Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '07

 
Kategori
Futbol
 

Futbolun cilvesi !...

Futbolun cilvesi !...
 

Günlerden Pazar, salonda toz alıyorum, aynı zamanda arada gözüm televizyona kayıyor, oğlum Arsenal – Chelsea İngiltere Kupası maçını izliyor da… Ben de tüm spor branşlarını takip etmeye çalışırım, kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım, futbola da özel bir ilgim var, işimi yaparken de özellikle gol olduğu zaman mutlaka bakarım nasıl bir goldü diye… Durum 1-1. gole giden bir oyuncuyu takip ediyorum, gol olabilecek bir pozisyon diye… John Terry imiş, topa kafasıyla vurmak için hamle yapınca, rakip siyahi oyuncu Abou Diaby’nin tekmesi yüzünde patlıyor…

Bu sahneyi gördüğüm anda çığlığım da geldi peşinden, Terry yere yığıldı ve gözleri yarı kapalı, elleri kitlenmiş durumda, bilincinin olmadığı belli oluyordu… Elim ağzımda “inanmıyorum” dedim oğluma, “öldü mü acaba”?... Tekmeyi görmüştüm çünkü tam suratının ortasına sanırım burnuna geldi tekme ve çok şiddetliydi, bir kez daha gösterdiğinde bakamadım zaten… Oturdum bir sigara yaktım ve beklemeye başladım. İki takımın da futbolcuları başında ve hemen iki takımın da sağlık ekibi geldi, hiç kımıldatmadan anında ilk müdahaleyi yaptılar Terry’e, sonra sedye geldi ve yine hiç kımıldatmadan boynunu bir muhafaza içine alarak tüm vücudunu sedyeye bağladılar…

Bunların yapıldığı sırada teknik direktör Portekizli Jose Maurinho’yu, seyircileri, takımın menajerini de gösterdiler. Stattaki herkes üzgün merakla bekliyor ne oldu, yaşıyor mu diye… Neyse ki nefes aldığını gördük ölmediğine sevindik. Zaten Çarşamba günü oynanan maçta bileğinden sakatlanmış, oynaması da sürpriz imiş oğlumun söylediğine göre… takımın menajeri tribünden izliyordu maçı, o da kalktı yerinden sanırım aşağı indi durumu öğrenmek için… Ve götürdüler hastaneye Terry’i tüm stattaki seyircilerin alkışları eşliğinde. Üzüldük, dua ettik inşallah önemli bir şey olmamıştır diye konuşarak.

Tabi maç devam edecekti, aynı takımın kalecisini gördüm kalesine koşarken, kafasında garip bir korunmalık olduğu belli olan bir başlıkla… Bu ne diye sordum oğluma, iki ay önce bir oyuncuyla çarpıştığını ve beyin kanaması geçirdiğini söyledi… Futbolun cilvesi miydi bu?... Boksu hiç sevmem ve seyredemem, gözümün önünde birilerinin yumruk yemesi, yere yığılması bana hiç keyif vermiyor, rahatsız ediyor üstelik… Futbolda da zaman zaman oluyor böyle, hemen Galatasaraylı bir futbolcunun ayağının kırılması geldi gözümün önüne, ne kötüydü o sahne, resmen bacağının içinde kemiğin kırıldığı belli olmuştu, Okan’dı sanırım yanlış hatırlamıyorsam. Sonra yine yabancı bir futbolcunun ayağının kırıldığı sahneyi hatırladım.

Bu maçta da söylenip durdum siyahi futbolcuya, tekmeyi sallarken (güya topa sallıyor) belden yukarı kısıma kadar ayağını yükseltmek zaten yasak, ne diye hesap etmezsin bu tekme kafasına gelebilir diye… Üstelik pozisyon kesin penaltıydı, hakem o üzüntüyle mi şaşkınlıkla mı unuttu gitti, hadi penaltı değildi diyelim, topa o kadar yüksekten ayağıyla vurması da hata, kırmızı kart göstermesi gerekirken faul bile vermedi, kale atışıyla başladı oyun.

Maç tekrar başlarken “inşallah yener Chelsea de hiç olmazsa Terry de ayılınca kupayı aldıklarını öğrenip sevinir” dedim oğluma… İşimi yapmaya devam ettim duam kabul oldu ki 84.dakikada attı bir gol daha Chelsea, epeyce bir süre uzatma dakikaları da oynandı, bu arada 3 kırmızı 7 sarı kart gösterdi hakem ve bitti maç. Chelsea aldı İngiltere kupasını… En önemlisi Terry’nin iyi olduğu haberleri, ciddi bir durumu yokmuş, rahatladım… O da bir insandı, o da bir can taşıyordu, gözümün önünde böyle bir tekmeyle yığılması beni kötü etkilemişti…

İşte futbolun cilvesi dedim ya, neredeyse hayatına mal olacaktı, milyon dolarlar alsalar da yaşamları risk altındaydı… Bazen farklı bir pencereden bakarım ve düşünürüm, bir topu kaleye atmak uğruna tüm dünyada dönen paralar, verilen uğraşlar, oynanan bahisler acaba doğru mu diye… Öte yanda milyonlarca insan açlıktan, hastalıktan ölüyor... Ama ben de seviyorum izlemeyi, tuttuğum takım yenince neşeleniyor, yenilince üzülüyorum, hatta çocukken oynardım da… Beşiktaş’ın maçlarını kulağımı radyoya yapıştırıp takip ederdim, yenilince hüngür hüngür ağladığım olurdu… Garip bir durum işte, bazı anlar saçma gelse de futbol, seviyorum izlemeyi ve takımım Beşiktaş’ı…

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..