- Kategori
- Futbol
Galatasaray İsterse Turu Geçer

Bordeaux: 0 - Galatasaray: 0
Galatasaray UEFA kupası 3.tur ilk maçında Fransa'da Bordeaux karşısına çıkarken zihinlerde bir dolu soru işaretleri de mevcuttu. Şöyle ki son haftalarda ligde oynadığı maçlarda istenilen görüntüyü veremeyen Galatasaray takımında iddia edildiği gibi takım içinde de huzursuzluklar olma ihtimali de vardı.
Sakat oyuncuların çokluğu nedeniyle Skibbe taktik değişikliğine gitmiş ve 3’lü defans ile çıkmıştı. Buna göre orta alanda 5 futbolcu ile burayı kontrol altına almayı planlamış, hem defansa hem de forvete orta sahadan verilecek destekleri öngörmüş. Ne ki bunu yaparken yine oyuncu tercihlerinde yanlışlık olduğu kanaatindeyim.
3’lü defans oynarken orta sahanın kenarlarına monte edilen oyuncuların hem ileri hem de geriye çok mesafe katedebilecek dirilikte olması, zaman zaman forvet hattında içeri girerek öndeki forvet oyuncularına destek sağlaması gerekir. Sol kanat için Arda olması gereken bir seçim idi ancak sağ kanat için acaba Kewell mi seçilmeliydi?
Çünkü Kewell sakatlıktan yeni çıktığı için tam hazır görünmedi, gerek gol bölgesinde gerekse kanadından gelen ataklarda hem geç kalıyor hem de çekingen davranıyordu. Zira Kewell’in arkasındaki alanı kapatacak bir sağ bek mevcut değildi. Gerçi ilk yarıda girdiği gol pozisyonunda şanslı olsaydı Kewell tercihinden dolayı Skibbe’yi övecektik, o da ayrı bir şey. İkinci yarıda yerini Sabri’ye bıraktı ve Sabri diriliği ile çok tehlikeli olmasa da pozisyonlar oluşturdu.
Orta alandaki diğer futbolcular Ayhan, Barış ve Mehmet Topal ise günün en çalışkanlarıydı. Ayhan zaman zaman pas hataları yapsa da kötü değildi. Mehmet Topal yerinde müdahaleleri ile rakip oyuncuları sürekli sıkıştırdı…
Oyunun ilk dakikalarında Galatasaraylı futbolcular sahaya alışamadıklarından olsa gerek tutuk ve geriye yaslanmış vaziyette durdular. Bu bölümde Bordeaux oldukça sık ve tehlikeli ataklar geliştirdi. Bu sırada göze çarpan şey 3’lü savunmanın yerleşiminde ve adam paylaşımında aksaklıklar olduğuydu.
Bu dakikalarda Galatasaraylı oyuncular rakibe top yapacak oldukça geniş alanlar bıraktılar, adeta çöreklenmiş vaziyette geride sıkışık kaldılar. Tabi ayağa pas yapan ve hızlı organizasyonlarla tehlikeli ataklar geliştiren Bordeaux’un ekmeğine de yağ sürmüş oldular.
Direkten dönen toplar, kalecinin kurtardıkları da düşünülünce şansımız yaver gitti diyebiliriz.
Sonra sonra Galatasaray sahaya yayıldı, oyuncular daha önde basmaya, boş alan bırakmamaya başladılar ve zaten bunun meyvesini de 17.dakikada Kewell’in kaçırdığı pozisyonla aldılar. Bundan sonra da zaman zaman etkili ataklarımız oldu ancak bitirici vuruşlar bir türlü gelmedi.
Aynı şekilde ikinci yarı başlarında da nedensiz bir panik havası oluştu, Galatasaray topu fazla ayağında tutamadı, sürekli top kaybı ile rakibe pozisyon şansı verdi. İlk yarı kadar olmasa da bu yarıda da birkaç tehlikeli pozisyon atlattı…
Maçın sonlarına doğru heyecan dolu adrenalinli dakikalar başladı. Bordeaux sürekli yüklendi fakat Galatasaray’ın etkili savunması ile boş alan bulmakta zorlandı.
Baroş ilk yarının başlarında gayet etkili iken, dakikalar 23 olduğunda bir an penaltı mı diye heyecanlandık, ancak Baroş topu eliyle almış ve sarı kartı da gördü. Eliyle aldığı için mi yoksa itirazdan mı gördü bilmiyorum ama Baroş bu sıralar tehlikeli sularda kulaç atmaya başladı, oysaki o topa eliyle dokunmasa belki de penaltı olacaktı. Hiç olmazsa kart görmezdi.
Nonda oyuna girdikten sonra Baroş kadar etkili görünmedi. Yerinde koşular yapamadı ve atılan topları da saklayamadı. Lincoln istediği boş alanları bulamasa da birkaç pozisyonda etkili paslar verdi. 70.dakikada düşmese o pozisyon daha tehlikeli bir hale gelebilirdi. Demek ki her düşme sarı kart gerektirmiyormuş. Bizim hakemlerimiz de bunu görmüştür umarım…
Hakem demişken, maçın hakemi iyi bir yönetim gösterdi diyebiliriz. İlk yarıda taç diye kesilen bir atağımız vardı ancak aynısı ikinci yarıda Bordeaux için de oldu. Hakem sertliğe kısmen prim tanıdı, sık sık oyunu kesmedi, genelde kararları doğru ve kartlar yerindeydi. Ancak 72.dakikada Wendel’e hakemi aldatmaya yönelik hareket nedeniyle sarı kart gösterdikten sonra bu futbolcu hakemi alkışladı. Bildiğimiz kadarı ile bu alkışın karşılığı da sarı kart olmalıydı (ardından Kırmızı), burada sanırım ikinci sarıyı göstermekten çekindi. Ya da futbolcunun “tebrik ederim hakem bey, sizi aldatmaya çalıştığımı iyi yakaladınız” demek istediğini de düşünmüş olabilir.
Kaleci De Santcis, defans üçlüsü gayet iyiydi. Galatasaray istediğini aldı bence. Rövanş maçında daha istekli ve dikkatli olursa turu geçecektir. Hülasa Galatasaray isterse turu geçer…
18 Şubat 2009
Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır