Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray şampiyonluğa oynamıyor mu?

Galatasaray şampiyonluğa oynamıyor mu?
 

Kaynak: hurriyet.com.tr


Galatasaray sezonun ikinci yarısına başladığında ayakta duran oyuncu sayısı çok azdı. Koşmayan, mücadele etmeyen, yardımlaşmayan, pas yapamayan, oyun planı olmayan bir Galatasaray ile karşılaşmış ve şaşırmıştık.

Antalyaspor'la oynanan ikinci kupa maçından sonra elenmesine rağmen "Galatasaray'ı beğendim, "skor" olmadı ama futbol ürettiler." demiştim. O günden bu yana, kazanamadığı maçlar dahil Galatasaray'ın takım olma ve mücadele etme özelliği hep vardı.

Bu akşam Ankaragücü karşısında izlediğim Galatasaray'ı ise hiç beğenmedim. Bakın isterseniz sonda söyleyebileceğimiz şeyi başta söyleyelim:

İlk yarı bittiğinde Lig TV'nin en çok koşan futbolcular istatistiklerinde en çok koşan oyuncu 5400 küsür metre ile A.Gücü'nden Hürriyet'ti. A.Gücü'nün en çok koşan 5. oyuncusu 4700 küsür metre koşmuşken, Galatasaray'da en çok koşan oyuncu 4200 metre koşmuştu.

Koşmayan bir takım ne demektir? En basitinden yardımlaşmayan, ileride çoğalamayan takım demektir. Tamam, A.Gücü henüz bir takım olma yolunda eksiklikleri olduğundan çok fazla yan pas yaptı, kale önünde etkili olamadı diyelim. Ancak hem defansta Galatasaray'lılardan fazlaydılar, hem de ileride pas yapacak, top çevirecek kadar çoğalabildiler, yardımlaştılar. Buna karşın Galatasaray, ileride duran iki (Keita ve Jo) forvetine uzun pas yapıp arada bir hatır sordu, bizzat gitmek yerine adeta SMS göndererek haberleştiler..

Galatasaray kendi yarı alanını kapatmada becerikli gibi gözüktü ama buna katkı yapan A.Gücü'nün beceriksizliğini görmezden gelemezsiniz. Korkum; bu durumun 3-0'lık galibiyetle gözden kaçırılacağıdır. Daha becerikli takımlar (bu hafta Trabzon maçı gibi) karşısında bu futbolla ne yapacağını, kalesini ne kadar kapatabileceğini, golü nasıl yapabileceğini kestirmek güç. Galatasaray'ın hücumda, başta Keita olmak üzere becerikli ayaklarına güvenmekten başka bir oyun planı yok.

En kötüsü ve asıl önemlisi; Galatasaray şampiyon olma yolunda rakibinin üzerine giden, coşkuyla oynayan, hırslı, sahayı iyi parselleyen, ileride çoğalan, ne yaptığı bilen, güvenli bir takım görünümünde değildi. Ben Galatasaray'da şampiyonluk havası göremedim.

Maçta hakkında konuşmaya değecek oyuncular ise şöyleydi:

Dos Santos, kayıp..

Jo, sağlam basmıyor, sekiyor..

Keita, ne zaman ne oynayacağı hiç belli değil, bu akşam (savruk olduğu bazı bölümler hariç) iyiydi, şampiyonluk onun ayaklarına ihtiyaç hissediyor.

Neill, yeni Popescu değil! Popescu'dan çok daha iyi. Daha "Galatasaray'lı", daha mücadeleci, daha teknik. O geldiğinden beri Galatasaray defansta ne yaptığını biliyor. Bence sahanın neresine koysan oynar. Hani derler ya aşka gelince, ben de öyle seslenmek isterim ona: Helal olsun sana!

Mustafa Sarp, bariz bir düşüş içinde.

Baros, Ali Sami Yen'i şölen yerine çeviren tek faktördü. Maç eksiği çok bariz gözüktü. O ve Kewell geç olmadan katılırsa Galatasaray en büyük şampiyonluk adayımdır.

Yazarın notu: Her zamanki gibi maçın hakemi hakkında yorum yok. Keita'nın eline temas eden topun "çarpma" olduğunu düşünüyorum, çünkü rakibin topa vurduğu tekme ile Keita'nın eli arasında 20-30 cm. var, elini çekmesi mümkün değil.

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..