Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Yüreğinin götürdüğü yere gitmeli mi?

Yüreğinin götürdüğü yere gitmeli mi?
 

Hani bazı şarkılar vardır, insanı alır bir yerlere götürür... Herkesin şarkıları değişiktir, onu alıp götüren şarkı beni götürmez örneğin... Yani zevkler ve renklerin tartışılamayacağı anlamına geliyor bu söylediğim... Christina Aguilera’ın Hurt adlı şarkısını dinliyorum... Muhteşem bir şarkı, benim vazgeçilmez şarkılarımın arasına girdi ilk duyduğumda... Her dinlediğimde gidiyorum o yerlere, neresiyse o yerler… O yerler yüreğimde acı hissettiğim mekanlar olsa gerek, çünkü hep hüzünleniyorum dinlediğimde…

Aşkın özlemini hissediyorum onun için hüzünleniyorum, olmayan sevgiliye duyduğum özlem bana acı veren, alıp götüren bir yerlere… Aşık olsan bir türlü olmasan bir türlü, “beynin rahat şu anda ne istiyorsun, illa ki olması mı gerekiyor, bırak oluyorsun da ne oluyor acı çekmekten başka” diyor bir ses içimde… Yok olsun o duyguları tatmak, o heyecanı yaşamak, varsın acı olsun aşksız olmaktan daha iyi” diyor ikinci bir ses, "yüreğinin götürdüğü yere git" diye ekleyerek...

Diyor demesine de her önüne gelene de aşık olunmuyor ki… Beklemek var kaderde sanırım yaşamın bu döneminde, ne yapalım bekleyeceğiz… Bu dört dörtlük bir kişiyi beklemek anlamına gelmiyor tabii ki, yüreğin onaylayacağı kişiyi beklemek… O kişi belirlediğimiz bazı kriterlere uymasa da değil mi ki yüreğimiz onaylamış, olay bitmiştir, akar gideriz O’nun yüreğine doğru…

Acı çekmek diyorum ya acaba karşı taraf çekmiyor mu?... O dönemlerde sanki karşı taraf hiç acı çekmeyip hep bize çektiriyormuş hissine kapılırız… Hatta onun hakkında “kalpsiz, vurdumduymaz, ne olacak işte bu gün ben yarın bir başkası onun için önemli mi, oysa ki ben onsuzluğu düşünemiyorum” türünde şeyler düşünürüz… Ne kadar yanlış bir şey değil mi, birden pat diye de tutkusu bitebilir, biz aşığız diye sürdürmek zorunda mı? Ya da bizim de bitebilir aynı şekilde, zorla sürdürülür mü, nereye kadar gider Sürdürdü diyelim bu bizim için yeterli olur mu, mutlaka sorunlar çıkacaktır. Yani demek istediğim nasıl ki aşkın başlaması mantık dışı oluyorsa, bitmesi de mantık dışı, yürek meselesi bu bitti mi bitiyor işte…

Biten tarafın da işi zordur, ama karşı tarafın bunu atlatması daha zor gibi geliyor bana… Böyle anlarda mantığımızı öne çıkarmalıyız, birden olmasa da birkaç gün içinde atlatılır değil mi? Karşılıksız aşk yaşanıyor mutlaka yazılanlardan biliyorum, ilk başlangıcından söz ediyorum, bana çok saçma geliyor, yani bana duyulan bir aşk yoksa aşık olamam zaten… Şayet karşılıklı aşk yaşanıyorsa, karşı cinste bittiği hissedilirse, beyindeki o kontrol mekanizması devreye girerse, . bir kaç günde atlatılır, ama o birkaç gün de epey zor geçer eminim. “Ben bu yapılanları hak ettim mi, hak edecek ne yaptım?” en çok sorulan sorudur bu, hak etmedik ama ne yapalım geldi başımıza, dünyanın sonu mu? Değil, ölmeye değer mi? Değil, o halde “demek ki o beni hak etmiyor, benim yüreğime layık değil” diye düşünüp kestirip atmak en hayırlısı…

En önemli tespit ne biliyor musunuz burada, “beni kaybetmek, bensiz olmak onun kaybı”… Böyle düşünürsek atlatmak daha kolay olur, atlatmak diyorum böyle düşünüp de kendimizi kandırırcasına atlatmak değil söylemek istediğim… Bu gerçekten böyle bende, ben kendimi seviyorum çok seviyorum hem de, narsislik değil bu, bana aşkı bittiyse beni yaşamayacak demektir ve onun kaybıdır, benden mahrum olmak onun seçimiyse varsın gitsin yoluna…

Yüreğimizin götürdüğü aşka gitmeliyiz ama o yerde ikili bir aşk varsa güzeldir aşkı yaşamak, bir tarafta bittiği hissedilirse gidilen yerden dönmek en doğrusu…

Bizi hak eden yüreklerde olmak dileğiyle…

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..