Galatasaray hayata döndü!

UEFA Avrupa Ligi'nde play-off maçında elenen, bu erken veda nedeniyle hedeflerinin sayısı azalan ve hafta içinde de Teknik Direktör Rijkaard'ın dediği gibi bu sezon en önemli hedefi Süper Lig ve Türkiye Kupası şampiyonluğu olan Galatasaray, takımdaki huzursuzlukların ayrılıklara neden olmasını engellemek için mutlak kazanması gereken Eskişehirspor deplasmanından 3-1'lik skorla galip ayrılarak adeta yeniden dirildi.

Ufak tefek değşiklikler yaparak son kozlarını oynayan Rijkaard, sahadaki tüm futbolculara takım ruhunu da tekrar kazandırmıştır. Galatasaray kötü gidişattan doğan can havliyle midir bilinmez; Eskişehirspor karşısında son derece üstün bir performans gösterdi. Sahadaki futbol hırslı, arzulu, tek çıkış yolu galibiyet olan bir takımın oynaması gereken futbolla birebir aynıydı. İkili mücadelelerde Galatasaraylı oyuncular başarılıydı. Özellikle Barış ve Neill'in ikili mücadelelerdeki üstün performansları takımın hücumuna çok büyük katkı sağladı. Devre arasında değiştirilen Elano'nun ilk yarıda fazla etkili olamamasının en önemli sebeplerinden biri Eskişehirspor'un geniş savunma anlayışıydı. Baros'un zaman zaman geriye gelerek orta sahaya destek olması, Arda'nın ilk yarıda çok fazla etkili olamamasına rağmen ikinci yarıda sağ kanatta Baros'a yakın oynaması oyunun rakip yarı sahada uzun süre kalması için çok etkili oldu. Ayhan'ın agresifliği Galatasaray'ın durmunu sahaya yansıtıyordu. Futbolcular isyan bayrağı çekmiş gibiydiler.

Eskişehirspor ilk yarıda dengeli futbolu sağlayabildi. Ataklar çoğu kez Galatasaray'dan gelirken, onlar da zaman zaman Sarı-Kırmızılı kalede etkili oldular. İlk yarının hemen başında sayılan bir zamanda, 4. dakikada Kaleci Ivesa ceza sahası dışında topu uzaklaştıramayarak Baros'a adeta bir gol hediye etti. İlk yarının sonuna yaklaşırken, 37. dakikada Galatasaray kalecisi Ufuk'un topa gereksiz müdahalesi ile hediyeye dönüşen pozisyonun Burhan ve Vucko'nun işbirliği ile gole çevrilmesi Eskişehirspor'da skora eşitlik getirdi. Bu hediyeleşmelerin ardından ilk yarı 1-1 sonuçlandı.

Galatasaray'a savunma futbolcusu ve kaleci transferi şart.

İkinci yarıda ceza sahasına daha yakın oynamayı başarabilen hatta pek çok pozisyonda ceza sahasında bile paslaşan Galatasaray'ın bu baskısı Eskişehirspor'u zaman zaman bunalttı. 68. dakikada Mustafa Sarp'ın Arda'ya verdiği pas ve Arda'nın kaleye yönelttiği top ve Eskişehirspor'lu Volkan Yaman'ın çizgi üzerindeki topu çıkarmak isterken ağları havalandırması sayesinde meydana gelen golle Galatasaray 2-1'lik üstünlüğü yakaladı. 71. dakikada ceza sahasında yaşanan paslaşmalar, oluşan karambol ve savunma oyuncusu Servet'in topu ağlara gönderişi Galatasaray'a 3-1'lik galibiyet getirdi.

Maç sonrası Arda'nın taraftarla buluşması çok manidardı.

Son 7 maçta sadece 2 galibiyet..! Demek ki sorun şu: Mücadele etmeyince mağlup olursun, oynarsan kazanırsın. Galatasaray'daki sorun da demek ki buymuş. Bir iki taktik değişiklik ve kazanma arzusuyla kazanılan başarı. Bütün mesele kontrol ve cesaret.

Bu deplasman galibiyeti Galatasaray'a can suyu gibi geldi; bakalım fidan, atılıp, kısa zamanda boylanabilecek mi?