Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray'a saldırmanın dayanılmaz yüzsüzlüğü!

Galatasaray'a saldırmanın dayanılmaz yüzsüzlüğü!
 

"Atma / itme" bunun neresinde?


Geçtiğimiz hafta oynanan Ankaragücü maçında meydana gelen bir olay nedeniyle Galatasaray, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevkedildi. Olay; yüksek ihtimalle alkollü olan veya akıl sağlığı yerinde olmaması muhtemel birinin, yine sinirine hakim olamayan bir başkasıyla kavga ederken Galatasaray tribünlerinden aşağı atlaması. Değil atılması, düşmesi bile söz konusu değil! Ayrıca bu şahıs, kavga öncesinde de aynı yerde en uçta ayaklarını sallaya sallaya oturacak kadar olayın ve tehlikenin farkında değildi.

Polis kameralarının kaydettiği görüntülerde her şey net olarak gözüküyor. Gazete manşetlerinde verildiği gibi kimsenin kimseyi aşağıya attığı yok. İki kişi kavga ediyor ve dayak yiyen kişi, güvenlik görevlisi ayırmaya geldiğinde aşağıya atlamak için hamle yapıyor, bunun üzerine diğeri onu aşağıya atlamasın diye çekmeye çalışıyor. Bir kaç saniyelik bir mücadeleden sonra malum şahıs kendini boşluğa bırakıyor.

Bir kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bu olayı hemen başka olaylarla kıyaslamak en büyük yanılgıdır. Beşiktaş tribünlerindeki bıçaklama olayı, kasten bir suç aleti getirilerek ve belli hesaplaşmalar sonucunda gerçekleştirilmiştir. Taraftar gruplarının karıştığı bir olaydır.

Burada ise iki şahsın münferit bir kavgası söz konusudur ve Galatasaray taraftarları olaya karışmayarak soğukkanlı davranmışlardır. Bu tür olaylarda genelde hemen bir linç başlar, toplumdan güç alan bazı korkaklar savunmasız insana acımasızca vururlar. Burada dikkatlerden kaçırılmaması gereken husus; vahşi bir kavganın yanısıra, olaya karışmayan, soğukkanlı, bazı taraftar gruplarının aksine "toplu dayak seansı" yapmayan Galatasaray taraftarının örnek davranışıdır. Siz de kendinize sorun, bu olay sizin takımınızın tribünlerinde olsaydı acaba o adamla sadece bir kişi mi kavga ederdi? Sonra da samimi olun..

Sahaya yabancı madde atılmamış, hakemin kafası yarılmamış, futbolcular dövülmemiş, tribünler birbirine girmemiştir. İki kişi kavga ettiği adli bir olay meydana gelmiştir. Galatasaray'ın PFDK'ya sevk edilmesi bile komiktir.

Ancak nedense hemen bazılarının iştahı kabarmış, Ali Sami Yen'de maç oynamama ihtimalinin hevesi akıllarını başlarından almıştır. Okuduğum bir çok yorumda Galatasaray'ın mutlaka ceza alması gerektiğini yazmaktadırlar. Halbuki şöyle bir düşündüğümüzde Şükrü Saraçoğlu stadında, hem de bir kaç defa, taraftar grupları arasında kavgalar olmuş, bıçaklar çekilmiş, insanlar yaralanmıştır. Telsim tribünü diye adlandırılan bölüm başta olmak üzere yaşanan bu olaylar sonrasında fenerbahçenin ceza alması gerektiğini yazan bir fenerbahçeli okuduğumu hatırlamıyorum. Hatta son Galatasaray maçından sonra bile çıkan onca olaya rağmen fenerbahçenin ceza alması gerektiğini yazan fenerbahçeli de hatırlamıyorum.

Bu münferit olayı ballandırarak Galatasaray'ın ceza alması gerektiğini söyleyenlerin İBB-Fenerbahçe maçından sonra tribünlerden atılan (sahaya müdahale var, oyuncuyu yaralama var, kasıt var, tribünlerden topluca yapılan bir eylem) maddeler nedeniyle İBB'li bir futbolcunun kafası yarılırken nerede olduklarını, neden "ceza almalıyız" diye bağırmadıklarını merak ediyorum doğrusu!

