- Kategori
- Futbol
Galatasaray 2. turda... Bitti demeden bitmez..

İlk yarı sona erdiğinde işler daha da kötü olamazdı. Tüm otoriteler Manchester'ın evinde kazanacağını Galatasaray'ın da en kötü ihtimalle 1 puanı alacağını düşünüyordu. Oysa futbolda asla ihtimallere göre hareket edemezsiniz, eğer kazanmanız yetiyorsa çıkıp kazanmalısınız. Fatih hoca da bunu söylüyordu sürekli ama futbolcuların aklı İngiltere'deydi belli ki..
Devre arasında ne konuşulduğu az çok belli. Zaten motivasyon konusunda Fatih Terim üstüne biri yok ülkemizde, dünyada da çok azdır. Ancak teknik olarak da bir değişikliğe gitmek zorundaydı tecrübeli hoca ve 2 oyuncuyu birden değiştirdi.. İşte maçın kırılma anı da buydu. Teknik direktörler maç öncesi ve sırasında planlar-taktikler ve karşılıklı hamleler yaparken yorumcular maçın ardından ve malesef 'skor' üzerinden konuşurlar. Fatih Terim daha önce 5 kez Galatasara'yla Şampiyonlar Ligi'nde yer alıp 4 ünde grubu sonuncu bitirmiş bir kez de UEFA kupasına katılmıştı. İlk kez bu kadar yakındı 2. tura. Ama ilk yarıyı yenik durumda kapatmıştı takım, defansta basit hatalar yapılıyordu, Muslera'nın maçı tamamlayıp tamamlayamayacağı bile şüpheliydi ama tüm olası olumsuz sonuçlarını da düşünerek risk aldı..
Aydın-Amrabat hamlesi işe yaramasa neler yazılacak-söylenecekti kimbilir.. Kimileri Hamit-Emre-Elmander tercihlerini eleştirecek, kimileri sezon öncesi transfer çalışmalarına göndermede bulunup (sol bek, Melo, ve forvet konusunda) sadece teknik heyete değil yönetime de saldıracaktı...
Burak'ın golü dönüm noktası oldu fakat yetmiyordu bir gol daha gerekliydi. İşte o anda da Aydın çıktı sahneye.
Galatasaray aslında en iyi maçını oynamadı, hatta ilk yarı çok kötüydü. Yine Muslera oynamasa daha iyi olurdu sanki (Ufuk'un ne düşündüğünü merak ediyorum şu an) Ama yapması gerekeni yaptı. Girdiği az sayıda pozisyondan maksimum sonuç aldı. Hatta son dakikada direkten dönen top gol olsa Burak şu an gol krallığında tek başına zirvede olacaktı.
Ancak ne olursa olsun Galatasaray büyük bir başarı elde etmiştir. Türk takımları daha önce sadece 3 kez başarmıştı bunu ve ilk kez bir Türk teknik direktör var dümende.. Üstelik 2 sezon önce dibe vuran, bugün ligdeki performansı halen tartışılan ve herkesin kabul ettiği gibi daha yolun başındaki bir Galatasaray'la.. Chelsea ve Manchester City'nin düştüğü durumu da göz anına alırsak Şampiyonlar Ligi'nde alınan her puanın ve 2. turun önemini de anlamış oluruz..
Burak için ayrı bir parantez açmak lazım. Antipatik duruma düşüyor zaman zaman, kendini çok sık yere attığı için. Ama Burak'tan bu kadar nefret edilmesinin nedeni 4 büyük takımda birden forma giyip Galatasaray'da zirveye çıkması. Eksikleri-hataları var ama bunun farkında ve gün geçtikçe daha da büyüyor. Şu an ülkemiz için büyük bir değer. Dünyanın hiç bir ülkesinde böylesine bir değer, yok edilmeye çalışılmaz.. Kıymetini bilelim, 5-6 yılda bir çıkıyor böyle oyuncular..
SCHALKE, MALAGA YA DA JUVENTUS
Galatasaray bir şekilde son 16 ya kaldı. 3 maçın ardından grup sonuncusuyken 6 maç sonunda gruptan çıktı. Yine evinde 4 puan almışken deplasmandan 6 puan çıkardı. İşini zora soktu önce ardından zoru denedi ve başardı NE DE OLSA TÜRK TAKIMI...
Şimdi herkes tek bir şeyi merak ediyor; yeni rakip kim olacak ?
Şunu söyleyelim son 16 takım, zayıf rakip yada kolay maç diye bir şey yok artık..
Ancak Malaga, Schalke ve Juventus karşısında şansımız biraz daha yüksek olur. 3 Alman takımı da lider oldu gruplarında. Almanya'da taraftar avantajımız olacaktır. Üstelik Schalke oynamaya çalışan bir takım pek ters gelmez bize.. Diğer Alman takımları karşısında ise şansımız yok denecek kadar az..
Malaga ise takım olarak ön plana çıkıyor, çok tecrübeli oyuncuları ve iyi bir teknik direktörleri var. Ancak bir Messi ya da Ronaldo yok kadrolarında.. Mücadele etmesi daha kolay bir takım.. Hamit gibi Riera gibi oyuncular da Malaga'yı tanıyor..
Juventus da henüz o eski havasını yakalayamadı.. Fatih Terim de hayır demeyecektir bir İtalyan takımına..
Kuralar 20 Aralıkta.. Şimdilik zaferin tadını çıkaralım...
VEE TRANSFER..
Yönetimden kim konuşsa aynı şeyi söylüyor; bir talep gelirse transfer yaparız..
Mali olarak da önemli bir gelir (şimdilik 28,5 milyon euro) elde edildi. Ancak devre arasında transfer zordur ve risklidir. Hedefleri olan takımlar iyi oyuncularını satmazlar. Takımlarıyla sorunlu olan oyuncuların da gelip kısa sürede uyum sağlaması kolay olmaz. Ya da yüksek bedeller ödemek zorunda kalırsınız.
Bir de UEFA'nın kuralları gereği Şampiyonlar Ligi'nde oynamış bir oyuncuyu transfer edip oynatamıyorsunuz. Transfer de Avrupa için yapılacağına göre oyuncu havuzu epey küçülüyor..
Yine de şartlar zorlanıp mümkün olursa -sezon öncesi yapılması gereken transferler- geç de olsa yapılmalı. Bir sol bek ve orta saha şart. Ancak çok iyi transferler bile yapılsa takım olarak bir üst kademeye çıkmalı Galatasaray...