Galatasaray Ankara’da Buz Kesti

İşin sonunda söylenecek şeyi başında söylemek gerekirse ‘’ çekirge bu kez sıçrayamadı ‘’ ve Mustafa Denizli’nin ligin ikinci yarısında puan farkını kapatma planı daha işin başında suya düştü.

Öncelikle Galatasaray açısından bu sonucun sürpriz karşılanmaması gerektiğini belirtmek istiyorum. Osmanlıspor’un son beş maçtır içeride kazanamaması sizi aldatmasın. Ankara temsilcisinin çok kaliteli futbolcuları var. Torje, Aminu Umar, Ndiaye, Rusescu, Lawal, Musa Cağıran, Mehmet Güven ve Serdar Deliktaş gibi isimler hemen ilk anda aklımıza gelenlerden sadece bir kısmı.

Gerçekten de maçın başlamasıyla birlikte Torje, Aminu Umar, Ndiaye ve Rusescu gibi isimler Galatasaray yarı sahasında prese başladılar. Sürekli hareketli ve yer değiştirerek oynayarak zaten sıkıntılı olan Galatasaray defansını çok zor durumda bıraktılar. Bu nedenle bekler, özellikle Sabri ilk yarının sonuna kadar hiç ileri çıkamadı. Zaten çıktığında da Galatasaray ikinci golünü buldu.

Bu arada bu baskıdan dolayı Galatasaray orta sahası da hiçbir şey yapamadı. Sneijder’in kişisel çabaları ve Sinan’ın iki gole de olan katkısı dışında dişe dokunur hiçbir şey izleyemedik.

Bütün bunların üstüne bir de bu güne kadar Galatasaray’ı kurtaran isim olan Muslera’nın kötü gününde oluşu da eklenince sarı- kırmızılılar açısından mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Gerçekten de Muslera, yenilen üç golde de hatalıydı. Ancak geldiği günden beri Galatasaray’ı kurtardığı maçları düşününce Muslera’yı bir maçla eleştirmek de haksızlık gibi geliyor.

Aslında Galatasaray belki kendisinin de ummadığı bir şekilde maçı çevirmeyi başarmıştı. Rakipten seken topta Burak Yılmaz’ın vuruşuyla beraberliği yakalayan sarı- kırmızılılar, ilk yarının bitimine iki dakika kala Sneijder’in golüyle öne de geçmişlerdi.

Fakat bundan sonra yaşananlar bir büyük takıma yakışmadı. Santradan sonra yaklaşık 40 metre ileriye atılan top, bu topta Hakan Balta ve Muslera’nın anlaşamamaları ve aradan ayağını uzatan Umar’ın salına salına ağlara giden topu…

Galatasaray çapında bir takımın bu şekilde bir gol yemesi kelimenin tam anlamıyla skandaldır. Yenilen bu golün hiçbir mantıklı açıklaması olamaz. Bu gol takımdaki fiziksel ve mental düşüşün en güzel örneğidir. Eğer, Galatasaray devreye 2-1 önde girebilseydi belki daha farklı bir şeyler olabilirdi.

Fakat sarı- kırmızılılardaki mental, fiziksel ve psikolojik düşüş o kadar büyüktü ki, ikinci yarının başında kornerden yine çok kolay bir gol yemeyi başardılar. Musa Çağıran, kalecinin ve neredeyse bütün Galatasaray defansının arasından topu ağlara göndermeyi başardı.

52.dakikadan 93.dakikaya kadar ise oyun tamamen Osmanlıspor’un kontrolünde geçti. Ev sahibi takım topu aldı ve istediği gibi oynadı. Galatasaray maçı çevirebilecek bir refleks gösteremedi. Sonuç olarak da Osmanlıspor, çok daha farklı kazanabileceği bu maçtan haklı bir galibiyetle ayrıldı.

Galatasaray’da sistemin iflas ettiği bu maçta açık bir şekilde görüldü. Defans hattı zaten dökülüyor. Donk aranan ilaç mı? Ayrıca tek başına ne yapabilir ki? Bütün takımda gözle görülür bir umutsuzluk ve düşüş var. Önce Semih’in, ardından da Denayer’in adale sakatlığından dolayı oyundan çıkmak zorunda kalmaları bu fiziksel ve mental düşüşü göstermiyor mu?

Rakibini arkadan çeken Rusescu’nun ve topu elle oynayan Hakan Balta’nın ikinci sarı kartı görüp oyundan atılmamaları hakem adına yazılacak tek eksi pozisyonlardı.

Sarı- kırmızılı taraftarları zor bir ikinci yarı bekliyor. Takım büyük ihtimalle ligin sonu gelmeden havlu atacak. Bu koşullarda Avrupa’da başarı da hayal gözüküyor. Hatta Galatasaray seneye Avrupa Kupalarına bile katılamayabilir. Mustafa Denizli ve yönetimin de sezon sonunu görememe ihtimalleri var.

Ne yazık ki, yıllardır yapılan yanlış politikalar işi bu duruma getirdi. Bence camianın önde gelenleri, suçlu aramak yerine şimdiden Galatasaray’ın geleceği için bir araya gelmeliler. Yoksa giden sadece Galatasaray’ın bu yılı değil, geleceği de olacak.

tolgaersari@hotmail.com

https://twitter.com/tolgaersari

https://www.facebook.com/tolgaersari