- Kategori
- Futbol
Galatasaray Gençleri oynatmadı: 0-1
Maçı 19 Mayıs tribünlerinden seyrettim.
Daha stada girmeden içeriden gelen seslerden Galatasaray taraftarlarının Fenerbahçe maçının havasına girdikleri anlaşılıyordu.
Galatasaray-Fenerbahçe maçları bu ülkedeki futbol zevkinin zirvesidir, bu gerçek. “Bu açıdan bakıldığında” bu iki takımdan birinin taraftarı olmak, futboldan alınabilecek “en yüksek heyecan yüklü” keyfe ulaşabilmek demektir.
Maça gelince:
Maça önce Gençlerbirliği iyi başladı, 10 dakika sonra da Galatasaray daha iyi oynamaya başladı. Daha iyi oynuyor dedikse, fırtına düseldof ayarında demedik! Buradaki kasıt, topu daha çok orta sahanın daha ilerisinde tutabilmek anlamındadır.
İlk yarıda Herve Tum’un ıskası dışında çok heyecanlı bir gol pozisyonu yaşamadık. İki takım da birbirine top oynayacak alan bırakmadı. Maç o kadar sıkıcı bir hal almıştı ki, uyuşan heyecanımız bu pozisyonun tehlikeli bir pozisyon olduğunu bile geç algıladı.
İkinci yarıda da durum pek değişmedi. Sahada farklı tek bir oyuncu vardı: Ebue. Sakın gol attığı için böyle yazdığım düşünülmesin. Golden 5-10 dakika kadar önce yanımdaki arkadaşla “Galatasaray nihayet bir sağ bek gördü, adam hemen her atakta var, defansta da sağlam” diye konuşuyor, hatta Sarbi’nin kulaklarını çınlatıyorduk.
Fatih Terim’in 66 ve 67. dakikalarda üst üste yaptığı Riera ve Aydın yerine Emre ve Ayhan değişiklikleri takıma olumlu yansıdı ve Galatasaray daha baskılı bir oyun oynamaya başladı. Benim sık sık “Galatasaray’ın oyuncusu olamaz” dediğim Emre Çolak ilk kez ikili mücadelelerde bu kadar istekliyi. Bunun yanı sıra golün geldiği atağın başlangıcındaki katkısı da önemliydi.
Sahanın en iyisi Ebue’nin dönen topu takip etmesi ve Sercan’la paslaşarak golü yapması görülmeye değer güzellikteydi.
Maçın boyunca defansif tedbiri elden bırakmayan Gençlerbirliği son 10 dakikada defans oyuncularının da gol bölgesine yakın oynamaya başlamasıyla oyunu Galatasaray sahasına yıktı. Böyle oynayan Gençlerbirliği ligdeki her takım için tehlikeli olur,bence daha cesur oynamayı denemeliler.
Defansının göbeğindeki Gökhan Zan ve Servet’in zaman zaman tedirgin hareketleri dikkati çekiyorsa da, Galatasaray takım savunmasını çok iyi yapıyor. Takımın tümünün savunma için gayretli olduklarının ve kaçak güreşmediklerinin altını çizmek gerekir. Kanatlardaki etkisizlik ise devam ediyor.
Maç sonrası Ebue tüm tribünlere tek tek giderek taraftarları selamladı. Ellerini öne uzatarak ve öne eğilerek yaptığı saygı hareketi ise, birkaç haftadır yaşadıkları ve Galatasaray taraftarlarının onu sahiplenmesi karşısındaki duygularının açık bir göstergesiydi.
Şimdi Fenerbahçe maçı var. Bu maç için yüzlerce tahmin yapılacak ve medyada geniş yer alacak.
Ben Fenerbahçe’nin nerdeyse orta sahayı bile geçmediği, Samuel Johnson’un serbest vuruşu yaratana sığınarak kullandığı ve Emre’nin bi tarafına çarparak Taffarel’i ters köşede bırakıp kaleye girdiği o maçtan beri derbilerin favorisinin olmadığına inananlardanım.
Ancak golü atsa bile, ikinci golü atma isteği ve kabiliyeti konusunda fakir olan Galatasaray’ın, hızlı adamları formda bir Fenerbahçe karşısında işinin çok zor olduğunu söyleyebilirim.
Galatasaray taraftarlarının centilmen olmalarını diliyorum.
Bu ultrAslan için de bir sınav olacak.