"Size de zamanında şöyle yapmışlardı, siz de şunu yapmıştınız" gibi lafları pek sevmem. Başka yanlışlar yanlışlarla telafi edilmemeli. Burada vurgulamak istediğim; yapılanın ikiyüzlülük olduğudur. Kendilerinin ceza alması gereken olaylarda susanların, mevzu rakipleriyle ilgili olduğunda cezayı gerektirmeyen bir olayda bu kadar bağırmış olmalarıdır.

Hatta size çarpıcı başka bir örnek vereyim:

Yılbaşında fenerbahçe dergisindeki yazısında Aziz Yıldırım "... neden sorumluları 52.000 kişi içinden kendilerine teslim edildiği halde, 9 kişinin yaptığı bir yanlıştan dolayı kulübümüze seyircisiz maç oynama cezası verilir?" demişti. Şimdi Galatasaray'ın ceza alması gerektiğini savunanlar, o zaman bu sözlere bir eleştiri getirmişler miydi? Dün o sözleri eleştirmeyenler, bugün ceza verilmesini nasıl savunabilirler? Sanırım bugün Galatasaray'ın ceza alması gerektiğini savunmak için, zamanında bu sözleri de eleştirmek gerekirdi. Bu doğruluğun, dürüstlüğün ve objektifliğin gereğidir. Yoksa her olaya sarı lacivert ya da sarı kırmızı gözlüklerle bakarsak pek de sağlıklı sonuçlara varabilmek mümkün olmaz. (O maçta yaşananlar ile bu olay tamamen farklıdır, kafası yarılan hakem, futbolcu, taş yağmuru vs. olmamıştır. Biz burada kıyaslama yapmıyor, ikiyüzlülüğü sorguluyoruz.)

Hadi bir de belge sunalım:

"Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun 27.03.2007 tarih ve 59 Sayılı Toplantısında almış olduğu kararlar aşağıda belirtilmiştir.

47- Fenerbahçe Kulübü hakkında: 17.03.2007 tarihinde oynanan Bursaspor-Fenerbahçe müsabakasında; F.D.T.nın 20.maddesi "evsahibi kuruluş müsabakanın oynanacağı stadın ve çevresinin düzeninden ve güvenliğinden sorumludur" hükmünü getirmiş olmakla, incelenen dosyada üst arama tedbirlerinin yeterli seviyede uygulanmadığı, Fenerbahçe tribününde bulunan taraftarların iki gruba ayrılarak birbirleriyle kavga ettikleri, ancak kavganın adli soruşturma gerektirecek boyutlarda olduğu, müsabakanın başlamasına, devamına veya bitimine engel olacak nitelikte olmaması nedenleriyle saha olayları boyutunda değerlendirilmesi mümkün olmadığından ceza tayinine yer olmadığına, "

Mesele Galatasaray ile Ali Sami Yen'de oynamak istememekten ibarettir. Beşiktaşlılar içinse yarışta olmanın getirdiği hırstır.

Herkes mücadelenin sahada verilmesi gerektiğini iyi bilmelidir. "Linç", Galatasaray tribünündeki bu olay değil, bu olay gerekçe gösterilerek yapılmak istenen şeydir.

Korkunun ecele faydası yok.

Kimse kusura bakmasın ama, UltrA'nın da Galatasaray'a bir faydası yok. Tek yaptıkları organize bir şekilde maça gitmek ve kendi kendilerini rahatlatmak. Bir çok olayın sorumlusu onlar ve taşıdıkları "maçları savaşa ve ölüm kalıma benzeten" zihniyetleridir.

Yazarın notu: Aslında ceza almayı hakeden, otobüslerle maça gelen ve her maçta olduğu gibi burada da kavga çıkaran A.Gücü taraftarlarıdır. Ceza almaları için, yapılan aramada bulunan döner bıçakları dahil onlarca kesici aletin mutlaka birilerine saplanması mı gerekir? Ankara'da bir maça gidin de görün; maçtan önce gördükleri her yerde saldırdıkları yetmiyormuş gibi, maçtan sonra bile sokaklarda sizi bekler, taşlar ya da kalabalık bir şekilde dövmeye çalışırlar.

(Bu yazı 18.3.2010 tarihinde saat 10.15'de tamamlanmış ve yayınlanması için "yayına al" talimatı verilmiştir. Şu an itibariyle tarih 19.3.2010 saat 01.30'dur. Karar açıklandığında halen yayınlanmadığı için bu notu düşmek zorunda kaldım)

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..