maçta Beşiktaş Chelsea’yi Londra’da 2-0 yenmişti. Ve golleri Sergen atmıştı.)

Ülkemizdeki böylesi münferit olaylar sık sık olmasa da arada bir görülürken, 2009 yılı içinde Almanya’nın Bochum Savcılığınca yürütülen şike iddiası ile ilgili soruşturma, birçok Avrupa ülkesi gibi bizi de içine alarak devam etti. Bu güne kadar bu soruşturma ile ilgili ülkemizde her hangi bir işlem yapılmadı. Ancak bu gün düğmeye basıldığını söylemek pek ala mümkün.

Evet, bu gün Sarıyer Cumhuriyet Savcılığının düğmeye basmasıyla birlikte ülkemizde de geniş çaplı bir şike soruşturmasının başlatıldığını pek ala söyleyebiliriz.

Şimdiden bu soruşturmanın nereye uzanacağını söylemek pek mümkün görünmüyor. Bundan bir ay kadar önce Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen benzer bir soruşturmanın akıbeti hakkında basına fazla bir bilgi yansımadı. Bankaysa liginde oynayan takımlardan birkaç oyuncu ve onları kullandığı iddia edilen birkaç şahsın gözaltından sonra tutuklandığını biliyoruz. Ancak açılan davada ne gibi cezaların istendiğini veya suçlamaların neler olduğunu bilmiyoruz. Malum konu Ergenekon olmayınca, iddianame falan basınımızda yer almıyor.

Bu şike konusu ele alınmışken, birde Futbol Federasyonuna bağlı kurumların aldığı çifte standartlı kararlar gözden geçirilmeli! Bu kararlar alınırken, hangi kriterlerin göz önüne alındığı, kulüpler arasında niye ayrımcılık yapıldığı gibi konular da soruşturmanın içine dâhil edilip, hukuk süzgecinden(!) geçirilmeli.

Önceki hazırlık soruşturmalarında, özel hayatın gizliliği ilkesine uyulduğunu pek görmedik. Normal telefon konuşmaları bile iddianame eklerinde yer aldı. Ancak bu şike soruşturması ve Deniz Feneri davası ile ilgili basına her hangi bir bilgi sızdırılmadı. Hal böyle olunca zamanımızın ünlü (!) gazetecileri de avuçlarını yaladılar!

Bildiğiniz gibi son dönemde yürütülen soruşturmalar zamanımızdan çok önceki tarihlere dayanıyor. Örnek olarak Balyoz Darbe(!) planını göstermek pek ala mümkün. Şike soruşturması da böyle eskiye doğru gidecek mi?

Merak etmeyen varsa, ona söyleyecek her hangi bir sözüm yok.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..